Türkiye demokrasisinde Tarikat, Cemaat usulü siyasi yapılaşma

Türkiye  demokrasisinde  Tarikat, Cemaat usulü  siyasi yapılaşma



İbrahim Selvi 

16 Aralık 2021 


Kültürler toplumda ya da toplumun kültürü, sosyal yaşamda kendi karakterini yaratır.

Aslında bu doğal  olması gereken handikaptır.

Ançak,  toplumsal kültürün ortaya çıkardığı  karakter, milletler arasındaki   başarı  yarışını temsil eder. 

Her kültürün karakteri gereği.... Yapılan  İş ortaya konulan eser, refah, refahın kazandırdığı hakim güç kendisini ifade edecek gösterecektir. 

Şöyle ki; 

Amerikan demokrasisi, Amerikan ekonomisi, sporu, siyaseti, sanatı, sineması

Alman ekolü, Alman demokrasisi, sanatı, futbolu, endüstrisi

Türk demokrasisi, siyasi yapılaşması....ekonomisi.... 

İran demokrasisi, sanatı....

Böyle devam eder.

Aslında hiç iyi bir demokrasi ya da çok iyi bir  ekonomi yoktur, diğerleriyle kıyaslandığında iyi demokrasi, iyi ekonomi vardır.

Efendim Flandiya’nın  ekonomisi  çok iyi.  Doğru güzel,  ama Flandiya’nın ekonomisi  5 milyon nüfusa göre güzel. Aynı ekonomik  sistemi 350 milyon nüfusa uyarlayınca görün ekonominin e – sini.

Norveç’in eğitim sistemi  çok iyi,  doğru.  Evet,  bu sistemi  150 milyon  % 70 genç  insan nüfusa entegre edin bakalım ne olacak.


Amerikan demokrasisi güzel. Doğru, seçilen  Başkan,  Amerika’nın kuruluş Anayasası gereği  ançak iki dönem Başkanlık yapabiliyor, ne kadar güzel!  Partilerde, siyasette lider sultası, monarklığı yok, harika...

Ama aynı Amerikan demokrasisi ırkçı da, bu ne olacak? 

Daha düne kadar siyahi Afrika kökenli Amerikan yurttaşları sosyal yaşamın çoğu alanına “ restoran, kafe” giremiyorlardı.

Ve hâlâ Amerikan polisi siyahi yurttaşları öldürmeye devem ediyor...

Ve aynı Amerika'da  “dünyanın en güçlü ekonomisi olduğu iddia edilen“  30 milyon sağlık güvencesinden yoksun Amerikan yurttaşı var. 

5 milyona yakın sokakta yaşayan barınaksız Amerikalı var. 

Kısaca şuna değinmek istiyorum.. 

Bilgi, görüş, bakış ve yorum  mutlak iyi doğru olan şey değildir. Toplumca eşitliği, doğruluğu kabul edilmiş kavramlardır. 




Konu ve konu başlıklarıyla  ezici bir eleştiri üslubu kazandırılarak kendi milletimi, devletimi eleştirmek, ezmek, hor hakir görmek değil amaç. 

Bunu  amaçlayarak bir konu başlığı atıp, sonra kendi kültürüme, devletime ve insanıma yüklenmek gibi bir gayret içinde olduğum kabul edilmemeli. 


Amacım, farklı açılardan esere bakarak değişik görseller yakalamak, kimi zaman güzel yanlarını kimi zaman da yapısal eleştirilerde bulunarak inşa edilmeye devam eden yaşayan kültürümüzün  mükemmelliğini artırmaktır. 

Durum böyleyken.... 

Tarikat siyaseti nasıl olur....

Tarikat siyaseti, 

kerametleri zuhur eden lider (şeyh) siyasi partinin başına değişmemek üzere geçer ve mürit yapılanmasını (MKYK) partide inşa eder. 

Parti politikası sabit değişmez, “ vatan millet ebedi devlet, ezanlar susmaz...., sen olmasaydın biz olmazdık... “  tartışılamaz  sılogonlar....

Muhalefet politikası kilişeleşmiş partizan deyimleri; 

din, inanç  karşıtlığı gibi,   karşı taraf ne iş ne icraat yaparsa yapsın kötü, yanlış ve kabul edilmez saymak. 

Gözden düşen mürit görevden azledilir yerine nöbetleşe yeni yüzler  “ Milletvekili olur”  terfi eder, vitrin değiştirilir. 

Ve böylelikle siyasi parti politik yaşamına devam eder, seçim ve oy oranının hiç bir esbirisi yoktur. Ançak, hedef Meclis çatısı altına girebilmektir. Eğer es kaza parti  Meclis dışında kalırsa partinin de liderin de  siyasi ömrü uzun sürmez, Şeyh’in (liderin) en büyük kerameti partiyi Meclise sokmasıdır. 

Sonraki süreçte lideri ve yürüttüğü dokunulmaz siyaseti hiç kimse sorgulayamaz, yargılayamaz. 

Çünkü siyasetin temeli “ vatan millet “ ben memleketimi çok seviyorum, devletim, milletim diyen insana ne diyebilirsin, ne diye  sorgulayabilirsin. 

Allah birdir diyen Şeyh’in dergah sohbeti  gibi.... 

Parti lideri ölür ya da beklenmedik bir vaka sonucu (kaset, maset) olursa. 

Parti tabanının haberi olmadan bir patakülleyle yeni bir değişmeyen lider partiye kazandırılır. 

Şöyle de olabilir: parti lideri ölür, parti de seçmenin gözünde düşerse,  artık o dergah (parti) kapanır, siyasi tarih sayfalarında yer bulur. 

Dergahtan (partiden) geri kalan siyasete meraklı politikacı kendi görüşüne yakın bir siyasi partiye katılarak orada müritliğe (politik yaşama) devam eder. 





Şu da olmalı, eleştirmek güzel iyi de eleştiren insanın eleştirisinin karşısına kabul edilebilir politik görüşlerini de  ortaya koymalı. 

Ozaman:

- Devlet kurumsallaşmalı, devlet  siyasi partilerin  edindikleri (şirket) yönetimi gibi, “parti politikası devlete hakim olmamalı”   devlet  partinin görüş ve politikalarına  avara kasnak edilmemeli. 

- Siyasi partiler kurumsallaşmalı, lider monarklığına  parti feda edilmemeli. Siyasi partiler Lider eksenli  değil,  millet için akıllı politikalar üreten  siyasi yapılara dönüştürülmeli. 

- Aktif siyasetin içinde olan politikacı illa bir lider ya da başkan yapılanmasıyla örgütlenecektir ançak,  politikacı ilke olarak ta yolun başında iki dönemden sonra Başkanlıkta ısrar eden iç tüzüğün altına imza atmamalı. 

- İlkesiz başarı tesadüfü olur, sürdürülebilir başarının ön koşulu ilkeleri olan başlangıçlardır.  İlkesiz  yüz binlik bir  ortamda yer almak yerine, ilkeli 10’ luk dilimde yer almak daha iyi bir başlangıçtır. 




- Seçmen siyasi anlamda bireysel sorumluluk sahibi olmalı. Aktif siyasetin içinde olan politikacılar partizan olabilirler ançak, seçmenin partizan olması ahmaklığın tavan yapmasıdır. Seçmen partili olabilir ançak  partizan olmamalı. Seçmen partilerin   akıllı real  politikalarına bakıp  iradesini, tercihini o yönlü  kullanmalıdır. 

- Netice olarak siz kendinizi değiştirmezseniz sonsuzluk (zaman) kavramı size hiç birşey kazandıramaz. Ançak, zaman sizin fiziki değişiminize katkı sağlar. 

Elbette her kurumun kendi karakterine uygun bir örfü adabı vardır, olmalıdır da. 

Ançak demokratik rejimin kaidesi. 

Demokrasinin gerektirdiği eylemler ile inşa edilmelidir ki, inşa edilen sistem kendi raylarında işlesin, sekteye uğramasın. 

Demokrasinin içini despotizimle besleyip ondan demokratik eylemler beklentisi içinde olmak  aptalık olur. 

Dünyanın bir yarısında, özürlü demokrasilerden kaynaklı demokratik hak  ihlallerinin  o ülkelerde yaşattığı kırılmalar ve buna bağlı burhanların facialarıyla halk  mucadale etmek durumunda kalıyor. 





İbrahim Selvi 

anatoliaslv@gmail.com 

selviabraham.blogspot.com 

Köşemi takip etmekten keyif alıyorsanız lütfen yakınlarınıza öneriniz. 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı