Yönetilebilir demokrasi.
Yönetilebilir demokrasi
Aslolan demokrasinin gelişip demokratik kültürün toplum da yerleşip kökleşmesi mi?
Yoksa, benim partim benim adamım, benim davam gibi ya da azınlığın/çoğunluğun tahkimi üzerine dayalı, demokrasiyle kamuflaj olmuş tanımsızlık mı?
Hayır yönetmek, azınlığın çoğunluğa ya da çoğunluğun azınlığa tahkimi değil, Toplumun yönetme kültürüne kapsayıcı kabiliyet karakter kazandırılmış olup\olmaması...
Meclis'te bireyleri temsil edecek yüz binleri temsil kabiliyeti kazanmış demokratik kült edinmişseniz.
Seçimlere katılımın düşük olması ya da Meclis'te azınlık\çoğunluk bahisleri ülkeyi yönetmekten etkin bahis konusu olmaz.
Bugün Avrupa’da olduğu gibi. AB’de çoğu ülkelerde %15/25 seçmen katılımıyla gerçekleşen seçimler sonucunda parlamento’da hükümet kurup, bütün ülkeyi temsil kabiliyeti kazanmış demokratik kültürün gelişmişliğine tanık olmaktayız.
Ancak, çoğunluğun seçmesiyle yönetime gelmek ile geniş kitleleri temsil etmek farklı kavramlar.
Büyük seçmen kitlesinin oyunu alarak seçilebilirsiniz. Ancak, sizi tercih eden azımsanmayacak seçmen kitlesini dahi temsil edemeyebilirsiniz.
Bunlar yönetilebilen katılımcı demokrasilerde farklı tanım ve kavramlardır.
Büyük seçmen kitlesinin oyunu alarak seçilebilirsiniz. Ancak, sizi tercih eden azımsanmayacak seçmen kitlesini dahi temsil edemeyebilirsiniz.
Bunlar yönetilebilen katılımcı demokrasilerde farklı tanım ve kavramlardır.
Demokrasi; tanımı sınırlı belirli ön şartlara bağlı değişmez bir yönetsel kavram değil ki...
demokrasi; Yaşadığı coğrafyaya kültüre göre sürekli gelişen kapsamı genişleyen yönetsel kültür olarak kabul edilmektedir.
demokrasi; Yaşadığı coğrafyaya kültüre göre sürekli gelişen kapsamı genişleyen yönetsel kültür olarak kabul edilmektedir.
Dün demokrasinin temel dayanağı ve de korunağı anayasal ve yasal kurumlar ve buna bağlı sandık iken; günümüz demokrasisi artık daha kapsamlı ve daha geniş sınıfların kitlelerin katkısını değerini içinde barındırmak ihtiyacı hissetmektedir.
Yine buna ilaveten demokrasi artık sivil toplum örgütlerinden ve katılımcı yönetsellikten beslenmekte ve kendisini orda korunakta hissetmektedir.
Yasaları yapanların tekdüzelik, seçmen tabanı, tekrar seçilebilme kaygısı gütmediklerini ya da başka amaçlar ile popülist politikalara açık olmayacaklarından nasıl emin olabiliriz ya da böyle olmadığını nasıl inkar edebiliriz.
Yasaları yapanların tekdüzelik, seçmen tabanı, tekrar seçilebilme kaygısı gütmediklerini ya da başka amaçlar ile popülist politikalara açık olmayacaklarından nasıl emin olabiliriz ya da böyle olmadığını nasıl inkar edebiliriz.
İstanbul seçimlerinin YSK tarafından açıklanan iptal gerekçesi;
yukarıdaki açıklamaya çalıştığım ve de çoğu yön/ yöntemleriyle tanımladığım yönetilebilir demokrasi kavramıyla taban tabana karşıt kararlar olduğunu kabul etmemek demokrasinin, kullanım tarihi geçmiş dondurulmuş demokrasiyi kullanmak İle eş değerdir...
yukarıdaki açıklamaya çalıştığım ve de çoğu yön/ yöntemleriyle tanımladığım yönetilebilir demokrasi kavramıyla taban tabana karşıt kararlar olduğunu kabul etmemek demokrasinin, kullanım tarihi geçmiş dondurulmuş demokrasiyi kullanmak İle eş değerdir...
Sorun coğrafya da mı?
Mahfi Eğilmez, geçtiğimiz günler de yayımladığı bir makalesin de.
Güney/Kuzey Kore örneğini konu ederek sorunun coğrafya da olmadığını anlaşılır ve inkar edilemez realitede ifade etti.
O zaman problem ne, sorun nerde de biz yönetemiyor ve yönetirken geçmişten günümüze çok ağır bedeller ödüyoruz, ödemek durumun da kalıyoruz.
Daha açıklayıcı bir makale yazacam ancak küçük ayrıntı olarak şunu ifade etmeden...
Okuyup yazarken, düşünüp ifade edip tanımlarken ve de çizerken, mizansen yaparken ve oynarken korkuyoruz. Bugün mü/yarın mı? Çağırdılar mı ? Alacaklar mı ?
Korkuyla sevgi bir düşüncede birlikte yaşayamaz yaşarsa... hezeyan!!
Güven ile şüphe de aynı tanımda yer alamaz alırsa? Kaos!!!
Yorumlar
Yorum Gönder