Kayıtlar

Doğa vazgeçilmez esin kaynağımız

Yaşamın hayatın bize sunduğu canlı/cansız varlıkların çeşitliliği, zenginliği insanların duyusal, düşünsel  içgüdüsel yaratıcılığına katkı sağlamakta. İnsan biyolojik olarak doğada beslendiği kadar fiziksel,  ruhsal, düşünsel ve bilimsel yönlü de yine doğa vaz geçilmez esin kaynağıdır.  Özellikle şairler için doğa eşsiz ilham  perisidir.  Şairler, duyusal hisleriyle bir dünya yaratırlar.  Sınırları olmayan, uçsuz bucaksız vadiler, yamaçları leylaklar, zambaklar, menekşe ve binbir renkli kır çiçekleriyle donattı kazandırıp tabiata  ahenk verirler. Yine, ılık, soğuk mevsimler yaratırlar.  Gökten akan şelaleler, dinmeyen yağmurlar ve denizlerin susuzluğunu gideren  taşkın  nehirler  akıtırlar,  doğudan   batıya  kadar, menderesler çizerek akan.  Şairler,  ulaşılmayan doruklarına ayak basılmayacak kadar yüce Kaf dağları yaratıp  onu masmavi bulutlarla  taçlandırıp  gelinlik giydirirler. Onların güneşi  göz kamaştırmaz. Gökyüzünü, onlarca rengin tonlarıyla  gökkuşağıyla bezer

Geleneksel düşünce kalıplarıyla gelecek inşa edilemez

Resim
Geleneksel düşünce kalıplarıyla gelecek inşa edilemez İbrahim selvi tarafından Geleneksel düşünce kalıplarımızla ürettiğimiz düşünce ve fikirler, yaşadığımız çağın gereksinimlerini karşılıyamayacağı  gibi bize, gelecekte vaat etmeyecektir.   Yaşadığımız dünyada toplumları etnik ve inanç kraterleri yönüyle ayırıp tanımlayamazsınız.  Toplumlar inanç  ve etnik bakımdan iç içe geçmiş durumda ve bu durum her geçen gün artarak devam etmektedir..  “Avrupa Başkent'lerinde Müslüman’ların nüfusu sürekli arttığı gibi,  Cami sayısı bakımında da Müslüman  coğrafyasını aratır nitelikte değil. “ Ama, demokratik toplum olma, bireysel hak ve özgürlüklerin gelişmiş olması  ve  sosyal hukuk devleti olmak gibi durumlar başka.. Eğer bir toplumu bir coğrafyayı çağdaş karekterler ile nitelendirmek, tanımlamak istersek ki bunu; İslam coğrafyası  ya da Hristiyan Topluluğu olarak değil;  Demokratik ya da anti demokratik, bireysel hak ve özgürlükler,  sosyal  sorumluluk yönü gelişmiş ya

Bir nefes içinde gizlenen hayat

Resim
Aramızda ayrılan Tiyatro sanatçısı,  Gülriz Sururi Cezzar’ın   anısına atfen.. Bu  şehir,  her gün öylesine ağlayıp iniler ki O’nu, terkedip giden sevgililerin ardından..... Şehirin uğultusu, çoğu  zaman içinde yaşayan insanların çığlıklarına, feryatlarına karışıp göğe doğru kanatlanıp yükselirken,  gökkuşağı renkleri yaratarak, sayısız yıldızların arasında gizlenerek tekrar   makber'e döneceği günü sabırsızlıkla bekler. Şehirde nefes alan, yaşayan biz duygusuz, hissiz insanlar  şehrin, kaotik gelgitlerinin içinde yaşamın,  ihtiras dolu çağrısına kulak kesilerek durmadan, sesin çığlığa dönüştüğü hedefe doğru  bir şeyler edinmek, kazanmak  hırsıyla nefessiz koşarız.   Oysa ki,  kazanmak için heba ettiğimiz değerler bir daha bize dönmemek üzere yitirdiğimiz özümüz, bizi var eden karakteristik varlığımızdır.  Gülriz Sururi  Cezzar Bu bazen bir Sanatçı, Siyasetçi, İş insanı, Yazar -  çizer düşün insanı olduğu gibi.. Yaşadığımız nefes alıp verdiğimiz havasını koklad