HER ZORUKLA BERABER BİRDE KOLAYLIK VARDIR
Her gün yeni doğan güneş üzerimize kasem, umutsuzluk, karamsarlık sacıyor. Trendi yükselerek artan öfke, cinnet hali toplumun tüm katmanlarına yayılıyor. Sanki uzunca yıllar bastırılmış, ötelenmiş duyguların, öfke, kin, nefret hıncının patlaması gibi. Varılan son çizgide karşısında olan kimsenin kimlik. yakınlık derecesi aranmak sızın doğrudan öldürmeye yönelik saldırganlıkla karşı karşıya kalıyorsunuz. yazık çok yazık nasıl bu hale geldik, nasıl bu denli katil bağnaz, cani ola bilecek haleti ruhiye kazandık. Her gün kanımızı donduran cinayet, katliam haberleri ile sarsılıyor, hayıflanıyor, müteessir oluyoruz. Doğrusu kimseyi de suçlamak istemiyorum, illa yetkililer yapıla bilecek bir şey varsa gayret gösterip gerekeni yapıyor olduklarına inanıyorum. Felaket tellallığı yapmak da doğru değil, bunu biliyorum. Yalnız toplum olarak kendimizi sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Neden bizim inanmamız ve yaşantımıza yansıtmamız gereken toplumsal iletişim kurallarını; hiç inanmayan, i