Kayıtlar

Ekim 22, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

29 EKİM CUMHURİYETİN DOĞUM GÜNÜ

           Cumhuriyetimizin doğum günü 29 ekim 1923; kurucu babası M.Kemal Atatürk ve o  gün  Atatürk`ün yanında olan, ona inanan Kazım Karabekir, rauf Orbay, İsmet İnönü, Fevzi Cakmak ve diğer vatan sever, yürekli insanlar vatanı  düşman işgalinden kurtardıktan sonra,   yeni bir yapılanmanın zaruretini hissederek Cumhuriyeti kurmakta karar kılmışlardır.  Neticede,  Cumhuriyet geçmişle hesaplaşan geçmişe rağmen bir yapılanma değil; geçmiş de   yaşanılanlar elde edilen  - rejim olarak bakınca -tecrübeler  neticesinde   ulaşılan  kazanımdır. Bazı cevreler,   Cumhuriyeti ve Cumhuriyetle tanımlanan medeni unsurları hazmedememiş ve yıllarca  bu değişimi siyasette iç politika malzemesi yaparak,   Cumhuriyet kazanımlarının  gelişme süreci sözedilen  kesim tarafından  takdir edilmemiştir. Günümüzde dahi zaman zaman basına yansıyan alalede insanların meczup süsü verilerek Atatürk ve Cumhuriyet tanımlarına sataştıklarına tanık oluyoruz.           Günümüzde Cumhuriyeti tanımlıyacak olursak;

TÜRK´ÜN YÜZYİLLIK KANAYAN YARASI

            Güneşin altında yaşanılan günler vardır ki   bir anı bir ömre bedel, öyle günlerde vardır ki -anılar-   insan hatırlamak istemez. Mechulden gelen bir  ok öyle yaralar acar ki,  ne kanı diner ne yarası gecer.  Kim bilir  belki  kıyamete kadar  kim yarasını  tedavi edebilir.  Kerbelanın - Evladı resullallahın. Hz. Hüseyinin-  Bu milletin manevi yarası  olduğu gibi  . Birde milletimizin milli yaraları vardı  ki,  bunlarda manevi yaramızı aratmaz, oda  Kerkük ve  Musul. O günün şartlarında mülkü ile içerisinde yaşıyan halkı, insanı ile sınırlarımız dışında brakmak zorunda kaldığımız vilayetler. Üzerinden yıllar asırlar gecsede  bu coğrafyanın bizim bir parcamız olduğu gerceği değişmez, değiştirilemez . Mahrum ve mahsun bırakılan bir  millet masaya oturtulduğunda, bölgedeki enerji kaynaklarına erişecek teknolejiyi elde eden ulaşan gelişmiş emperyalistler bizden bu Türk vilayetlerini  koparıp almışlardır.  Ve  biz,  o günün zarüretinde kabul etmek durumunda  kalmışız.  Geleçek