Kayıtlar

Haziran 16, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şehir - Haber / Analiz

Resim
Şehir - haber / analiz İbrahim selvi Kapadokya/Türkiye Türkiye olarak,  şehir  planlamasını bilmiyoruz,  bu gerçeği  kabul etmemiz gerek.  Gülşehir’in geçmiş Belediye Başkan’ı Vahdi Arısoy’a doğrudan “ Sayın Başkanım, İlçenin imar iskanı ile ilgili güncellemesi yapılacaksa; Üniversite’lerde ya da yurtdışında özellikle Hollanda’da yardım alalım “ dedim.  Vahdi Başkan’da o günlerde Gülşehir Kartal Otel’de konaklayan  bazı Üniversitelerin “ Yanılmıyorsam Gazi ve Ankara  Üniversitesi’nin “ konu İle ilgili Akademisyen düzeyindeki yetkililerle çalışma yaptığını biliyorum.  Değerli memleketdaşlarım, sevgili halkım;  Kentlerin imar, iskan gibi  alt yapı eksikliğimiz sadece Gülşehir, Nevşehir ya da değer   özel bölgelerle  sınırlı değil.  Tüm Türkiye sathını bağlayan bir durum.  1993’lü yıllar da Antalya’da tek bir deranaj olmadığı gibi, kanalizasyon giderleri de, evlerin önüne kazılan logarlara veriliyordu.  Dönemin Antalya Belediye Başkanı Hasan Subaşı idi. Benim olduğum

Türk siyasi yaşamına 17 yıl aradan sonra tekrar kazandırılan, politik sürece yönelik izlenimlerim.

Geçtiğimiz Pazar akşamı “16 Haziran “ da İmamoğlu ve Yıldırım’’ın  İstanbul’u yönetmek adına  geliştirdikleri akıllı politikalarını kamuoyuyla paylaşmak üzere  düzenlenen ortak Tv. Programına yönelik izlenimlerim.  Son derece önemli bulduğum  bu program Herşeyden önce , Türk siyasi yaşamı için pozitif  barışçıl bir başlangıç. Süreç boyunca İtham ve hakaret yok, saygı var.  Tarafların Politik iletişim lisanına uzlaşma  biz olma, millet olmanın bilincinin hakim olduğuna  tüm Türkiye olarak tanıklık ettik. Adayların  akıllı politikalarını yönelik yorumumsa.. Sayın Yıldırım;  31  Mart seçim  sürecine yönelik tanım  yaparken. İki  demokratik refleksi iyi okuyamadı ya da görmezden geldi.  Birincisi : AA. Ajansın yayıın akışını   mazeret beyan etmeksizin kesmesine yönelik kabul edilmezliğe vurgu yapmaması. Yani yarışın orta yerinde hakem sahayı gerekçesiz terkediyor. Siz yarışmacı olarak bu sıra dışılığı sükut  ile karşılıyorsunuz.  İkincisi : YSK İstanbul seçimlerinin

Yönetilebilir demokrasi.

Yönetilebilir demokrasi Aslolan demokrasinin gelişip demokratik kültürün toplum da yerleşip kökleşmesi mi?  Yoksa, benim partim benim adamım, benim davam  gibi ya da azınlığın/çoğunluğun tahkimi üzerine dayalı, demokrasiyle kamuflaj olmuş tanımsızlık mı?  Hayır yönetmek, azınlığın çoğunluğa ya da çoğunluğun azınlığa tahkimi değil, Toplumun yönetme  kültürüne kapsayıcı kabiliyet karakter kazandırılmış olup\olmaması...  Meclis'te bireyleri temsil edecek   yüz binleri temsil kabiliyeti kazanmış demokratik kült  edinmişseniz.  Seçimlere katılımın düşük olması ya da Meclis'te azınlık\çoğunluk bahisleri ülkeyi yönetmekten etkin bahis konusu olmaz. Bugün Avrupa’da olduğu gibi. AB’de çoğu ülkelerde %15/25 seçmen katılımıyla gerçekleşen seçimler sonucunda   parlamento’ da hükümet kurup,  bütün ülkeyi temsil kabiliyeti kazanmış demokratik kültürün gelişmişliğine tanık olmaktayız.  Ancak, çoğunluğun seçmesiyle yönetime gelmek ile geniş kitleleri temsil etmek farkl

Anlaşılır olmak - İbrahim Selvi

Resim
Çoğu okurum, kaleme aldığım makalelerimin ananlaşılır olmadığını, tanımların ağır havalı kelimeler içerdiğini ifade etmekle birlikte noktalama işaretlerinin yerli yerinde kullanılmadığından söz etmektedirler.  Aslında, okur açısından bakınca yanlış da  değil.  Bunlar çok da yerinde doğru tesbitler. Okura göre  yanlış yerde kullanılan imla hataları aslında  yazara göre, doğru ve olması gerektiği yerde.  Yazar, kalemine edebi bir karakter, ruh kazandırmak istiyorsa ki; bir ressamın fırca darbeleri gibi ya da bir tasarımcının kaleminin kural tanımazlığı. Okur ise, haklı olarak metnin kendi anlayabileceği nitelik ve tarzda olmasını talep ediyor.  Kimi tanım içerikli  felsefi, siyasi makalelerimin de  bir kez okunmasıyla anlaşılacağı, asla söylenemez.  Makalelerimi ikinci  kez okuduğunuzda anlarsınız ve imla kuralallarını yazılı metnine oturtmuş olursunuz.  Makaleyi üçüncü kez okuduğunuzda  makalenin, içine girer, metin ve tanımların okuru düşünmeye davet ettiğini,