Kayıtlar

Kaunos’un Lidya Kralı ile görüşmesi 7. Bölüm

Resim
Kaunos’un Lidya Kralı ile görüşmesi 7. Bölüm Kaunos dostum, seni özledim, seni seviyorum..  Varlığın kaçınılmaz yaşamın kendisi gibi.. Lütfen bizi kalbinden çıkarma... Unutmaki yokluğun,  bize  özlemin en acımasız ıstıraplarını yaşatmakta..  Bu  Lidya Şehri, bu Krallık ve sahip olduğum her şey..  Effes Antik kenti Turkiye Senin, engellenemez sevginin önünde varlık göstermekten aciz kalmaktadır..  Senin ardında sakladığın evren’in varlığı ve ayaklarının altında taşıdığın  uçsuz bucaksız  deniz,  bizim sahip olduğumuz ve olacağımız hiç birşey  ile  mukayese edilemez. Sevgili dostum, Lidya’nın güçlü kralı  Elnor,  şüphesiz ki  düşmanlığın en  güçlü ve etkili olanı sevgi kabında kendisini saklar...  Ve  en güçlü karşıtlık kendisini yine en tatlı iltifatlar ile ifade eder.. Sen de bilirsinki bizleri ölümsüzler olarak tanımlayan unsur,  sonsuza dek yaşamı çağrıştırmak değil,  ilkelerimiz ve değer yargılarımız, yaşama dair değişmez algılarımızdır.  Tapınak öğretimizin değişmez ilkeler

Şehir- Türizm ve yerel seçimler

Şehir - Turizm ve yerel seçimler  Eylül 2018 İbrahim selvi Kapadokya/ Türkiye  Türkiye’nin müşfik, merhametli  iyilik sever,  vatanperver insanları.  Mevzu,  bayrak, memleket olduğu zaman vatan görevi denildiğinde Türk insanı vazifeyi düğün, bayram sevinç, kutlu gün olarak  kabul eder.. Ferdi düşünmez, arkasına bakmaz, verilecek görev/ emiri bekler ve önüne bakmaz,  kendisini bekleyen akibeti mükafat, ödül kabul eder.. Değerli  yurtsever insanlarım.. Bu yüksek karakteri yüreğinde taşıyan bir ulusun insanı aldatılır, istismar edilebilir mi? İşte bundandır ki;  memleketin yönetimine  talip olan insanlar bu realitenin farkında, bilincinde olmaları vazgeçilmezimiz olmalı ve  ulusçuluğumuzun anayasası  kabul edilmelidir. Önümüzdeki günlerde yerel seçimler var ve siyasi partiler olarak bu seçimlere hazırlanıyoruz.. Partilerin illa vazgeçilmez seçim politikaları var, olacaktır da.. Seçmen olarak ulusumun insanlarının da vazgeçilmez aday belirleyen bilinçleri, idealler

Osmanlı ve Soykırım bir arada kabul edilirmi

Osman oğullarının Anadolu’da kurduğu devlet genişleyerek imparatorluğa dönüşmüştür.. Beylikten İmparatorluğa dönüşen otorite kuruluş felsefesini  yaşadığı sürece değiştirmemiş.. Osmanlı insan odaklıdır otoritesinin, hüküm sürdüğü coğrafya da toplumların, insanların dini, mezhebi, dili ve halk olmak adına sahip olduğu kültürüne dokunulmamıştır.. Kiliseleri, Havraları din insanları olduğu gibi korunmuş yaşayıp gelişmesine izin verilmiştir.. Bu bağlamda Osmanlı bugün, dünyanın sahip olmaya geliştirmeye çalıştığı demokratik toplum yapısı, temel insan hakları gibi kavramları imparatorluk sınırlarında uygulayıp yaşatmış.. Diğer yan da Osmanlı medeniyeti   için şunları başaramamış diye biliriz ekonomi, iktisat ve sanayi de gelişme gösterememiş belki eğitime bilim yapmak kavramını sokamamış ancak,  sosyal ve toplumsal iletişim, insanların, toplumların, halkların,  farklı kültürlerin bir arada barış ikliminde ve barış toplumunda bir arada yaşaması gelişmesi azına çok katkı sağl

Yargı aksaksa Yasama topal demektir

Resim
Kasım 2028 Kapadokya /Turkiye Yargı aksaksa yaşama topaldır Osaman Kavala davası yurttaşlık vicdanımızı rahatsız ediyor çünkü,  bir yılı geçen zaman içinde Savcılık henüz iddianame hazırlamış değil ve Kavala'ya suçunun ne olduğu bildirilmemiş.. Dahası, hiç bir kurum, hiç bir şahıs yargıya bu yargılanma süreci aşamasında hiç birşey soramaz ve konuyu dile getiremezmiş.. İNANCIN AYRIŞTIRICI KARAKTERİ VARDIR Ayrıştırdığı için inançtır. Demokrasiye, Cumhuriyet'e hukukun üstünlüğüne “siyasal, vesayet” inanıyorsan diğer Totaliter, Otoriter yapıdan düşünceden ayırılıyorsun..  Bu ayrışım,  sana güç ya da güçsüzlük katıyor..  Zaman diyorlar olgunlaşıp gelişmeye ve ilerleyen sürece de sabır.. Zaman herşeyi kıvama getiriyor peki,  hiç beklentisi, uğraşısı olmayan kavrama zaman tek şey kazandırır, yok olmasını. MİLLETE HİZMET ETMENİN AKTÖR  ROLÜ  İLLA BAŞKAN OLMAK DEĞİL Birleşik Devletler'de  Başkanlık kavramı yaklaşık 350 yıl boyunca  ABD’nin kuruluşundan bu yana

Cumhuriyetimiz hep genç yaşasın

Cumhuriyet-i anlamak, inanmak ve Cumhuriyet’e yeni değerler katmak gerekir.. yoksa Cumhuriyet’e yeni  ruhsal, fiziki değerler kazandırmazsanız; Cumhuriyet, gerektiği çağrışımıyla örtüşmez, anlam kazanmaz, sözde Cumhuriyet olarak kalır... Cumhuriyet olarak tanımladığımız rejim, millet olarak içini doldurduğumuz inanç, idealden ibaret.. Yani, inancınız, imanınız, yaşamdan anladığınız, yaşam kaliteniz, Adalet kültürünüz, Şehir tasarımınız, yönetim birikiminiz neyse Cumhuriyet”inizin içi de odur. Dünyada Cumhuriyet ile özdeştirilen azımsanmayacak ülke var bazıları, sözde  kimisi de tanımıyla özdeş sürekli demokrasilerini ve sosyal, ekonomik gelişmişliklerini artırma yönünde mesafe kaydetmekte.. Cumhuriyet her ne kadar içinde demokrasi, yasama, yürütme ve yargı gibi kuvvetler ayrılığı  içeren medeni tanımlar barındırmış olsa da.. asıl,  Cumhuriyetin mutlak değeri  yaşadığı çağ ile barışık gelişmiş insan profili  ve buna ilaveten ekonomik değer yaratan katma değeri yüksek üret

Duyguya sesleniş aklın üzerini örter

Duyguya sesleniş insanı heyecanlandırır, aklın üzerini örter; biz hislerimizin  kavgasını yaparken onlar, akıllı projeler yaratırlar.. Bugünler de İlköğretim öğreniminde Andımız okutulsun/okutulmasın tartışması yapılmakta.. Okutulursa ne yararı olur- okutulmazsa ne kaybımız olur.. Ezber yaptıktan sonra ha,  okutulmuş ha, okutulmamış.. İlköğrenim yaşındaki  çocuk yaşındaki gençlerin marşın sözlerini anlaması beklenmez/beklenmemeli.. Günümüzde eğitimin amacı  öğrenciye, her şeyi  öğretmek değil gerekli,  bilgiyi dahi vermek değil; öğrenim gören insana dinleme, anlama, çevresindeki insanlar ile iletişim kurma, kendini ifade edebilme cesareti kazandırma, yaşadığı çevreyi  tanımlama anlama ve kendisine yaşam içinde bir istikamet kazandırmayı amaç edinmelidir.   kendini  seven, beğenen, kendisiyle barışık insan, çevresiyle barışık,  ideal edinmiş ve  tutarlı hayaller kurabilen, ferdiyetçilik yanını geliştirmiş karakter.  Dünyanın değişik coğrafyalarıyla, kültürleriyl

Demokratik toplumlarda oluşan derin demokrasi çatlakları

Yaşadığımız dünyanın karanlık yüzüne bakarak aydınlığa katkı sağlayamayız. Bu hafta dünya gündemine gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti damgasını vurdu. Suudi usulü diplomatik cinayetin ardında Kaşıkcı’nın,   öldürülme sebebinin  Suudi rejimine muhalif olmasının neden olduğu ifade edilmekte.  Hürriyet’ten Sedat Ergin”in köşesinde Kaşıkcının Washıngton Post’ta yayımlanmak üzere  hazırladığı son makalesi yayımlandı.  Kaşıkcı’nın ifade etmeye çalıştığı  konu ya da eleştiri başlıkları.. malum Suudi’lerle sınırlı kalmayıp Ortadoğu’nun genel Demokrasi, insan hakları çatlakları. Her ülkenin  kendine göre karanlık yüzü, demokrasi çatlağı var, olacaktır da. Ancak bunu dile getirmenin, muhalif olmanın da bir demokratik usülü kaidesi olmalı. Kaşıkçı, Arap baharına vurgu yapmış sanki, devamının sağlanmasına vurgu yaparak kazanımından söz etmiş.. Aslında burda işi,  hunharca cinayete götüren asıl mesele nedir biliyor musunuz? demokratik eleştirel tahammülsüzlük, karşı tarafın haklı/hak