Türkiye’nin, kanlı PKK Terör örgütüyle 40 yıl süren savaşı....



Türkiye’nin,  kanlı PKK Terör örgütüyle 40 yıl süren savaşı.... 

İbrahim Selvi

13 Aralık 2021 


PKK Terör örgütü, Türkiye Cumhuriyetine karşı 40 yıl süredir silahlı, bombalı Terör saldırılarında bulunmaktadır. 

Ve Türkiye, PKK Terör örgütüne karşı  kendi topraklarında 40 yıldır askeri operasyonlar düzenleyerek dağı, taşı bombalamaktadır. 


Türkiye bu yolda, Terörle mücadelesini   yalınız yürütmektedir. AB ve ABD  gibi Türkiye’nin müttefik kabul ettiği ülkeler  Türkiye'ye Terörle mücadele kapsamında  hiçbir destek vermemektedirler. 

AB ülkeleri ve ABD, Türkiye’nin  Terörle mücadelesinde destek vermekten öte PKK Terör örgütüne lojistik ve mali yardımlar yaptığıda olmakta.

Aralık 2021'de İsveç Hükümeti  PYD Terör örgütüne 400 milyon mali yardımda bulunacaklarını açıkladı. 

Oysa Türkiye, ABD ve AB’nin kendi kapsam alanına giren Terörist örgütlere karşı yürüttüğü  her tür  mucadelesini desteklemekte gerektiği zaman  sahada düzenlenen  askeri operasyonlara da fiziki  destek vermektedir. 



PKK Terör örgütü Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu kentlerinde ve kırsalında bu  geçen 40  yıl   zarfında  düzenlediği Terör saldırılarıyla on binlerce  sivil  savunmasız masum bölge halkını katletmiştir. 

Çocuklar yetim, öksüz ve eşleri dul kalmış anne ve babalar kalan ömürlerini evlatlarının özlemiyle,  hasretiyle  yaşamak durumunda kalmıştır. 

PKK Terör örgütü bölge insanına  büyük acılar yaşatmış ve hala bu acıları yaşatmaya devam etmektedir. 

Bölgedeki çocuk yaştaki yada çocukları kaçırarak PKK Terör örgütüne  militan  kazandırmıştır. 

Ve  neticesinde o çocukların da hayatı kararmış aileleri evlatlarının peşine düşmüştür. 

Ve halen bölgede Diyarbakır HDP binası önünde bu anneler evlatlarını Terör örgütünün elinden kurtarmak için nöbet tutmaktadırlar. 

PKK Terör örgütü  bununla da yetinmeyip Türkiye’nin Batı kentlerinde de bombalı eylemlerde bulunarak yüzlerce sivil insanın ölümüne neden olmuştur. 

Diğer yanda, PKK'nın  Türk Güvenlik güçlerine karşı  (TSK) Terör saldırıları da var ki,  bu Terör saldırıları sonucu  binlerce Türk Askerini şehit   etmiştir ve  bir o kadar da bedeninin bir uzuvunu kaybetmiş gaziler vardır. 


Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyinde Gara bölgesindeki operasyon sırasında cansız bedenlerine ulaşılan 12'si Türkiye biri Irak vatandaşı 13 kişinin büyük bölümünü, çözüm sürecinin sona ermesinin ardından PKK tarafından alıkonulan kişiler oluşturuyor.

Türkiye PKK Terör örgütünü dünyaya anlatamıyor. 

Dünya da Türkiye’yi anlamak istemiyor. 

Türkiye, kendisinin kararlı mucadele  göstermediği PKK Terör örgütüne karşı, diğer Avrupa ülkelerinin PKK’nın etkisizleştirilmesine yönelik politikalarını  genişletmeleri gerektiğini  öneriyor. 


Türkiye,  PKK Terör örgütüne karşı çoğu zaman kendi topraklarında zaman zaman da sınır dışı operasyonlar ile bölgede 40 yıldır dağları, taşları bombalıyor. 

Böyleyken Türkiye PKK Terör örgütüne karşı çok da nazik davranmaktadır... 

Şöyleki;

Türkiye - Amerika ve AB’ye karşı istediği zaman istediği politikada restini çekebiliyor ançak, binlerce sivil ve askeri personel Türk insanının canına malolan Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı özel adada, “ İmralı “ özel koşullarda hapis yatmasını sağlıyor. 

Birleşik Devletler Terör örgütü liderlerini affetmiyor El kaide'nin kurucu lideri  Usame Bin Ladin'i  2011 de öldürüp bütün dünyanın gözü önünde  Ladin’in  cesetini  denize atı. 

Aynı şekilde Amerika, IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi'yi de  öldürerek ceset kalıntılarını denize gömmüştür. 


Bunu Amerika çok güçlü olduğu için değil,  inandığı  politikasında kararlılık gösterdiği için yaptı, yapıyor. Bunun yanında ABD  Teröristleri  Guatemala’ da  ağır şartlarda sorgulama  ve tecrit etme  durumunu da   gerçekleştirmektedir. 


Türkiye bununla da kalmayıp,  PKK Terör örgütünün Abdullah Öcalan’dan sonra ki gelen lider kadrosunu oluşturan  Terörist   Dursun Kalkan,  Hüseyin Feyman, Murat Karayılan ve Cemil Bayık gibi isimlere yönelik, Türkiye tarafında 40 yıldır ya bir operasyon  yapılmamakta ya da Türkiye bu Teröristlere ulaşamamaktadır. 

PKK Terör örgütünün bu lider kadrosu dağda mı, kırsalda mı? yoksa büyük kentlerde mi? örgütü nasıl bir sistem ve yöntemle  yönetip organize ediyorlar bilinmez. 

Bu durum kamuoyuyla paylaşılmaz ançak bu Teröristlerin dağlarda yaşlanıp  emekliliklerinin geldiği aşikar. 

Bu Teröristlerin geçtiğimiz yıllarda yabancı basın mensuplarına röportaj verdikleri de bilinmektedir. 

Türkiye 40 yıldır bu PKK’nın lider kadrosunu oluşturan Teröristleri etkisiz hale getirememiştir. 


Sonra,  bu Terör örgütünün mali kaynaklarının üzerine ne ölçüde nasıl gidilmektedir ve bu yönlü çalışma ne sıklıkla yapılmaktadır.  

Süreç içinde Türkiye, PKK Terör örgütünün   nerde ve nekadar  finansal kaynaklarına el koymuş  ya da bu yönlü uluslararsı ne gibi yaptırımlarda bulunmuştur, ilgili banka hesapları dondurulmuş mudur? .... 

Ayrıca PKK Terör örgütünün siyasi uzantısı niteliği kazanmış durumdaki HDP Milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti’nin  Parlamentosunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, PKK Terör örgütüyle tehdit etmişler, bu yönlü defaten söylemlerde bulunmuşlardır. 

Geçtiğimiz günlerde bu partinin (HDP) kapatılması gündeme geldi ançak, Türkiye, yukarda da ifade ettiğim gibi kararsız Terörle mücadelesi gereği – bu konuda da kararlı kararsızlık  göstererek, partinin kapatılması ya da Teröre bulaşmış HDP Milletvekillerinin Parlamento’daki  temsillerinin düşürülmesine yönelik   ( siyaset yasağı) politikalar askıya alınmıştır. 




Başka bir açıdan Türkiye’nin PKK Terör örgütüyle mücadele kapsamındaki askeri politikası bölgede askeri yetkili  komutansız yapılmaktadır ve harekat “operasyon “ emri doğrudan Genel Kurmay Başkanlığı ya da geneli bağlayan bir emir komuta zinciriyle sağlanmakta ya da askeri operasyonlar  yönetilmektedir. 



Bu işin doğrusu nasıl olur  nasıl yapılmalıdır diye sorarsak;

Bir ülke, devlet  top yekûn savaş halinde olsun isterse bölgesel Terör örgütleriyle mücadele kapsamında bir askeri operasyon yapılıp yönetilmesi gerektiğinde. 

Operasyon kapsamı ve hedefi belirlendikten sonra bölgeye üst rütbeli  askeri komutan atanır ve o komutanın direktifleri doğrultusunda operasyon sonuçlandırılmak istenir. Ve bu durum kamuoyuyla paylaşılır. 

O komutanın başarısız olması durumunda komutan görevden alınarak yeni bir komutan atanır ve kararlar sahada operasyon bölgesinde alınır. 

Eğer askeri operasyonlarda netice alınamıyorsa ki, operasyonlar sonsuza kadar sürdürülmez  Terörü etkisizleştirmeye yönelik  alternatif politikalar geliştirilir. 


Sevgili okurum yazının devamını sizin tamamlamanızı diliyorum, sizin  görüşünüze açıyorum  dilerseniz  yorumlarınızı paylaşınız. 



Bana göre yüz yıl sürecek bir terör savaşına hiç bir devletin mali  bütçesi kaynakları yetmez. 

Herşey insan kaynağı demek değildir. 


Duran Kalkan

14 Ağustos 1952 tarihinde Adana'nın Tufanbeyli ilçesinde doğdu. PKK'nın lider kadrosunda yer aldı.


1980-1990 yılları arasında Almanya'da örgütün mali sorumlusu olarak çalıştı. 1988'de Düsseldorf kentinde tutuklanarak yargılandı. 1993'de Kuzey Irak'a geçerek Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu komutanlığı ve PKK Yürütme Konseyi üyeliği görevlerini üstlendi. Daha sonra KCK Yürütme Kurulu üyesi oldu.




Duran Kalkan da 28 Ekim 2015'te İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan "en çok aranan teröristler listesinde" kırmızı bültenle aranıyor.


Karayılan ve Kalkan hakkında yakalama emri var

Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliği 2016 yılında Murat Karayılan ve Duran Kalkan hakkında, "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer biyolojik kimyasal silah kullanarak öldürme" suçlarından yakalama emri çıkarmıştı.


ABD Dışişleri Bakanlığı ise PKK'yı 1997 yılında Göçmenlik ve Uyruk Kanunu'nun 219. bölümü uyarınca "yabancı terör örgütü" olarak kabul etmişti.



Amerikan yönetimi 2001 yılında da PKK'yı, 13224 sayılı Başkanlık Kararnamesi uyarınca "Küresel Terör Unsurları" listesine almıştı.


Karayılan, 1954 yılında Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde doğdu. 1979'da PKK'ya katıldı.


Suriye'ye kaçtıktan sonra, 1999'da PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından örgütün başına geçti. Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Kurulu Başkanlığı da yaptı.


2013 yılında PKK'nın silahlı kanadı olan Halk Savunma Güçleri'nin (HPG) başına geçti.





Cemil Bayık


1955 yılında Elazığ'ın Keban ilçesinde doğdu. PKK'nın 18 kurucusundan biri olduktan sonra 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası yurt dışına kaçtı.



Örgütün Suriye, Lübnan ve Kuzey Irak'taki kampları ile Avrupa büro sorumluluğunu yaptı. Sonra PKK Başkanlık Konseyi üyeliğine seçildi. Hep PKK'nın iki numaralı ismi olarak anıldı.


Murat Karayılan'ın ardından 10 Temmuz 2013'te Bese Ozat ile birlikte KCK Eş Başkanı olan Cemil Bayık, "Cuma" kod adı ile biliniyor.

Yararlanılan kaynak : BBC News


İbrahim Selvi 

anatoliaslv@gmail.com 

selviabraham.blogspot.com 

Köşemi takip etmekten keyif alıyorsanız lütfen yakınlarınıza öneriniz. 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı