ESKİ BİR HİKAYE
Yaşamak için yurt edinmek yetmez. Yaşamak için, yaşamı anlamlı kılacak onu kutsayacak inanç, ilke ve nitelikli değerler yaratmak gerekir. Şehirlerin, içindeki yapıların mühendisi, mimarı olduğu gibi toplumların, yaratılan milletlerin de mühendisleri vardır. Geçmişin mimari mühendislik, tıbbi bilgi deneyimi; günümüz mühendisliğin, tıbbın temellerini oluşturmuş olsada, geçmişin usulleri ile şimdi tavuk kümesi dahi yapamazsınız, grıb hastası tedavi edilemez. Geçmişin toplum mühendisliği o günün ve ilerleyen dönem için düşünülüp tasarlanan bir sosyal yapı içindir. Adalet konusu, hukuk usul ve esasları hakkında da farksız değil. Bu durum toplumu var eden tüm etkenler için geçerli. Dünün, geçmişin adalet anlayışı suç kavramı ile günümüzün hukuk, adalet tanımı aynı değil. Toplumu var kılan fertlerin sürekli kendini yenilemesi gerektiği gibi, topluma hareket kazandıran kurumların da sürekli kendini yenilemesi gerektiği gözardı edilemez. Bugün ki idari yapıya baktığımızda her şeyin Ank