Kayıtlar

ZARRAP`IN TÜRKİYE NOTLARI

Resim
Bu günlerde dünyaya diplomatik gözle Türkiye  tarafından bakınca kimin  müttefik, kimin karşıt, kim dost olduğu belli değil. Bugün dost müttefik diye ifade ettiğimiz  insanları iki gün sonra  muhalif, ajan, fetocu diye lanse edebilmekteyiz.  Dış politikada da durum bundan farksız değil.  Devletler için de aynı; bugün dost müttefik ülke olarak bilip ortak eylem, iş planladığımız devlet yada devlet başkanı daha masadan kalkar kalkmaz planlanılan ortak eylemin aksine farklı söylem ve eylemlerin yerini aldığına tanık oluyoruz. Demekki yaşadığımız çağın diplamasi siyaset dili böyle bir süreçten geçiyor. Kabul etmekte zorlansak da malisef durum bu yönde gelişiyor.  Birleşik Devletleri’nin İran politikası; Birleşik devletler İran`a niçin ambargo koymakta diye sorar isek;  cevap, bütün bölgenin istikrar ve güvenliğini artırmak için diye  gelir.  İran terörü destekleyen, bölgesinde dinsel meshep`leri kışkırtan zaman zaman Sudi arabistan`a kadar ulaşan istkrarsız dış politikasıyla  bölged

Modern dünyanın yeni paradikmaları

İrkildik, üzüldük korkunç bir katliam haberi ile sarsıldık.  Mısır`da ve de bir Cami`de  305  insanın katledildiği  haberi  hepimizin vicdanlarında infial yarattı. Büyük ihtimalle  faili  DEAŞ veya benzeri terör örgütlerinden birisidir. Ne düşünüyorsunuz bilmiyorum. Ben de bir şey düşünemiyorum. Türkiye,   kırk seneye yakındır terörle  içiçe yaşıyor. Bu duruma  alışmak, katlanmak adına bir güdü geliştirmek olanaksız, imkansız kabul edilecek bir durum değil.   Başta PKK,  DEAŞ, PDY ve  YPG   gibi  çok sayıda  terör örgütleri var. Özelikle Orta doğu da mantar gibi terör örgütü,  terörist üretiliyor.  Dünyanın neresinde  ne zaman bir eylem planladıklarını  veya  hangisi  ülkede bir Terör  saldırısı  düzenleyeceklerini bir yerleri patlatıp ne kadar masum insanı öldüreceklerini bilemiyoruz.  Güvenlik güçlerimiz  7/24 her yerde, her alanda, bir çok ülkeyle kordinasyonlu olmak üzere,  çok güçlü ve kararlı bir şekilde teröristlere karşı, onları etkisiz kılmak için canla başla  mucadele ediyo

Kapadokya - Milli park

Bir düşün, hayalin olsun seni peşinden sürükleyecek. Bu günlerde,   uzmanlar, gençlerde hayalciliğin ön planda olmasını ısrarla  istiyorlar.  Hayallerin insanı tahrik ettiğini, üretme, bir şeyler yaratma reflekslerini harekete geçirdiğini anlatmaya çalışıyorlar. Hayallerimiz olsun, bize, umut versin, yaşama, kazanma şevki,  heyecanı katsın ruhumuza. Çoğu yaşanılan tanık olduğumuz olaylar her ne kadar bize,yaşama karşı  kırılma, karamsarlık hayata karşı olumsuzluk çağrıştırsa da; Ben, hiç usanıp bıkmadan yaşamı dizayn etmek, imar etmek, maksimum seviyede yaşam kalitesi diyorum. Biz  neden başaramayalım, kesinlikle olacak başaracağız demeliyiz diye düşünüyorum. Bir işe inanmak o iş için eylemin yarısı demektir. Şehirlerimiz arasında zaman zaman yaşam kalitesi, yaşanılabilir seviye belirleniyor.  Hesapsız, ölçüsüz imara açılan ve denetimsiz büyüyen şehirler, malesef  bu yarışın  dışında kalmakta. Oysa, bu şehirlere geçmiş Hükümet`ler de bu gün ki Hükümet` de büyük maddi kaynaklar akt

Paradoks

Paradoks :  Kararlı kararsızlık veya tanımlanmayan kararlılık olarak ifade edeceğimiz gibi  farklı ifade de edilebilir, amaç ile aracın çelişki arzetmesi, siyasi yada sosyal bir yapıda amaç ile araçların uyumsuzluğu. İnsanlara konut yapmak için arazileri imara acarken bu alanların yaşam merkezi olacağını gözardı ederek marjinal yaşanılmaz mekanların inşası gibi.  Güncel paradoks ise :  Türkiye  yarım yüzyılı aşkın süredir bir NATO üyesi, grubun  güçlü Askeri müttefik iken,  karşıt blok Rusya`dan S 400 füze alımı girişimi, Türkiye`nin artış gösteren eğilimle Rusya`ya yakınlaşması, bunun yanında  ABD`nin özellikle Türkiye`ye karşı akresif dış politikası,Türkiye`nin küçük taleplerini geri çevirmesi İHA gibi hava aracını vermemesi, basit silah satışlarını engellemesi, vize işlemlerini askıya alması ve benzeri durumlar. Türkiye`nin de ısrarla içinde olmaya çalıştığı AB üye ülkelerinin de Türkiye ile diplamatik ilişkileri oldukca gergin, avrupa ile aramızda cekiçi değil itiçi güç akti

Fikri olgunluk Kurumsal kimlik

          Bugün demokrasimiz geçmişe göre daha gelişmiş fikri olgunlukta olmadığını söyliyemeyiz. Eğer parti adına, istifası istenilen Belediye Başkanlarının istifa taleplerinin uygunsuz, demokratik temayüllere aykırı olduğunu söyleyip dile getiriyor isek; `bu durum bize demokratik fikri olgunluğumuzu geçmişe göre geliştirdiğimiz anlamını cıkartır. Hükümet, veya Bakanlık  demokratik sürecin içinde hizmet politikaları belirlerken yanlış, karmaşık uygunsuz kanun yada yönetmenlik veya uygulama yapmıyacak anlamını çıkartamayız. Demokratik süreç hatasızdır diyemeyiz.  Sonra, geçtiğimiz yılların demokrasi anlayışı ve tanımı ile yaşadığımız ve geleçekteki tanım aynı olmayacağı gibi. Birkaç sene önce demokrasi adına kutlayarak yaptığınız eylem, kazanım bir kaç sene sonra önünüze anti demokratik engel olarak cıkabileceğini göz ardı edemeyiz. Dünün özgürlük beklentisi ile bugünün özgürlük tanımı ve beklentisi aynı olduğu  kabul edilemez. Ve değişim, gelişm böyle bir süreç.            Devletin

Nitelikli okul - kaliteli eğitim

          Şehirler yaratamıyoruz, disiplinli  iktisadi eylemler ve para politikamız yok. Yüzlerce yıldır borç ile ekonominin carklarını döndürmek durumunda kalıyoruz. Son yıllarda biraz iyileşme var, enflasyon, döviz istikrarlı seyrediyor derken; piyasalardaki sert  değişimler  eski yıllaramı dönüyoruz dedirtecek cinsten.           Eğitimde de durum oldukca endişe veriçi. Orta öğrenimden sonra   Liselere  makul ölçüde kabul edilebilir  geçiş standartını sağlamış değiliz. Öğrencinin başarı seviyesini, güven ortamında belirleyemiyoruz. . Sürekli artarak devam eden olumsuzluk ve güvensizlik  hakim. Ayrıca,  toplumda eğitimin tek taraflı değişmez kalite sorumluluğu okul ve öğretmen, eğitmen oduğu kabul edilmiş. Oysa,  önçe öğrenci, talabe - talep eden - öğrenmeye açık istekli olmalı. Eğitimin temel amacı; bireyde öğrenmeye yönelik içgüdüsel eğilimin uyandırılması, bu eyleme ivme kazandırılmasıdır. Yoksa bilgiyi öğrenciye tabiri caiz ise tamperlemek değil.  okulun verdiği mesleki, teknik

İktisadi eylemler

          İktisadi eylemler;  para politikası, gelişmiş  ekonomik veriler, istihdamın yüksek seviyede tutulması, beklenilen milli büyümeyi kalkınmayı sağlamak. Bütün bunları gerçekleştirmek için de dengeli tutarlı siyasi kararlılık da göz ardı edilemez. Geçen gün, Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar ;''500 yıldır topraklarımızda bilim üretemiyoruz'' dedi. Uzun zamandır ifade etmek gereği bile duymadığımız  insanımız milletimiz için hayati bir konuya dikkat çekmiş oldu. Kendisine bu vesileyle sonsuz teşekkür ederimTürk milletine kazandırdıklarından dolayı da. Aslında,başarıya okadar susamışız ki sayın Sancar'ın almış olduğu ödülü; Cumhuriyetimize, Kemal Atatatürk`e atfetmiş olması da,  ihtiyaç duyduğumuz milli birliğimiz açısından ifade edilemez yücelikte. Temenni ederim ki başarıları daim olur ve bu başlangıcın devamını, milletimizin diğer bilim insanları da katılır.           Ülkemizde:iktisat, finans, siyasi ve diğer bilim alanlarında siyasette kuram