Kayıtlar

YÜKSELEN DEĞERLER

Bazı kelimeler terimler vardır günlük konuşma lisanında ki anlamları ile hukuk dilinde ki anlamı farklıdır, diğer yanda yine çoğu bildiğimiz kelimelerin ticari işlemlerdeki anlamı ve maliye, muhasebe kayıtlarındaki çağrışım farklı anlamlar içerir. Hatta bazı Avrupa ülkelerinde yargı lisanı tamamen halkın konuşma dilinden farklıdır, Adli makamlardan gelen yazılı metini çoğu zaman bir hukukçu tercüme etmek durumunda kaldığı olur. Bu gibi durumlar nadiren de olsa bizde de yaşandığı olur. Nasıl ki bizim demokrasi anlayışımız Ortadoğu da bir ülkeye benzemiyorsa; Bir Avrupa demokrasisi de bizim demokrasiye benzemiyor. Baskın seçim adı altında tüm partilerde ön seçim yapılmadan Mv.  listeleri nasıl hazırlandı ve örgütlü demokratik toplumun hiçbir unsurundan itiraz olmaksızın. İşte buna da lider demokrasisi denir. Bu durumu demokrasi ile nasıl Yanyana getirirsiniz. Asıl anlatmak istediğim  başka;  yukarıdaki küçük örnekte olduğu gibi dünya Ulusları olarak çoğu tanım başlıklarımız aynı

BÜYÜK TRAJEDİ

Geçtiğimiz günlerde İran’da çekilmiş bir kare resim, Türk basının da ve sosyal medya da yer aldı. Resimde bir görevli,  kıyafet kontrolü yapmakta “ başörtüsü, kılıkkıyafet” İran tarzı. İlgili görevli, tepki gösteren yoklama yaptığı insanı tart etmekte tokatlamakta idi. Bu durumun izahı, istipdat dikta yönetiminin bariz göstergesi olarak algılandı ve de çok yadırgadık. Söz edilen istipdatın  bir de görünmeyen yüzü,  medyaya kapalı olan büyük bölümü, tanımlanmayan büyük resim var.  İnanın O resmî görmek anlamak istemezsiniz, istemeyiz. Amerika’da sonuçlanmak üzere olan Zarrap ve Hakan Atilla davası dolaylı yönde söz edilen bu resimin bir parças,, istemesek de böyle. Bu davada Türkiye, İran’ı Uluslar arası arenada korumak adına kendini bu istenmeyen, Türkiye’nin hak etmediği davanın taraf olmak pozisyonunda bıraktı. Ayrıca,  büyük müttefikimiz Birleşik Devletler  ile aramızın limoni  olmasına katkı sağladı, ilişkilerimiz istenmeyen yönde etkilenmekte. Bu hafta Türk Hükümetinin Söz

SEÇİM TAKVİMİ BAŞLADI

Resim
Seçim takvimi başladı Türkiye seçime gidiyor, siyasi partiler ittifaklarını yaptılar. İki ittifak oluştu AKP nin başını çektiği Cumhur ittifakı. Karşı çepheden CHP nin başını çektiği millet ittifakında da saflar belirlendi  HDP ittifakın iki yakasında da yer almadı, HDP ye ittifak için teklifte de bulunulmadı.  Gördüğüm kadarıyla bu partide terörle arasını açmak istiyor görüntüsü vermek istiyor izlenimi yaratıyor gibi. Yanılmıyorsam uzun zamandır sivri açıklamalar, gösteri, miting ve Güney vilayetlerinde alışık olduğumuz bilindik sahneler yaşanılmıyor.  Kapadokya/Gülşehir  Tabi bu durum HDP’yi temize çıkarmaz, teröre karşı olmadığı ve malum örgütleri terör örgütü olarak kabul etmediği sürece bu partiyle millet,  arasına mesafe koyacaktır. Millet beklentisini ortaya koymakta, siyasal partilerde cözüm önerilerini anlatıp seçmeni etkileyip oyunu almak istemektedir. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek. Siyasi partilerin kemikleşmiş oy tabanı geçmişte olduğu gibi katı blok oy değ

ŞEHİR VE İMAR İSKAN

Yurtdışında Almanya’da bir yakınım Antalya’da ziyaretime geldi, Havalimanında araç kiralamış şehiriçine gelecek. Bana dediki, ya akraba bu Antalya’nın Şehir merkezi neresi, tebelada Şehir merkezi yazıyo ama bir türlü ulaşamadım merkeze dedi. Cevaben dedim ki Şehir merkezinin neresi olduğunu bende bilmiyorum, Caddelerin Avm’lerin Olduğu mekenlar Şehir merkezi. Antalya’da Şehir merkezi Cumhuriyet meydanı biraz mubalalı 300-500 m2 ilk Atatürk heykelli alan meydan bilinir. Ama size yabancı ülkelerde meydan, Şehir merkezi ne anlama gelir, nasıl olur irdeleyin. Yalnız, Nevşehir’in Gülşehir ilçesinin Karacaşar  Kasabasının meydanı gerçek manada Şehir meydanı, Şehir merkezi, Vilayetin bölge insanı bilir.  Aslen ben de Karacaşar doğumluyum, İlköğrenimim bu Kasabada. Şimdi AKP’ nin politikası gereği bu Türkiye örneği Belde Gülşehir’in Mahallesi oldu. Kasaba denilince Karacaşar’ın kurucu Reis-i Salih Acıkgöz’den söz etmeden geçemeyiz.  Salih bey 1968 yılında Karacaşar Köyünü Kasaba’ya dönüş

Varlık mantıkla tanımlanır ve bir kaidenin üzerine inşa olur

Varlık  mantıkla  tanımlanır  ve  bir fikri kaidenin   üzerine  inşa  olur Varlık mantıkla tanımlanır ve bir fikri kaidenin üzerine inşa edilir. Bu durum her şey için geçerlidir, istisnai durumlar genele atfedilmez.  Din işlerinde de, siyasette, ticarette, sosyal  yaşamın çoğu alanında  ve ekonomide de öyle, yapılan yapılacak işin, eylemin  önce bir mantığı tesbit edilir.  Tesbit edilen mantığın üzerine fikrin, eylemin kaidesi inşa edilir.  Aslında konuya, yazıya felsefi kuram veya tanımlarla girmek istemiyorum ancak, bakıyorsunuz coğu konuda işin mantığı ile işe yönelik eylemin refleksleri biri diğeriyle çatışıyor;  Ortaya ironik bir durum cıkıyor.  Kar etmek istiyorsunuz, malı zararına satıyorsunuz, ya işin içinde bir  iş var ve\veya ironik bir durum. OHAL İLE İLGİLİ İRONİK DURUM   Devlet, Hükümet FETO terör örgütü ile bir mucadeleye girmiş,  Cemaat  35 yıl boyunca bir İmamın peşinde giderek devlete hükmetmeye, devleti ele geçirmeye yönelik  bir illehal örgütlenme içinde olmuşt

Rahlede bir çivi gibi sükunetle

Rahlede bir çivi  gibi sükunetle  İnsanın doğumu ile birlikte hayatın içinde,  evren’in akışında yerini alması varlık göstermesi bir realite.  Gökyüzüne bakıp yıldızları seyrederek varlığa bir vücut verip kimlik kazandırması anlamlandırması insanın  düşünen, akıl sahibi yaratık olduğunun kanıtıdır.  Kutsal terim bu durumu şöyle açıklar “ biz İbrahim’e  katımızda İhsan’da bulunarak ilham ettik - O yıldızlara baktı, bu Tanrı olabilir dedi sonra onların Güneşle kaybolduğunu gördü .. ve nihayetinde ben batanları sevmem benim rabbim bunlara da hükmeden olmalıdır dedi. “ İnsan ruhsal evirimini gerçekleştirerek istenilen anlamda insanı kamil  sıfatını edinmeli, gerçek manada insanın yaratılış anacına uygun kabiliyet kazanmış olsun. Öğrenim gören talip, talebe dinlediği ve anladıklarına anlam kazandırdığı süreçte aslında dinlerken Rahlede bir çivi gibi; Öğrencide asıl gelişen refleks, hitap etme yeteneğini de kazanmış olmasıdır,  dinlerken hitap etmesini,  iteat ederken de yönetmesini ka

İLETİŞİM VE LİSAN ÜZERİNE

Akdeniz Ünüversitesi Kampüsünde yakınımda olan bir öğrenciye ne okuyorsun diye sordum, “İletişim Medya” dedi. Yabancı dil varmı nedir durum dedim “hayır yabancı lisan Akdeniz İletişim Fakültesinde  yok - beraberinde - Türkiye’de, Eskişehir ve Boğaziçi  İletişim Fakültelerinde var” dedi. Allah, Allah ya arkadaş insan yabancı lisanssız dünyayla nasıl İletişim kurar, memleketini, sorunları meramını nasıl anlatır, karşı tarafı nasıl dinleyip anlar. Demek sen böyle bir durumu hiç ihtiyaç hissetmedin,  bir İletişim insanına ikinçi bir dilin kaçınılmaz, zaruri ihtiyaç olabileceğine hiç ihtimal vermedin. Yabancı lisan derken arkadaşlar, insan olan öğrenim gören tüm insanlar için, tüm öğrenciler için kastediyorum, dünyanın evrensel lisanı ingilizceden bahsediyorum. Güneşin doğup battığı yere kadar tüm coğrafyada  insanlar dünyanın ortak lisanı İngilizceyi bilip konuşmakta. Gerçi, herkes herşeyi bilip tasvir etmekte, lisana getirmeye çalıştığım siyasi, sosyal kuramları ziyadesiyle bilmekt