Kayıtlar

Tarikat kültürünün siyasete yansıması

Şark Doğu kültürünün “daha doğrusu bilginin,eğitimin hakim olmadığı çoğrafyalarda Tarikat kültürünün daha derin, etkileyici, reflekslerinin daha güçlü olduğuna tanık oluyoruz” Tarikatcılık, dinsel inançsal temellere dayandırıldığı gibi sosyolojik boyutunun varlığı da kaçınılmaz. Toplu halde yaşamanın gerektirdiği sosyal  alanda  yaratılan felsefenin kendisine üye edinerek sınıf oluşması veya  cemeat oluşması. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu Tarikat, Cemaat örgütleşmesiyle karşılaşıyorsunuz. AB Ülkelerinde çok yoğun olmasada Tarikat ve Cemeaat’lar Var. ABD’de Tarikat örgütlenmesi AB’ye oranla kıyas kabul etmeyeçek sayıda çok daha fazla. Ayrıca ABD’ ki Tarikat örgütlenmesi toplumu var eden tüm sosyal sınıflarda yer bulmuş durumda. Sinema, Akademik çevre, Sanat camiasından tutun da iş çevrelerine kadar Tarikat mensubu müritler boy göstermekte. Son günlerde Türkiye’de yeni deşifre olan Adnan Hoca Tarikatı sıçak gündemin gelişmesi. Bu örgütün neresinden baksanız olumlu hiçbir yanını

Kaunos’un Keşiş’lerle söyleşisi - 3.Bölüm

Kaunos kendisini kurgulanmış bir tanımın, biçimlenmiş bir şekilin içinde hissediyor ve O tanımla kendisini özdeşleştiriyor, eşliyor, bütünün  ifade ettiği şekili tamamlayan bir parçası olduğunun bilincini anlayabiliyordu. Bütün çabası, anlamlandırdığı bütünün tanımını ifade etmek, mantıklı anlamlar ile hayata aksettirmekti. Çünkü, çoğu dünyalıklar varlığı kendi çıkarlarına atfederek değer atfettikleri objeleri çıkarlarına araç olarak kullanmaktan kaçınmıyorlardı. Bu amaçlarla kendisini kimi zaman güneşin doğduğu kimi zaman da güneşin battığı yöne sürüyordu. Güneşin yakıcılığına, rüzgarın kavurucu etkisine aldırış etmeden yol almaya devam etti. İfade etmeye çalıştığı tanımları kendi değer yargıları ve akıl oyunlarıyla ifade etmekten kaçınmıyor, sözcük ve kelimeleri resim sanatçısının, heykeltıraşın, Tapınak figürlerinin sanatçıları gibi ustalıkla kullanıyor. Bir taş ustasının  taşlara şekil veren sabır ve zerafetiyle zamana aldırış etmeksizin, eserini ortaya çıkarmaya çalışması gi

Siyaseten Yasama’ya yönelik Vekalet “M.Vekili”

CHP’nin çiçeği burnunda Hukukçu M.Vekili Faruk Sarıarslan seçim bölgesi Nevşehir’de basınla yemekli yaptığı toplantı da buluştu.  Politik vizyonunu tanımladı.  Nevşehir için bölge için yapmak istediklerini anlattı. Meçlis’te üsleneceği profili tanımladı. Kısaca ifade edeçek olursam şunları söyledi... -  Demokrasi ve özgürlük kavramı Hukukun, Adaletin ve Tarafsız yargının sağlıyacağı  güven duyusuyla birleştiğinde; ekonomiye, yatırımcıya, finans,  eğitime ve hayatın her alanına olumlu yönde katkı sağlıyor.. -  Ben,  gelişen kalkınan Türkiye’nin gelir dağılımının da adaletli  olmasından, hakça paylaşımdan yanayım... -  OHAL’den sonra yapılandırılan kanun ve yönetmenlikleri Parti olarak değerlendirip; gerekli gördüğümüz hususlara katkı vereceğiz.  Hukuken  sıkıntılı bulduğumuz alanlarda da halkımızı uyaracak hükümete alternatif projeler  sunacağız. -  Doğrusu Meçlis’te, Halkın,  milletin yararına görüp/bulduğumuz kanun/önerge ve tüm olumlu bulduğumuz Hükümet politikalarına destek

Mülkiyet ve Mülki Amirlik üzerine savlar

Yaşadığımız çağda ülkelerin varlıkları dünyadaki fiziki ağırlığı yarattıkları markalar ile eş değerde. Millet olarak medeniyet seviyeniz ürettikleriniz, Hukuk yapınız, demokrasi kaliteniz, yarattığınız markalar ve din, inanç kavramı doğru orantılı. Eğer Millet olarak dünyada değer atfedilen bir şeyler üretemiyorsanız. Medeniyet algınız çağdaş toplum profiliniz de sınıfta kalıyor. Tanım bu. Geçmişe 1840 yıllara Sultan 2.Mahmut dönemine gidiyorsunuz. Bu dönem de yenilik hareketleri var. Yeniçeri Ocağının lav edilmesi yerine Nizami Cedit adında yeni Askeri Ordugahın kurulması gibi yenilikler  yapılmıştır.  Bu tarihlerde yine  Osmanlı’de ilk  nüfus sayımı yapılmış erkeklere yönelik.  Balkanlar da 1.5 milyon civarında Anadolu da ise 2.5 milyon olarak tesbit edilmiş. 1.900’lü yıllarda yaklaşık 14. milyon olarak tesbit edilmiş. Günümüzde bu Nüfus yoğunluğu ne demek? Osmanlı’nın o günkü Nüfusu bugün Cumhuriyetin Büyükşehir Belediye statüsündeki Vilayetimizin Nüfusuna eşit geliyor. Cumhur

Kaunos’un Tapınak Ziyareti

Biraz yorulmuştu, geçeyi üzerine örtüp kalbine çocukluk/gençlik anılarını koyup uyumaya çalıştı.  İnsanın geçmişe dair yaşadıkları gökteki yıldızlar kadar çoktur  sayılmaz.  Bunun yanında hatıratı hiç unutulmayan gönlümüze kazınmış, yerleşmiş hatta gönlün kalbin kendisi olmuş yıldızlar, yaşanılmışlar.  Bizi biz yapan olgunlaştırdığımız değerler. “ Ah dedi ah, Papatyaların içinde Tanrı Lumel Tapınağı’nın taş duvarlarının sessiz ve dingin buz gibi soğuk mermer  sütunları içinde kalan büyük Mağbet.  Tanrı Lumel’in heybetli anıtı ve omuzlarındaki Artek ve sero Kartal figürleri, elindeki büyük baltasıyla Tapınağın sütunları boyunca yükselen dev anıtı.  Korkarak, ürperir ve çekinerek tapınırdım sana Tanrı Lumel.  İnsan Tanrı’nın yanında küçülmeli derdi büyük,  Adonis “ Tanrı’ya adanmış ruh- öğretiçi, yol gösterici” insan bu yolda küçüldükçe büyür, yok oldukça ruhu derinlik kazanır,  dünyalıkların ölümlülerin sıfatlarından arınarak ölümsüzlerin güçüne,  sırrına/ruhuna vakıf olur. “ Gökten

Türkiye’de. Başkanlık sisteminin Paradikmaları

CUMHURİYET TARİHİNİN 21 YILIK TEK PARTİ İKTİDARINI ANALİZ ETMEK Cumhuriyet tarihinde bir ilki başaran ve 21 yıllık tek parti İktidarına vira diyen siyasal başarı doğrusu, yaşarken analiz edilmeye, üzerinde düşünülüp değerlendirilmeyi fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum. Aslında bu başarının arkasında AKP’nin politik vizyonu olmasıyla birlikte Ana Muhalefetin katısı gözardı edilmemeli. Çünkü Muhalefet, her seçim de İktidarı altın tepside AKP’ye buyur dedi. Nası diyecek olursanız? Muhalefetin Hükümet olma talepleri, politikaları seçmenin talepleriyle örtüşmedi. Seçmen değişimden yana tavır aldı, bir şeylerin değişmesini talep etti, AKP’de ne pahasına olursa olsun politikalarını değişimden yana kullandı. Gerek Türkiye’nin iç politikası gerekse dış/dünya politikasında değişim dedi ve bunda ısrar etti. ERDOĞANLI YILLARIN İZ BIRAKAN POLİTİKALARI a- BENİM VATANDAŞIM GECEKONDUDA OTURMAYACAK ÇAMURLU YOLLARDA YÜRÜMEYECEK DEDİ b- İMAR/İSKAN VE TOKİ c- YENİ ÜNÜVERSİTELER VE ÖĞRENCİ HARÇLAR

Kilya Kralı Harpagos’un hazin öyküsü

Geçmişte Güneşin insanın yüzünü aydınlattığı  toprağın,  insanı gülümsettiği çağlarda, Ege ve Akdeniz koylarında onlarca Krallık vardı. Medler, Atina’lılar,  Kılya’lılar, Lidya, Hitit ve İon’lar, Lykia  vb. Bir çok kavimler uygarlık kurmuşlar. O, dönemin uygarlıkları Krallık ile yönetilir, Kral Ülkenin kurucusu ve mülkün sahibidir. Kral ülkesinin mutlak idarecisi ve yönetimde tek ve değişmez söz/irade sahibidir. Artık günümüzde bu  yöntemi mutlakiyet olarak niteliyoruz. Geçmiş zaman, her dönem kendi yaşadığı tanımlandığı çağın trajedilerini, güzellik ve iyilikleri içinde saklı  tutar. Bugün biz eski çağlarda ki denizin rengini maviliğini hiç görmedik, O zamanın meyvesini hiç tatmadık ve toprağın O günkü renk ve kokusunu bilmiyoruz. Hatta şöyle ifade edelim,  gelecek nesiller yaşamak nefes almak, beslenmek için bir şey bulabileçeklermi doğrusu ümitsiz değilim. Ançak şimdilerden dünyaca bir özel çalışma başlatılır, bu her şeyi yok eden Üretim/Tüketim modeli yavaşlatılıp revizyon yapı