Modern dünyanın yeni paradikmaları

İrkildik, üzüldük korkunç bir katliam haberi ile sarsıldık.  Mısır`da ve de bir Cami`de  305  insanın katledildiği  haberi  hepimizin vicdanlarında infial yarattı. Büyük ihtimalle  faili  DEAŞ veya benzeri terör örgütlerinden birisidir. Ne düşünüyorsunuz bilmiyorum. Ben de bir şey düşünemiyorum.

Türkiye,   kırk seneye yakındır terörle  içiçe yaşıyor. Bu duruma  alışmak, katlanmak adına bir güdü geliştirmek olanaksız, imkansız kabul edilecek bir durum değil.  

Başta PKK,  DEAŞ, PDY ve  YPG   gibi  çok sayıda  terör örgütleri var. Özelikle Orta doğu da mantar gibi terör örgütü,  terörist üretiliyor.  Dünyanın neresinde  ne zaman bir eylem planladıklarını  veya  hangisi  ülkede bir Terör  saldırısı  düzenleyeceklerini bir yerleri patlatıp ne kadar masum insanı öldüreceklerini bilemiyoruz. 


Güvenlik güçlerimiz  7/24 her yerde, her alanda, bir çok ülkeyle kordinasyonlu olmak üzere,  çok güçlü ve kararlı bir şekilde teröristlere karşı, onları etkisiz kılmak için canla başla  mucadele ediyor, savaşıyorlar.  Kolluk güçlerimizin   hepsi de vatanlarına, milletlerine adanmış ruhlar.  
Bütün silahlı  savunma gücümüzü oluşturan yiğit, cesur ve yürekli  kolluk güçlerimizi  minnetle anıyor saygılarımı arz ediyorum.

Bugün, Mısır`da yaşanılan katliamın benzeri Avrupa başkentlerinde de yaşanıyor. Terörist ruhlu, aklını yitirmiş birileri çıkıp hiç bir silah  bulamazsa,  bir kamyoneti  insanların üzerine sürerek onlarca insanı katledebiliyor. 

Aslında terör,  belirli bir coğrafyanın değil, bütün  modern dünyanın sorunu. Ne yazıkki dünya da bu duruma çok da hazırlıklı değil.  Modern dünyanın  terörle mucadele etmesi için olması gereken kollektif  birliktelik henüz sağlanmış gerektiği  seviyeye çıkartılmış değil,   belirlenmiş ortak politika yok. Bu durum karşısında  örgütler Terör  alanını genişletiyor,   ellerini her geçen gün daha da  güçlendiriyorlar. 

Ortadoğu'daki yönetimlerin yeni dünyanın paradikmalarını kabul edememeleri, ( senato, Eyalet Meclisi, Yerel yöenetim, denetimsizlik ve benzeri yönetsel kurumların olmayışı siz istemesenizde sistem sizi tek adam, diktatör yapıyor, zorluyor " eski dünya düzeninde ısrar etmiş olmaları,  bölgede ve dünyada da büyük trajedilerin cekirdeğini oluşturmaktadır. 

Bu eski dünyanın anti demokratik " kurumsal olmayan devletleri;
Devlet gücünün her şeye muktedir olduğunu, hiç kimseye, hiç bir kuruma karşı sorumlu olmayacaklarına inanmış oldukları  gibi,  geçmiş toplum düzenini de devam ettireceklerine inanıyorlardı. 

Hatta, zaman zaman yeni dünyaya kafa tutuyor, onları emperyalist, hiristiyan, müsliman düşmanı gibi hedef  gösterip,  halklarını da bu yönlü kışkırtıyorlardı.

Arap baharı diye tanımlanan Aralık 2010 yılında baş gösteren  bölge ülkelerdeki halk ayaklanmaları; Tunus, Cezayir, Lübnan, Mısır gibi ülkelerde değişim için halk sokaklarda,  meydanlarda kanlı eylemler yaptılar. Bu değişim bazı ülkelerde olumlu etkiler yarattı, bir çoğunda da yerini istikrarsızlığa, karmaşaya, Teröre bıraktı.

Mısır`da eski devrik lider Mubarek ve Çocuklarının yurt dışındaki finans kuruluşlarında, Mısır halkına ait milyonlarca doları bulan banka  hesabları ortaya  çıktı.  


Bu paralar önce donduruldu sonrada Mısır`da yeni oluşan hükümete iade edilmiştir.  Bu anti demokratik oluşumun başındaki sözde liderler ülkelerinin,  finansal kaynaklarını gasb etmenin  dışında, geri kalmışlık, eğitim, insan hakları ıhlalleri ve arkası gelmeyen zalimane eylemlerde de bulunmaktaydılar. 

Bu durum aşağı yukarı Ortadoğudaki bir çok ülkede vuku bulmaktadır.  Bu eski dünya düzenine  hala devem eden onlarca ülke var. Bu ülkelerin  başında  Irak, Libya ve Suriye etkisizleştirilmeye çalışıldı. Malum olayların detayını yazmaya gerek yok diye düşünüyorum. 

En son merhalede Suriye için, Rusya`nın Sochi  kentinde Türkiye, İran ve Rusya devlet başkanları konuyu muzakere etmek üzere biraraya geldiler. 
Süreç nasıl olur nereye varır bilemeyiz. Ancak bilinen bir şey var.

Bu despotik rejimler ve liderleri olabildiğince sapkın ve deli oluyorlar. 
Bunların saltanatlarını yıkmak, onlara değişimi kabul ettirmek,  kıyamet sonrası yeni oluşum kurmaktan farksız olmayacağına tanık oluyoruz.

YÜZÜNÜ BATIYA DÖNER, ELİNİ MOSKOVA'YA UZATIRSAN

Yüzünüzü AB`ye döner elinizi,  Putin`e uzatırsanız ne olur? 
Terörist ülke İran, hemen yanınızda belirir. Rusya,  PKK`nın terör örgütü olduğunu henüz, hali hazırda  kabul etmiyor. 

Bu durum karşısında Türkiye'de   hızla yeni dünyanın  paradikmalarından  uzaklaşır sıradanlaşır. 

Her alanda seviye kaybeder, kalite kaybına neden olur. 

Türkiye - Rusya  yakınlaşması  sadece Suriye eksenli olmak dışında daha geniş alanda derinlik arz etmektedir.   Her ne kadar yüzünüzü batıya dönseniz de, eğer  Rusya`nın çekim gücüne kapılırsanız uzun vadede sonuçlarını  kestirmek  mümkün olmaz. 

Belki Türkiye`nin kendince haklı sebepleri olabilir ancak, bunun çözümü Rusya'ya yakınlaşması yönünde olmamalıdır.

Ekonomik yönde,  finansal kaynaklar bakımında  kimi ülkeler büyüyüp milli gelirlerini artırabilirler,  güçlü oteriter bir siyasi yapı edine bilirler ancak,  modern dünyanın yeni paradikmaları üzerine inşa edilmeyen büyüme, yerini çok geçmeden  yıkıma, kaosa  bırakacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı