ZARRAP`IN TÜRKİYE NOTLARI


Bu günlerde dünyaya diplomatik gözle Türkiye  tarafından bakınca kimin  müttefik, kimin karşıt, kim dost olduğu belli değil. Bugün dost müttefik diye ifade ettiğimiz  insanları iki gün sonra  muhalif, ajan, fetocu diye lanse edebilmekteyiz. 

Dış politikada da durum bundan farksız değil. 
Devletler için de aynı; bugün dost müttefik ülke olarak bilip ortak eylem, iş planladığımız devlet yada devlet başkanı daha masadan kalkar kalkmaz planlanılan ortak eylemin aksine farklı söylem ve eylemlerin yerini aldığına tanık oluyoruz. Demekki yaşadığımız çağın diplamasi siyaset dili böyle bir süreçten geçiyor. Kabul etmekte zorlansak da malisef durum bu yönde gelişiyor. 

Birleşik Devletleri’nin İran politikası;

Birleşik devletler İran`a niçin ambargo koymakta diye sorar isek; 
cevap, bütün bölgenin istikrar ve güvenliğini artırmak için diye  gelir. 

İran terörü destekleyen, bölgesinde dinsel meshep`leri kışkırtan zaman zaman Sudi arabistan`a kadar ulaşan istkrarsız dış politikasıyla  bölgede terörü, savaşı körüklemekte ve doğrudan Hizbullah  Terör örgütüyle sicak savaşın içinde olmaktadır.  Bununla da kalmayıp, nükleer çalışma yapma girişiminde bulunmuş  uranyumu zenginleştirmek istemiştir. Nükleer atom bombası yapmak istemiştir.  Nükleer çalışmayı Rusya siyaseten ve materyal vererek de desteklemiştir. İran, Nükleer bomba yaparsa bölgedeki etkileri, güç dengesi nasıl değişir kestirmek zor. Bölgedeki istikrarsızlığın büyük bedelini her zaman Türkiye ödemektedir. 

Irak ve Suriye sorunundan sonra  şimdi de  İran`a uygulanan ambargonun  Türkiye olarak  yanında olmamız gerektiği inkar edilemez.

İran,  ABD`nin uyguladığı ambargoyu  etkisizleştirmek için Türkiye üzerinden  Zarrap formülünü devreye sokmuş. Arabistan ve Katar ayağında ise Bebek  Zencani üzerinden bir düzen sağlamış. Yalnız,  Zencani`nin üzerinden yapılan tiçaretten İran ikibuçuk milyar dolar zarara uğratılmış, - demek ki Türkiye üzerinden yapılan ticaretten zarar edilmemiş - bu  zarardan dolayı Zencani ülkesinde suçlanıp yargılandı ve  idam cezası aldı. 

Türkiye,  Zarrap üzerinden İran`ile yapılan tiçaretin boyutlarını ABD`den mahkeme salonundan takip etmek durumunda kaldı. Zarap Türkiye`de yargılanmıştı, Türk yargısı Zarrap`ın Türkiye`deki ticaretini legal, yasalara aykırı bir durumun olmadığına karar verdi. 

Ve Zarrap bu yargılanma süreci sonrasında suçsuz bulununca, yaşanılanlardan bunalmış olmalı ki tatil için ABD`ye gitti, daha hava limanına iner inmez  polis tutuklayıp hapse attı. Yargılama süreci devam ediyor, mahkemede gelen haberler, savcının sorularına verilen cevaplar ne süpriz ne de ilginç; Türkiye`deki yargılanma sürecindeki malum bilinen  olaylar.




AKP kuşatılıyormu? 

Biryanda ABD`nin siyasi manevraları, diğer yandan CHP`nin ortaya attığı Man adasına yapılan nakit havalelerin dekontları  hükümet yetkililerinin  politik hareket alanlarını kısıklamakta. Bu isnat edilen suçlamanın,  savunma ve mahkeme süreci siyaseti uzunca bir zaman meşgul edeceği gözüküyor.  

Ayrıca ekonomi cevrelerinin dile getirdikleri üzere Türkiyenin kısa vade de ikiyüz milyara yakın dolar ihtiyacı  olduğu öngörüsü de piyasaları olumsuz etkileyebilir.

 Şu da kabul edilmesi gereken değişmez bir gerçek ki; Türkiye bölgesinde kalkınan, gelişmesi engellenemez bir  pozisyon almış, siyasi, ekonomik  bir güçe ulaşmıştır.  

Türkiye`de bu büyümenin gerektirdiği sorumluluğu vakarı hissetmeli  davranışlarını bu olgunlukta belirlemeli, gerek iç politika da ve de gerekse dış politika da  seviyeli politika geliştirmeli bu yönlü  iletişim kurmalıdır. 

Türkiye ile ilinti içinde olan devletler de bu gerçeği kabul edip, Türkiye politikalarını bu yönlü geliştirmeleri gerekmektedir. Güçlü Türkiye bölgenin de dünyanın da yararınadır. Türkiye`nin içerde de dışarda da amacı, hedefi açık ve nettir, medeni ve müreffeh toplum yaratmak; demokratik toplum, yurta sulh cihan da sulh ilkesi değişmez hedefidir. Bu hedefler tüm dünyada kabul gören ulaşılmak istenen unsurlardır. 

Rıza Zarrap`ın Türkiye notları göstermektedir ki Türkiye,  kendi büyüklüğünü, dünyadaki yerini güçünü  kendisi de kavramış değildir.  Keza,  herşeyden önçe, itham edilenler bir yana  sıradan bir at hırsızının bakanlık düzeyinde itibar görmesi  bunun acık delilidir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı