Kayıtlar

Şehir- haber < ANALİZ>

Doğa Koleji NEVŞEHİR  Şehirlerlerinde bir ruhu olduğunu biliyor olmalıyız..şehirlerinde karakteristik özellikleri vardır.. Asıl şehirleri yücelten şehirde yaşanılan Aşk’tır. Şehir de  yükselen idealdır.. şehirlerin Anası Medine.. Hz. Muhammed Sav. efendimizin vakarımı Ahlak’ın kaynağının yaşandığı mekan.. Ankara’yı kutsallaştıran M. Kemal Atatürk’ün yurt sevgisi.. Konya’da ki Hz. Mevlana’nın ilahi aşkı ve yine İstanbul’da Hz. Eyyüb-el Ensari  gibi Urfa’da, Hz. İbrahim Peygamber ve yaşayan, ebediyete kadar yaşatılacak olan büyük aşklar.  Nevşehir’de, böyle bir aşkın yurt severliğin eseri yaratılmış ki O’da son dönem de memleketimizde çok ihtiyaç duyduğumuz  eğitimli insan profili oluşmasını sağlamak amacına yönelik kaçınılmaz... Doğa Kolleji, Nevşehir’de Şehir’in, memleketimizin ve insanımızın geleceğine yapılan kutsal olduğu kadar, yüce bir yatırım.. proje aşamasından 2018 yılı eğitim öğrenim dönemine kavuşmasına kadar maddi, manevi emeği geçen, katkı sağlayan tüm ku

Düşünce bozukluğu- algı yanılması üzerine savlar

Coğrafi şartlar başta olmak üzere insanın, yaşadığı çevre  buna, bağlı inanç, siyasi yapı ve eğitim öğrenim metodu toplumda mantığın, düşüncenin paradikmasını oluşturmaktadır... Avrupa, Batı medeniyetlerinin felsefesi Doğu, Uzakdoğu mantığıyla taban tabana zıtlık ifade etmekte... Şöyleki; yaşadığımız dünyanın evrensel değerleri var ve bunları Batı’nın tanımladığı kaçınılmaz gerçek..  durum böyleyken, biz bu tanımları aldığımız gibi kullanmaya çalışıyor olduğumuz da gerçek.  Aldığımız bir çok sosyal, siyasal objeleri ezber olarak alıyor içeriğine vakıf olmadan kullanmaya çalışıyor... bu tanımı ezberleyip.. ama bu demokrasi değil ki... ama bu hukukun üstünlüğü değil ki.. ama bu güvenlik değil ki.. demekteyiz.  Peki.. nasıl olurmuş bu kavramların tanımların aslı, esası... Örneğin Almanya’nın demokratik hukuk algısında olduğu gibi mi..? Onlarca yıl Avrupa, PKK terör örgütüne yataklık, finans ve levazım desteği sağlıyor...yetmedi,  Türkiye Cumhuriyet devletinin tüm büro

Kaunos,’un Pers Krallığına karşı Lyka’yı koruması

6. Bölüm Prenses Helen, bütün Helen coğrafyasının kadın Tanrıçası olmasına rağmen ihtirasına yenik düşer.. Kral Lyka’yı zehirleyerek öldürmek Tahta varis olmak ister. ..Helen’i bu yola  sürükleyen gerekçe Taht’a, varis olaçak kendisinin bir çocuğu olmaması.. Kral’ın kimden peydahladığı bilinmeyen çocuklarından birisi varis olacaktır bu durumu, kendi  lehine dönüştürmek isteyen Helen Lyka’yı zehirleyerek öldürmek Kraliyet üzerindeki oteritesini korumak istemesidir... İhtiras, öyledir; Aşkın içerisine katılan sirke, zehir gibidir aşkın, samimiyet ve sadakatını giderir. Aslında, aşk ihtirassız, beklentisiz ilgi göstermek, fedakarlık demektir.  Kaunos’un Tanrısı, Kral Lyka’yı uyardı işin, iç yüzünü ilham etti.. Lyka, yaşıyacaklarına hazırlıklıydı.. çünkü , Lyka Kaunos’un Tanrı’sına teslim olmuş O’nun taktirine karşı hiçbir şeyi korunak edinmemekteydi.  Elinde  şarap kadehleriyle içeri giren Helen, kötülüğe teslim olmuştu, kadehlerden birini Kral Lyka’ya ikram etti.. Ly

Türklerin siyaset algısı

Duyguların,  inanç örtüsüne bürünüp şiddetli sosyal algı rüzgarına dönüştüğünde; akıl, bilgi, deneyim, analiz ve diğer bilimsel metotlar yer ile yeksan olur. Hayır deme cesareti gösterenler bedelini canları, itibar ve mallarıyla ödemek durumunda kalırlar. Hayır diyen, ister Padişah isterse Cumhuriyet döneminin  yüksek Brokrat, yönetici olsun, tarih boyunca böyle olmuştur... Neden derseniz, yazılamayacak kadar çok nedeni var. Herşeyden önce milleti oluşturan halkın eğitim, bilgi birikimi ve düşünsel mantık algısının az gelişmiş pratik zeka, mesleki olgunluktan yoksunluk, duygusal mantığın akıl ve bilginin önüne geçmesi gibi sayılamayacak kadar çok sebebi var.. Bakın şimdi; Batının, bize göre “müslüman, Türkler,  daha doğrusu Ortadoğu, Asya”   inançları özürlü, Kiliseleri nerdeyse çoğu kapalı, gerçekçi güncelliğini koruyan kitapları yok, Peygamberleri güncel değil. Keza birçok sakat yanları var. Bunun yanında, Batının elinde Batı’yı   Altı yüz yıl boyunca galip getiren, üstün kıla

Siyasi - sosyal kuramlar

Türk siyaset tanımı;  ideolojik terimler içeren,  demokratik algıdan uzak, sistem değil insan odaklı. Türk milleti,  derin tarihi geçmişe ve uzun toplum bilincine sahip olmasıyla birlikte.  Bilimsel analiz, araştırma ve uzun vadeli planlamaya stratejiye dayalı politikalar üretmekten yoksun.  Millet olarak çok tezcanlı, aceleci, pratik zekaya sahip ve  sorunlara kestirmeden çözümler üreten, kolaycılıktan yana bir mizaç, meşrebe sahip.  Belki de iktisadi yapısından kaynaklanan; en iyiyi en ucuz maliyet ile yapmayı buna bağlı konsepti ya çok küçük ya da çok hantal üretiyoruz.  Siyaset alanında ise iktidar, muhalefeti,  yok sayıyor yönetimi iktidardan ibaret görüyor.  TAHA AKYOL Hürriyet’ten ayrılmış belkide, köşe yazarlığından el çektirilmiş. Demirören medya, hükümete yakınlığı ile biliniyor. Sn. Akyol, siyasi yazı, yorum yapmaktan öte tamamen,  akademik üslup ve kalitede hukuki tanımları gündeme getiriyordu. Bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı gib

Planlı sanayileşme ve kent’leşme

Planlı  sanayileşme ve  kent’leşme Türkiye’de iktisat ve sanayileşme bilinçi üzerine bir kalkınma planı varmı? Varsa nedir? Türkiye’de, sanayileşme ve kalkınma  Paradikması’na baktığımızda, uzun vadeli  tanımlanan  kalkınma, sanayi yatırımı planlamasıyok.  Hatta bu yönlü Harita üzerinde belirlenmiş coğrafya, bölge yok. Genel kalkınmaya yönelik, ezbere dayalı günü birlik,  popilist eğilim ve beyanatlara bağlı irticalen alınan karar ile yapılan yatırımlar var, yok değil ancak, bu durum göründüğü kadarıyla , içrata dönüşüm aşaması  irdelendiğinde hiç bir  strateji gözetilmeksizin ani reflekslerle gelişme gösterdiğine tanık oluyoruz. Kısmen de olsa sanayi yönünde gelişen şehirlerimize ilaveten artı yatırımlar ısrarla devam ediyor. Sanayi Kalkınma Bakanlığı yeni Sanayi yatırımlarını yine doymuş Kent’lere yapılacağını açıkladı. Bu  Kentler “dijital dönüşüm Faprikaları”  taşıdıkları sanayi “ brokrasi”  - Ankara- nufüs bakımından nefes alınabilirliğini yitirmiş “ yaşam kalitesi alarm vere

Ekonomide radikal kararlar

Gelişmekte olan ülkeler de MB “Merkez Bankası” bağımsız olması düşünülemez. Çünkü siyasi oterite belirlediği politikaları günümüzde ekonomik, iktisadi eylemler ile birlikte hareket etmek zorunluluğu vardır. MB. ‘nin bağımsız olması durumunda piyasadaki parasal değere bir istikrar kazandırmaya, kur artışları ve yerel paranın değer kaybını önlemeye yönelik serbest kararlar alabilir, bunu yapar. Netice ne olur, bir dönem sıkar, paranın değerini koruması, enflasyon eğilimini firenlemeye yönelik girişimde bulunur, doğru. Eğer ülkenin mali yapısı cari dengeler istikrarlıysa bu, işlem gayet hiç ciddi reform gerektirmeyecek stabil ortam da yapabilirsiniz. Bir de şöyle bir taplo varsa; mali yapı, sürekli milyar dolar açık veriyorsa, ülke iktisadi kalkınmasını dışardan yabancı para birimiyle borçlanarak büyüme gerçekleştiriyor ve bunun yanın da yine ülke maliyesi nakit borç ödemeleri ve/ veya  kamu yatırımları için borç almaya devam ediyor olmakla birlikte; ülkenin iktisat para politikası ko