Türkiye’de. Başkanlık sisteminin Paradikmaları


CUMHURİYET TARİHİNİN 21 YILIK TEK PARTİ İKTİDARINI ANALİZ ETMEK

Cumhuriyet tarihinde bir ilki başaran ve 21 yıllık tek parti İktidarına vira diyen siyasal başarı doğrusu, yaşarken analiz edilmeye, üzerinde düşünülüp değerlendirilmeyi fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum. Aslında bu başarının arkasında AKP’nin politik vizyonu olmasıyla birlikte Ana Muhalefetin katısı gözardı edilmemeli. Çünkü Muhalefet, her seçim de İktidarı altın tepside AKP’ye buyur dedi. Nası diyecek olursanız? Muhalefetin Hükümet olma talepleri, politikaları seçmenin talepleriyle örtüşmedi. Seçmen değişimden yana tavır aldı, bir şeylerin değişmesini talep etti, AKP’de ne pahasına olursa olsun politikalarını değişimden yana kullandı. Gerek Türkiye’nin iç politikası gerekse dış/dünya politikasında değişim dedi ve bunda ısrar etti.

ERDOĞANLI YILLARIN İZ BIRAKAN POLİTİKALARI

a- BENİM VATANDAŞIM GECEKONDUDA OTURMAYACAK ÇAMURLU YOLLARDA YÜRÜMEYECEK DEDİ
b- İMAR/İSKAN VE TOKİ
c- YENİ ÜNÜVERSİTELER VE ÖĞRENCİ HARÇLARI
d- BÖLÜNMÜŞ YOLLAR,KÖPRÜLÜ KAVŞAKLAR-TÜNELLER METROLAR VE HIZLI TREN
VE ONLARCA İÇRAAT....

DÜNYA BEŞ’TEN BÜYÜK DEDİ
MEMLEKETTE, COĞRAFYADA BİR OPERASYON YAPILACAKSA BİZ YAPARIZ İÇERDE/DIŞARDA BİZ İÇİNDE OLURUZ DEDİ
İÇERDE VE DIŞARDA VESAYET KABUL ETMİYORUZ NE YAPACAKSA MİLLİ İRADE YAPACAK

MİLİ SAVUNMA YATIRIMLARI, AR-GE VE
SAĞLIK,HASTANELER
BROKRASİ
VE DOĞRUSUNU SÖYLEMEK GEREKİRSE ONLARCA KAVRAM...



Siyasette Millete  hizmete adanmış bir ruh  olmanın dışında bir gayesi olmayan, elinde Adalet meşalesiyle yol almaya çalışan bir insan, siyasetçi.R.Tayyip Erdoğan.  Geçmişi, Cumhuriyet’le pek çok barışık olmayan, bir çok medeni tanımlarla takıntısı olan siyasi yapıdan gelmekte RP “Refah Partisi. Bu çihetten bakınca bazı hususlar da   kapalılığın devam ettiği alanlar yok değil. Demokrasi geleneğinde her ne kadar Halk sizi seçiyor terçih ediyor olsada; siyasetçi insiyatif kullanmak geri çekilmek durumundadır. Çünkü aslolan rejimin yaşaması, yanlış yola girmemesidir. Dünyada adı Cumhuriyet olup seçimler yapılan o kadar ülkeçik var ki. Demokrasi tanımı O ülkelerden hiç geçmemiş selam vermemiştir. Ama O  Halk kendi siyasi algısına demokrasi demiştir, olmuştur demokratik Cumhuriyet. Bundandır ki, hizmet edeçek her zaman az ya da çok millet bir kahraman çıkartır, çıkacaktır da. Biz neden demokrasi, seçim diyoruz çünkü, Sadam/Esad vari es/kaza  devlet yönetimine geleçek olursa; gerçek manada işleyen demokrasiyle bu despot/deli adamların önü kesilsin, seçim maliyetiyle iktidar, devlet elinden alınıp etkisizleştirilsin. Eğer siz kendi demokrasinizi yaratır ve bu tanımlanan demokrasi de, yukarıdaki örnekte olduğu gibi sizi seçtirmeye yönelik handikaplar oluşturulmuşsa.  Bu duruma Şark demokrasisi denilir. Sonra daha vahim bir şey de; insanların bu durumu benimseyip alışkanlık edinmesi benimsemesi. Bu gün, AKP nin tabanında azımsanmayacak Osmanlıcı, Abdulhamit ‘ci olduğu bir gerçek. Halbuki bu insanlar hiç o dönemde yaşamamış tarihi hiç bir yaşanılmışlığa tanıklık edinmemiş insanlar.

Dolayısıyla demokrasinin önemini anladık değilmi. Yoksa, Saddam’ın , Esad’ ve Kaddafi despotlarının memleketlerinde iktidar uğruna neler yapabildiklerine tanık olduk. Eğer Suriye göçüne Türkiye kuçak açmamış olsaydı milyonlarca insan ölmüş olacaktı. Trajedinin boyutlarını siz tahmin edin.

Yeni kurulan Cumhurbaşkanlığı sistemi iyidir/kötüdür diyemem. İlla devleti yönetenlerin haklı gerekçeleri vardır. Ancak ben burdan bakınca köklü devlet geleneği ve oturmuş bir sistemin ağır devlet brokrasisi değil. Büyü şehir Belediye yönetimine benzetiyorum.  Zaten Başkan’ın kafasında rejim brokrasi, hantal ağır aksak işlemeyen devlet değil. Hizmeti daha pratiğe dönüştürmek, brokrasiyi asgariye indirmek amaçlanmıştır.

Burda dikkat edilmesi gereken handikap illa sayısız vardır ançak, olmazsa olmazlar da vardır göz ardı edilmemeli. Eğer siz  Gemiyi daha hızlı hareket etsin zamanı genişletelim iş güçü artsın amacıyla gemiyi gerekenden daha fazla hafifletirseniz; açık denizlerde çıkabileçek fırtınalara, kasırgalara mukavemet,dayanıklılık göstereçek küvveti Gemide ihtiyaç olduğunda bulamayabilirsiniz. Bundandır ki geçmişin derinliği, teçrübesi geleçek için yapılan planların derinliğini de belirler. 2000 yıllık geçmişi olan bir devlet, Millet bekası geleceği için 10 yıllık strateji belirleyemez bunu, istesede yapamaz değilmi, refleksleri buna izin vermez. Geçmişi bu kadar uzun zamana dayanan Milletin, devletin bekasına yönelik stratejisi/politikası en az 100/150 yıllık olmalıdır olacaktır.

Peki bu durumun sonuçları ne olur; ben kötü olmaz olamaz diyorum.  Çünkü niyet rejimi değiştirmek amaç diktatör olmak değil Millete , daha pratik hizlı hizmet, Devleti hafifletmek, hizmete ivme kazandırmak. Hukukçular  sistemin rejim ve Meçlis açısındaki eksikleri dile getiriyorlar. Zamanla bu eksiklikler yeni sistemin gelişme sürecinde giderilecektir. Rahmetli Turgut Özal’ da hizmet adamı, rejim insanı, brokrasi insanı değildi. Özal Millete hizmet adına bir değişim, arayış içine girdiği oldu ançak  gerek o günün şartları gerek siyasi ömrü izin vermedi.

Türkiye’de rejimin sürekliliği riski varmı yoksa, tamamen bu risk ortadan kalkmış durumdamı. Doğrusu bu durum Halkın aydınlanmasıyla doğru orantılı. Bu gün yaşadığınız rejime tam demokrasi diyemezsiniz. Çünkü her dönemin demokrasi algısı, ihtiyacı farklı. Öne çıkan talepler aynı değil. Dün size karşı yapılan eleştiri sınırları hakaret olarak algılanıyorken bugün, şahsınız aynı şeyleri espiri konusu yapıyorsunuzdur.
Şunu söylemeye çalışıyorum; toprak varsa  onun üzerine düşündüğünüz bir çok şey yapabilirsiniz, bugün ya da yarın. Toprak yoksa hayaller de yok demektir.

Demokrasi de, “ toprak”Milletin sürdürülebilir varlık sebebi, dayanağı. Demokrasi yaşadığı süreçe sistem önemli/önemsiz gelişir, geliştirilir düşündüğünüz her şeyi yapabilirsiniz. Bugün hizmetin hızlanması adına bir çok brokrasiyi ortadan kaldırır hafifletirsiniz ve benzeri yöntemler uygulanabilir.   Ançak demokrasi yaşatıldığı, demokratik temayüllerin, hukukun, tarafsız Yargı esaslarının korunması şartıyla.

DEMOKRATİK SÜREÇ AÇISINDAN YENİ KABİNE

Kabineyi oluşturan isimler içinde politik dengeyi gözeten,   Cumhur  ittifakının yansıması yok.
MHP’nin Kabinede izi yok. MHP beklenti içine de girmiş değil henüz, ilerleyen süreçte ne olur bilinmez.

Milli Savunma Bakanlığına gelenek gereği Asker atandı. Uzun zamandır Türkiye’de Savunmaya Asker atanmakta. Ben bu duruma şiddetle karşıyım, Asker Kışlasında olmalı ve sivil siyasetin emrini beklemeli. Kolluk güçünün yeri bu. Demokrasimizin üzerinde uzun yıllar sivil siyasetin önünde engel olmuş, darbeler yapmış, Başbakan ve Bakanları katletme suçu siçiline vakıf. Bir Ordunun artık haddini bilmek Kolluk güçü yetki ve sınırlarına çıkarılmaması gibi bir zaruret  gelişen/gelişecek demokrasimizin kaçınılmazıdır.  Edendim Asker Milletin/Devletin koruyucusu, göz bebeğimiz, elbette kacınılmaz doğru. Ülkenin koruyucusu bu Milletin kendi yurttaşı olacaktır aksi düşünülemez. Ançak, gözün yerin de beyinin olmaması gerektiği gibi.  Kalbin yerine başka bir organ düşünülemez. Ben de artık Asker gözbebeğimiz olması bahisiyle yerinde Kışlasında  olmalı. Devlet Başkanı’nın direktifini beklemelidir.

İçişleri Bakanlığı ve CHP Şehit cenazelerine alınmasın diyen insan. Ülkenin iç barışının, huzur ve sükunetini sağlamakla görevlendirilen insan. Doğrusu bu atama büyük ironi.
Demek oluyor ki İç işleri için Muhalefetin gazının alınması amaçlanmış  olabilir.
Savunma Bakanlığı ataması da henüz demokrasimizin demokratik olgunluğa erişememiş olduğunu gösteriyor.

Bu da demek oluyor ki Sn. R. Tayyip Erdoğan rejimle Cumhuriyet’in temel nitelikleriyle polemiğe girme girişimi olmamış olmayacaktır. Kanaatim bu yönde. Yeni sistem devletin yüzlerce yıllık birikim ve geleneği gereği bürokratik olgunluğa ulaşacaktır.
Sn. Erdoğan’ da seçiliyorum  adına İktidar da onlarca yıl daha kalmayı amaç edinmemelidir.

Yukarıda tanımlamaya çalıştığım demokrasi zarureti gerektiğinde demokrasiyi yaşatmak azına demokratik olgunluk gerektirmektedir.
Hatta bu yeni dönemde; Yeni  Kabine ve oluşacak yeni Kurullara CHP’ den insanlar da almalıdır.
Eğer ben Kılıçtaroğlu veya Kılıçtaroğu’nun yanında ikinci insan olsam partimde ayrılmadan da eğer yeni sisteme katkım olacaksa Erdoğan’ın yanında olur katkı veririm. Muhalıf olduğum konulara da açık açık karşı olduğumu dile getirir, altarnatif sunar Halka bunu anlatırım.  Medeni Ülkelerin demokrasilerindeki demokratik olgunluk bunu zaruri kılmaktadır.

SONUÇ OLARAK

Eğer var olan medeniyetimizi geliştirmek. Yeni medeni unsurlar yaratmak ve medeni tanımlar yapmak istiyorsak. Bu işin vaz geçilmezi,  bu aracın yakıtı demokrasi ve demokratik olgunluk.
İktidar başarısına Muhalefeti ortak etmekten kaçınmamalıdır. Artık Ülkemiz gelişiyor, Siyaset adamımızın Siyasetçi olmaktan bir beklentisi yok “ memlekete katkı sağlamak duşunda”. Ayrıca, Parti içi muhalefete izin vermeliyiz,  toplum da demokratik kültürün  kökleşmesi adına.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı