Kayıtlar

Varlık mantıkla tanımlanır ve bir kaidenin üzerine inşa olur

Varlık  mantıkla  tanımlanır  ve  bir fikri kaidenin   üzerine  inşa  olur Varlık mantıkla tanımlanır ve bir fikri kaidenin üzerine inşa edilir. Bu durum her şey için geçerlidir, istisnai durumlar genele atfedilmez.  Din işlerinde de, siyasette, ticarette, sosyal  yaşamın çoğu alanında  ve ekonomide de öyle, yapılan yapılacak işin, eylemin  önce bir mantığı tesbit edilir.  Tesbit edilen mantığın üzerine fikrin, eylemin kaidesi inşa edilir.  Aslında konuya, yazıya felsefi kuram veya tanımlarla girmek istemiyorum ancak, bakıyorsunuz coğu konuda işin mantığı ile işe yönelik eylemin refleksleri biri diğeriyle çatışıyor;  Ortaya ironik bir durum cıkıyor.  Kar etmek istiyorsunuz, malı zararına satıyorsunuz, ya işin içinde bir  iş var ve\veya ironik bir durum. OHAL İLE İLGİLİ İRONİK DURUM   Devlet, Hükümet FETO terör örgütü ile bir mucadeleye girmiş,  Cemaat  35 yıl boyunca bir İmamın peşinde giderek devlete hükmetmeye, devleti ele geçirmeye yönelik  bir illehal örgütlenme içinde olmuşt

Rahlede bir çivi gibi sükunetle

Rahlede bir çivi  gibi sükunetle  İnsanın doğumu ile birlikte hayatın içinde,  evren’in akışında yerini alması varlık göstermesi bir realite.  Gökyüzüne bakıp yıldızları seyrederek varlığa bir vücut verip kimlik kazandırması anlamlandırması insanın  düşünen, akıl sahibi yaratık olduğunun kanıtıdır.  Kutsal terim bu durumu şöyle açıklar “ biz İbrahim’e  katımızda İhsan’da bulunarak ilham ettik - O yıldızlara baktı, bu Tanrı olabilir dedi sonra onların Güneşle kaybolduğunu gördü .. ve nihayetinde ben batanları sevmem benim rabbim bunlara da hükmeden olmalıdır dedi. “ İnsan ruhsal evirimini gerçekleştirerek istenilen anlamda insanı kamil  sıfatını edinmeli, gerçek manada insanın yaratılış anacına uygun kabiliyet kazanmış olsun. Öğrenim gören talip, talebe dinlediği ve anladıklarına anlam kazandırdığı süreçte aslında dinlerken Rahlede bir çivi gibi; Öğrencide asıl gelişen refleks, hitap etme yeteneğini de kazanmış olmasıdır,  dinlerken hitap etmesini,  iteat ederken de yönetmesini ka

İLETİŞİM VE LİSAN ÜZERİNE

Akdeniz Ünüversitesi Kampüsünde yakınımda olan bir öğrenciye ne okuyorsun diye sordum, “İletişim Medya” dedi. Yabancı dil varmı nedir durum dedim “hayır yabancı lisan Akdeniz İletişim Fakültesinde  yok - beraberinde - Türkiye’de, Eskişehir ve Boğaziçi  İletişim Fakültelerinde var” dedi. Allah, Allah ya arkadaş insan yabancı lisanssız dünyayla nasıl İletişim kurar, memleketini, sorunları meramını nasıl anlatır, karşı tarafı nasıl dinleyip anlar. Demek sen böyle bir durumu hiç ihtiyaç hissetmedin,  bir İletişim insanına ikinçi bir dilin kaçınılmaz, zaruri ihtiyaç olabileceğine hiç ihtimal vermedin. Yabancı lisan derken arkadaşlar, insan olan öğrenim gören tüm insanlar için, tüm öğrenciler için kastediyorum, dünyanın evrensel lisanı ingilizceden bahsediyorum. Güneşin doğup battığı yere kadar tüm coğrafyada  insanlar dünyanın ortak lisanı İngilizceyi bilip konuşmakta. Gerçi, herkes herşeyi bilip tasvir etmekte, lisana getirmeye çalıştığım siyasi, sosyal kuramları ziyadesiyle bilmekt

EDEB ERKAN - MİLLİ YERLİ

Siyasetin dili sivri olduğu gibi üslubu olabildiğince sert ve kaba. Bu üslubu olsa olsa yerli ve milli olmalıdır.  Adam kürsüde indiğinde ne yaptın ne söyledin farkındamısın diye sormuş olsak, İnan’ın alacağımız cevap büyük ihtimal yok çoğunu hatırlamıyorum,  ne kadar konuştum olacaktır ardından da şunu, şunları söylediniz biraz maksadını aştı demiş olsak; yine yapma ya gerçekten bunlarımı söyledim, yok canım kantarın topuzunu kaçırmışız gibi yanıtlar alacağız. Bu kez itham edilen sözleri burdan tekrarlama lüksüm yok, şahsen hicab ediyorum. O neydi öyle, her şeyi  bir tarafa bırakın her şeyden önce medeni bir üslup değil. Ne demişti O çağrıcı “ fazla mağrurlanma patişahım, senden büyük millet var” Kendi düşen ağlamaz. Edeb Erkan diye bir kavramın yaşadığının bilincinde olmamız gerektiğine inanıyorum. Neyse,  insan kendini çok yüceltirse ya başı göğe değer veyahut ayakları yerden kesilir, bu durumun ikisi de hoş değil. İKTİSAD BİLİNCİ Ekonomiyi halkın anlayabileceği lisan ile N

DAHA FAZLA DUYARLILIK

Yaşadığımız çağ,  temsil ettiğimiz medeni toplum çevremiz ve sosyal sorumluluk alanımız içinde daha çok duyarlı olmamızı zaruri kılmaktadır. İnsanın insanların duyarlılık ve sosyal sorumluluk bilinci aynı zaman da toplumun demokratik, eğitim, sanat,  hukuk gibi bir çok alanda gelişmişlik seviyesini de gösteren ölçüttür. Bugün  2 Nisan Otizm Farkındalık Günü; geçen gün de yazdım; çok vahim bir konu, çok da dile getirilmiyor yeni doğan bebeklerde Otizm ve Down  sendromu çok ciddiye alınması gereken bir husus. Yeni doğan bebekler de bu durum bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artış göstermekte. Konunun uzmanı değilim ancak uzmanlar bu durumun bir rahatsızlık hastalıklı bir durum değil keza farkındalık olarak algılanmasını salık vermekte. farkındalığa neden olan etkenlerin büyük oranda denetimsiz üretilen besinler,  hava kirliliği, GDO'lu yiyecekler olduğuna dikkat çelmekte.  Bu farkındalıktan  dolayı eğitim,rehabilite gören  çocuklarımızın eğitimi hayata kazandırılma

EMMANUEL MACRON- ŞIMARIK ÇOCUK

İnsanın , toplumun doğası gereği kendisini  güçlü hissettiklerinde gücün yarattığı, taşıdığı ayrıcalık,  hissedilerek eylem ve söylemleri de bu bağlamda değişir. Paris'in şımarık çocuğu Emmanuel Macron'un kendini haddini aşan söyleyip dile getirdiklerine hep beraber tanık olduk değil mi. Teröre, teröriste arka çıkmak sahiplenmek,  ara buluculuk önerisinde bulunmak. Bu çocuk bu gücü nereden buluyor, alıyor dersiniz. Her halde dünyayı Paris'ten ibaret sayıyor, kendilerini ulaşılmaz, belirleyici güç olduklarını zannediyorlar. Hatta ABD dahi  bölgeyle ilgili savlarından (Suriye) geri adım attığı bir dönem de. Neyse, devletimiz, hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız Fransa'ya, onun şımarık Başkanına da gereken cevabı vermeye muktedirdir evelallah. BAŞKANIN İRADESİ Mİ YOKSA YURTTAŞLIK BİLİNCİMİ Osmanlı dönemin de devlet büyük oranda Sultanın iradesi demekti. Osmanlı ve ondan önçe Selçuklu dönemlerinde devlet, nizam ı alem denilince,  yazılıp söylenen Sultanın iradesi, Sultanın

ÇİFTLİK BANKIN MUDÜLERİ

Türk toplumu, muhasebe kaydı yazarkasa, KDV  ve benzeri mali vergi yükümlülükleriyle  8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ ın katkıları ile tanıştı. Daha önce hiç vergi, maliye, muhasebe yokmuydu? Vardı elbette ançak gerektiği gibi değildi. Hatta 2000 li yıllara kadar yine maliyede mali matamatik değil, Osmanlı öşürüne yakın  esnaftan hayat sıtandartı adı altında yıllık sabit vergi tahsil edilirdi. Bu vergiyi Esnaf iflas etse de,  işyeri yansa da ödemek durumunda kalırdı. Yani mali matamatikten yoksunduk. Ne demek mali matamatik,  iktisat matamatiği işin mantiği alt yapısı, kerahatı. Tarım toplumunun maliyetle, iktisat okur yazarlıkla işi olmaz, toprağa tohumu saçar mevsimi gelince hasatı bekler. Hasat iyi olursa haklı olarak Allah rahmet verdi yağmur oldu hasatımı bol, çok şükür der sezonu kapatır. Şimdiler de öyle değil, mazot pahalı diyor çiftçi “ ağam zarar ediyoruz bak Konya’ nın ilçelerinde ithal un ile ekmek, çörek yapıyoruz”  Devlet çiftçiye mazotu ucuzlaştırsa bütçe açık ver