Toplumlardaki demokrasi çıkmazı
"27 Mayıs 1960 " demokrasinin kara günü" anısına"
Toplumlardaki demokrasi çıkmazı
Demokrasi bir toplumda korunup gelişebilmesi için o toplumda uzlaşı kültürünün yaratılması, fikri özgürlüklerin karşılıklı teminat altına alınması ve politik hoşgörünün halk tabanında yaygınlaşmasını sağlamakla mümkündür.
Devamında sürdürülebilir demokrasilerin bir başka ön koşuluysa, demokratik yönetimlerde millî iradenin çoğunluk tercihiyle temsiliyet kazanmış bir siyasi partinin çoğunluğun tercihini, mutlak irade olarak kullanmamasından geçmektedir.
Demokrasi, güçten değil, gücü temsil eden kuvvetlerin dengelenmesinden ( yurttaşın da hukuk dışı dokunulmazlığı) beslenir.
Ancak bu bağımsız denge ve denetime açık sorgulanabilir bir kuvvetler ayrılığı olarak kabul edilmelidir.
Aksi durumda bu koşulların sağlanmadığı yönetimlerde demokrasiden söz edilemez. Siyasi partilerin varlığı ve o ülkede seçimlerin yapılıyor olması o toplumun demokratik toplum olduğu anlamına gelmez.
Bugün sözde demokrasiyle yönetilen seçimlerin de yapıldığı ülkelerin bir çoğu, otoriter "şarlatan" monarklık içermektedir.
Demokrasi, bir rejim değil, toplumun siyasi politik yaşam kültürünün yönetime yürürlükteki rejime yansıması aksetmesidir.
Rejimleri monarşik "krallık" bir çok Batı ülkesinde başta "Birleşik Krallık ve Hollanda.... " aynı zamanda demokrasinin de beşiği olarak kabul edilmektedir.
Yani demokrasi bir rejimin adı değil, milletin siyasi politik yaşam kültürünün modern tanımıdır.
Sizin rejiminizin adı demokratik cumhuriyet olur, anayasanız bu tanımları doğrulayan hükümler içerebilir.
Ancak, halkın milletin siyasi yaşam kültürü anti demokratikse....
İlgili yasalarla halkın politik siyasi kültürüyle uyuşmadığı sürece yazılanlar kağıt üzerinde kalarak yönetim adeta diktatörlükle örtüşen monarklığı andırır, her siyasi eyleminiz toplumda otoriter çağrışım yaratır.
Bu süreçte yönetiminiz tamamen totaliterdir, toplumun diğer kesimleri sürekli çatışır yönetimi sürdürülebilir kılmak için oteriteye başvurmak ya da otriteleşmek ihtiyacı hissedersiniz.
Yani yönetim illegal güçten beslenmek durumunda kalır.
Toplumun bir kesimi tedirgindir ve kendisini dışlanmış kabul eder yönetimin kendisini temsil etmediğine inanır.
Bir millet demokratik anayasa ve kanunlar ile çağdaşlaşamaz, kanun ve yönetmenlikler ile demokratik halk yaratılamaz.
Demokratik Anayasa, kanun ve yönetmenlikler halkın demokratik kültürü özümsemesi içtenlikle sindirilmesinin akabinde yapılacak düzenlemelerdir.
Bir topluma ancak çağdaş medeni bir eğitim kazandırılarak, onun yaratacağı inanç kültürüyle demokrasisini geliştirerek çağdaşlaşabilir.
Aksi durumda halk gücün egemen olduğu alanda kendisini korunakta hissederek her tür otoriteyi kabul etmek durumunda kalır ve gücün karşısında olmaktan, ezilmek hiç olmaktan kaçınır.
Bu tepkisizlikte toplumun demokratik gelişimini engellediği gibi, yönetimin kendisini sorgulamasını, kendisini yenilemesini de engeller.
Bu kör döngü işlediği sürece o millet milletler cemiyetindeki yerini alamayacağı gibi, bir zaman sonra ayakta kalacak güç ve enerjisini de kaybeder.
Bu kör düğüm bir zaman sonra yerini daha kötüsü olan kaos ve iç kargaşalığa terör ve otorite boşluğuna bırakır.
Bu sürecin akabinde, Çakallar meydana çıkar ve bu durumdan vazife çıkartırlar.
Ve bu çakalların karşısına çıkacak aslanlar topluluğu yoktur, çünkü aslanlar yaşatılmamış, yaratılmamış etkisizleştirilmiştir.
Diğer yanda.......
Demokratik kültürün gelişmediği toplumlarda yönetim kendisine otoriter olmayı dayanak edinmek durumunda kalır dedik ya...
Bu toplumlarda kurulan her siyasi partinin demokrasi tanımı bir diğer partinin tanımıyla tezatlık oluşturur yer yer taban tabana zıttır...
Hatta bununla da kalmaz her yurttaşın kafasındaki demokrasi tanımı da farklıdır.
Bu farklılık aslında demokrasinin çok yönlü ifade edilebilme olanağından değil, toplumdaki demokratik uzlaşma kültürünün gelişmemiş olmasından kaynaklıdır.
Dünya demokrasinin beşiği kabul edilen İngiltere yönetiminde Kraliçe "monarşi" Avam kamerası "halk meçlisi" ve Lordalar Kamerası vardır seçimle gelmeyen ve yaşam boyu "Kraliçe tarafından atanan Asiller Meçlisi" vardır.
İngilterde'ki halk demokrasi adına kalkıp bu duruma itiraz etmez.
Milli iradenin yanında bu durum kabul edilemez, milli iradenin üzerinde bir karar verici ya da milli iradeyi engelleyici bir kurum demokrasiyle bağdaştıramayız demez...
Türkiye’nin demokrasi şehitlerine atfen
Başta, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ve diğer 15 Temmuz demokrasi ve vatan millet şehitlerimizi saygıyla anıyorum.....
Yorumlar
Yorum Gönder