29 EKİM CUMHURİYETİN DOĞUM GÜNÜ




           Cumhuriyetimizin doğum günü 29 ekim 1923; kurucu babası M.Kemal Atatürk ve o  gün  Atatürk`ün yanında olan, ona inanan Kazım Karabekir, rauf Orbay, İsmet İnönü, Fevzi Cakmak ve diğer vatan sever, yürekli insanlar vatanı  düşman işgalinden kurtardıktan sonra,   yeni bir yapılanmanın zaruretini hissederek Cumhuriyeti kurmakta karar kılmışlardır.  Neticede,  Cumhuriyet geçmişle hesaplaşan geçmişe rağmen bir yapılanma değil; geçmiş de   yaşanılanlar elde edilen  - rejim olarak bakınca -tecrübeler  neticesinde   ulaşılan  kazanımdır. Bazı cevreler,   Cumhuriyeti ve Cumhuriyetle tanımlanan medeni unsurları hazmedememiş ve yıllarca  bu değişimi siyasette iç politika malzemesi yaparak,   Cumhuriyet kazanımlarının  gelişme süreci sözedilen  kesim tarafından  takdir edilmemiştir. Günümüzde dahi zaman zaman basına yansıyan alalede insanların meczup süsü verilerek Atatürk ve Cumhuriyet tanımlarına sataştıklarına tanık oluyoruz.

          Günümüzde Cumhuriyeti tanımlıyacak olursak; Cumhuriyet, Milletin  özgür iradesi ile oluşturduğu Millet meclisinin üzerinde bir vesayet ve nufus sahibi bulunmaması ve seçilenler dahil hiç kimsenin ayrıcalık ve ültümasa   tabi   tutulmaması, bütün yurtaşların, Anayasanın öngördüğü tanım içerisinde eşit yurttaşlık hak ve ödevleri ile sorumlu kılınmasıdır.  Kurumlar tanımlanırken, yasama, yürütme ve yargı küvvetler ayrılığı olarak tanımlanıp,   kurumlar, yasaların kendilerine verdiği yükümlülük ve sorumluluk ilkesi doğrultusunda  hiçbir vesayet ve baskı altında kalmadan kurumsal  yükümlülüklerini yerine getirmiş olacaktır.  Cumhuriyete bu tanım çerçevesinde baktığımızda yanıldığımızı görür,   Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar olan sürecteki anti demokratik-  tanımına uymayan - uygulamalara tanıklık ederiz. Bu durum bizi umutsuzluğa sevk etmesin. Şuna inanıyorum ki, Cumhuriyeti geliştirecek büyütecek, kökleştirecek tek şey gençlik, genç aydınlık zihinler, fikirler  ve viçdanlardır.  İnsanlığın karekterinde geçmişe,  geriye gitmek olmadığı gibi geleceğide doğru tanımlamak gibi bir sorumluluğu zorunlu kılar. Cumhuriyetimizi   geliştireceğimize  olan  inancımız  hep  canlı,  güçlü  ve  iradeli  olsun.  Bu  vesile  ile   Cumhuriyet bayramımızı  yürekten kutlarım.    Bize bu çağdaş mirası kazandıran  Başta  Mustafa Kemal Atatükr ve silah arkadaşlarını rahmetle  anıyorum.


              SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ

           Günümüzde demokrasi ve demokratik temayüllerin gelişmesi, yönetimin daha katılımcı   ve çok sesli olabilmesi için;  demokratik toplumların vazgeçilmezi konumundaki kurum,   şüphesiz   sivil toplum örgütleridir.  Bu bağlamda yasaların öngördüğü ölçüde tüm millet   vatandaşlık ödev ve sorumluluklarını  kurumsal ve  ferdi  olarak yerine getirmekle  sorumludur.  Bu sorumluluğun  bilinç ve şuğurunda   olan  insan,   günümüz  cağdaş  insan  tanımına  uygundur  ve  saygıyı   hak  eder.. Cumhuriyet   ve  devlet   ançak  bu  milletin  yüreğinde  ve  omuzlarında  yükseleçek,  yaşadığı  cağa  uygun   medeni   unsurlar   tanımlıyacak,  medeni  dünyadaki  insanlık  ailesindeki   hak eden onurlu  yerini  alaçaktır..   Geçen  gün  13  yaşındaki  çocuğun  servis  aracını  kullanırken  trafik  kontrolüne  takılması   ve  benzeri  bir çok  örneğin  yaşanılması  gösteriyor ki;  Millet  olarak  taşın  altına   elimizi   koymadığımızı   her  şeyi     devletten   bekleyen,  sorumluluk  ve   yurtaşlık  bilincinden  yoksun  olduğumuzu  gösteriyor. çok üzüçü  bir  durum..  Sivil toplum  örgütü  niteliğindeki   Esnaf  odaları   ve  Ticaret  odaları;  yaşadığımız  tolumun,  şehirin  gerektirdiği  ihtiyaçlara binaen  vizyonlarını  belirlemelidir..  Artı  250- 500  mk. ölçütünde sanayi  dükkanı  ve  sanayi   esnafı  tanımı  kapandı.  Artık  organıze  sanayi  tanımı   ve  ölçütünde  yatırım   yapılmalı.   Sanayının,  üretimin   getirisi   konuttan  ve  tarımdan  daha   yüksek   olmasına   rağmen   sanayi   alanlarına   gereken    önem   verilmiyor.    Ve  hala  şehirlerimizde   küçük  ölçekli   sanayi   sitesi   yatırımları  projelendiriliyor.  Oysa  küçük  sanayi   dönemi  çoktan   kapanmakta. Vizyon,  sadece  Devletten  değil  tüm  sivil toplum  ve  sanayiçi,  iş adamlarından  beklenmektedir.   Sosyal  Devlet  beklentisi,    Devletten  beklendiği  gibi   şirketlerde   en az,   hiç  değilse  çalışanlarına   karşı  sosyal  olmalı  değilmi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı