Kayıtlar

EMMANUEL MACRON- ŞIMARIK ÇOCUK

İnsanın , toplumun doğası gereği kendisini  güçlü hissettiklerinde gücün yarattığı, taşıdığı ayrıcalık,  hissedilerek eylem ve söylemleri de bu bağlamda değişir. Paris'in şımarık çocuğu Emmanuel Macron'un kendini haddini aşan söyleyip dile getirdiklerine hep beraber tanık olduk değil mi. Teröre, teröriste arka çıkmak sahiplenmek,  ara buluculuk önerisinde bulunmak. Bu çocuk bu gücü nereden buluyor, alıyor dersiniz. Her halde dünyayı Paris'ten ibaret sayıyor, kendilerini ulaşılmaz, belirleyici güç olduklarını zannediyorlar. Hatta ABD dahi  bölgeyle ilgili savlarından (Suriye) geri adım attığı bir dönem de. Neyse, devletimiz, hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız Fransa'ya, onun şımarık Başkanına da gereken cevabı vermeye muktedirdir evelallah. BAŞKANIN İRADESİ Mİ YOKSA YURTTAŞLIK BİLİNCİMİ Osmanlı dönemin de devlet büyük oranda Sultanın iradesi demekti. Osmanlı ve ondan önçe Selçuklu dönemlerinde devlet, nizam ı alem denilince,  yazılıp söylenen Sultanın iradesi, Sultanın

ÇİFTLİK BANKIN MUDÜLERİ

Türk toplumu, muhasebe kaydı yazarkasa, KDV  ve benzeri mali vergi yükümlülükleriyle  8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ ın katkıları ile tanıştı. Daha önce hiç vergi, maliye, muhasebe yokmuydu? Vardı elbette ançak gerektiği gibi değildi. Hatta 2000 li yıllara kadar yine maliyede mali matamatik değil, Osmanlı öşürüne yakın  esnaftan hayat sıtandartı adı altında yıllık sabit vergi tahsil edilirdi. Bu vergiyi Esnaf iflas etse de,  işyeri yansa da ödemek durumunda kalırdı. Yani mali matamatikten yoksunduk. Ne demek mali matamatik,  iktisat matamatiği işin mantiği alt yapısı, kerahatı. Tarım toplumunun maliyetle, iktisat okur yazarlıkla işi olmaz, toprağa tohumu saçar mevsimi gelince hasatı bekler. Hasat iyi olursa haklı olarak Allah rahmet verdi yağmur oldu hasatımı bol, çok şükür der sezonu kapatır. Şimdiler de öyle değil, mazot pahalı diyor çiftçi “ ağam zarar ediyoruz bak Konya’ nın ilçelerinde ithal un ile ekmek, çörek yapıyoruz”  Devlet çiftçiye mazotu ucuzlaştırsa bütçe açık ver

TAASSSUP - BAĞNAZLIK

İnsan suretine bürünmüş, medeni bir vizyon kazanmış varlık görünümü sergileyen insanımsı  adem oğulları var aramızda. Bu varlıklar her ne kadar fiziki görünümleri insan suretinde olsalar da içlerinde barındırdıkları haleti ruhuyeleri, düşünce, eylem ve refleksleri insani terbiye kazanamamış, medeni eğitimden yoksun kalmış, ruhsal evrime uğramamış varlıklar. Sureti insan sığreti canavar olan   bu tiplerle  hayatın bir çok alanında karşılaşıyoruz.  Trafik magandası, mafya bozuntusu, eşkıya, terörist diyebiliyoruz. Birde eylemleri insani söylemleri,  düşünce ve  fikirleri günümüzle bağdaşmayan bilimsellikten yoksun, aklı  öğretiyi ön yargı ve duygularına teslim eden bağnazlık müessesesi var ki bu durum daha da yaygın ve aktif durumda. Geçtiğimiz haftanın gündemi siyaset cephesinin de konusu bu sözünü ettiğimiz bağnazlığa karşı çıkış ve engellenmesine yönelikti. İnsanın büyük davası, savaşı kendine, ruhunu, düşünce,  fikir ve  inançlarını insanileştirmesine yöneliktir.  Bilim, bilgi ad

DÜN HAKTI BUGÜN BATIL

Geçmiş zamanların hak ve hakikat tanımı ile günümüzün, yaşadığımız çağın hak ve batıl tanımı aynı değil. Her dönem kendi batılını çıkardığı gibi,  karşısında da hakikatın karşı çıkışı, baş kaldırışıyla  karşılıklı  mücadelenin yaşanıldığına tarih, dönemin yaşayanları tanıklık eder. Daha evvelki yazdığım yazıların çoğunda, belki de aralıksız rahatsız edercesine; Medeni unsurlardan, Cumhuriyetin erdeminden, yurttaşlık bilincinden, günümüz hukuk ve adalet tanımı ve benzeri konuları içeren yorumları ,ifade etmeye çalıştım.. Şimdi, öncelikle hakkın ne olduğunu tanımlamak gerekir. Ardından da batılın, günümüz batılının ne olduğunu tespit etmemiz gerekir. Bak şimdi hangisi hakkı ifade edim, hangisi batılı tanımlayım. Her gün yaşanılan  aile katliamı, karı koca cinnetleri, bir babanın çoluk çocuk, eş ve aile yakınlarını toptan katletmesi. İnsanın kanını donduran cinayetler. Kadın, kocasının darp ve tehdidini yetkili kurumlara ulaştırmaya çalışmış, şikayet süreçi altı ay kadar devam etmi

YURTTAŞLIK BİLİNCİ VE YAŞAM KALİTESİ

Resim
Doğudan daha doğudan geliyor ve bu yetmiyormuş gibi daha da doğunun kültürünün üzerine birde Arap, Fars  kültürünü ilave ediyoruz.  Neymiş efendim 13 yaş kız çocuğu evlenmek. Evlenme,  boşanma hukuku gibi,  birçok şark ve Arap  kültürü. Bu çağ dışı kültürün etkisinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen çıkmış değiliz.  Neyse ki Osmanlı`nın  son zamanları Batıya yönelik değişim hamleleri yapılmış ançak, halkın, avamın tutucu taassup içeren dünya ve din algısı değişimin önünde büyük engel olmuş.  Bu engeli aşmaya Padişahların da güçü yetmemiştir.  Bu süreçi tam batılılaşmaya yönelik değişimi gerçekleştirmeye Osmanlı`nın ömrü yetmemiştir. Cumhuriyet`in kurulması ve devam eden devrimler ve tam Batılılaşma, değişim gerçekleşmiş ve bugün de bu değişime AB uyum yasalarıyla devam etmekteyiz.  Bak görüyorusunuz arkadaşlar, bir milletin değişimi, modernleşmesi yüzyıllar almakta.  Durum böyleyken,  bu günler de özellikle gözlemlenen bir Osmanlı hayranlığı, Osmanlı duruşu sergileme gayreti var. Mana ve

EDİTÖRLÜK VE MESLEK İLKELERİ

Kurumların kavramsallığı, yetkinliği, uzmanlığı ne demek. Bir kurum gerçek manada işlevsel sorumluluğunda yetki ve görevlerinde, yetki sorumluluğunun çizgilerini tam anlamıyla bilmez ve de bunu sahaya yansıtmaz ise doğacak sonuç birçok alanda kavram kargaşasına neden olur. Böyle olduğuna da tanığız. Bir gazete haber editörü, makale editörü, bilimsel makale editörünün yetki ve sorumlulukları nedir ne olmalıdır. Akli muvazenesi  şüpheli,  fikri içerikten yoksun  görüş ve düşünceleri  haber yapmak yazılı, sözlü medyada kamuoyuyla paylaşmak.  Haber editörlüğü, yayın yöntmenliğiyle bağdaşır mı?Asansör de bir erkeğin bayan ile aşağı  yukarı çıkmasını zina saymak, yatakta yatma şekli ve şehvet çağrışımı vb.  Akılla,  bilgiyle çelişen toplumun değer yargılarını istismara yönelik  söylem ve eylemleri kamuoyuyla paylaşırken bir süzgeçten geçirmek gerekmez mi? Yapılan iş belki failin söylemi faili itibarsızlaştırabilir. Takke düştü kel göründü babında; ancak, çoğu zaman durum hiçte öyle olmu

Medyatik burokrasi

Değerli okuyucularım sevgili kardeşlerim, Türkiye ve dünya gündemini  medyada ve internette  birlikte takip ediyoruz. Çoğu görüp okuduğumuz haber niteliği taşıyan olaylar, suçlar, terör saldırıları ve benzeri haberler son derece trajik ve keyif kaçırıcı. Bu duruma hep beraber tanığız. Yalnız dikkat çeken şu ki; sümen altı yapılan, üstü örtülen veya kapatılmaya çalışılan, özellikle Kamu bürokrasisinde ve sivilde de hatırı sayılır çevrelerce zaman aşımına uğrayan, netice alınamayan sonuçlandırılamayan fiil ve eylemler oldukça kabarık. Şunu da demiyorum şu şöyle yapmış, bu böyle yapılıyor, hayır değil. Dün, Hürriyet gazetesinde dikkat çeken bir haber vardı, vardı da bu münferit işlenen ve münferit kuruma ait bir vaka değil. Özelikle geçtiğimiz yıllarda çok karşılaştık. Hem işlevsel suç unsuruyla hem de suçun üzerinin kapatılması babında. Hürriyet`in haberine göre (08/02/2018) olay Mardin`de Emniyet bünyesinde geçiyor. Sucun niteliği de cinsel istismar.  Kimin neyi ne kadar