TAASSSUP - BAĞNAZLIK



İnsan suretine bürünmüş, medeni bir vizyon kazanmış varlık görünümü sergileyen insanımsı  adem oğulları var aramızda. Bu varlıklar her ne kadar fiziki görünümleri insan suretinde olsalar da içlerinde barındırdıkları haleti ruhuyeleri, düşünce, eylem ve refleksleri insani terbiye kazanamamış, medeni eğitimden yoksun kalmış, ruhsal evrime uğramamış varlıklar. Sureti insan sığreti canavar olan   bu tiplerle  hayatın bir çok alanında karşılaşıyoruz.  Trafik magandası, mafya bozuntusu, eşkıya, terörist diyebiliyoruz. Birde eylemleri insani söylemleri,  düşünce ve  fikirleri günümüzle bağdaşmayan bilimsellikten yoksun, aklı  öğretiyi ön yargı ve duygularına teslim eden bağnazlık müessesesi var ki bu durum daha da yaygın ve aktif durumda. Geçtiğimiz haftanın gündemi siyaset cephesinin de konusu bu sözünü ettiğimiz bağnazlığa karşı çıkış ve engellenmesine yönelikti.

İnsanın büyük davası, savaşı kendine, ruhunu, düşünce,  fikir ve  inançlarını insanileştirmesine yöneliktir.  Bilim, bilgi adına edindiğimiz doğrular sorgulanıp günümüz insanının ihtiyacını giderecek. kolaylaştıracak, esenlik ve yaşama sevincini artıtmasına yönelik olacaktır. Aksi durumda düşündüğünüz uygulanmakta olan tüm soyut ve somut kavramlar eğer yaşadığımız çağın insanının ruhen ve bedenen ihtiyacını karşılamıyor aksine, insanın yaşamını zorlaştırıyor, yaşamı çekilmez, anlamsız yapıyorsa bugün, diyebiliriz ki karşımıza çıkan marjinallik bağnazlıktır, kabul edilemez idari,  içtimai  uygulamalardır.

Kayseri Hava Limanının girişinin sol yakasında askeri bir birlik var. Hava limanına gidenler görmüştür, Hava Meydan Komutanlığı olabilir. Benim dikkatimi bu birliğin nizamiye kapısının girişinde Hava Limanına gidenlerin de yakından görüp okuyacakları açıklıkta bir tabela var. Bu tabeladaki yazı şöyle - VATANINI EN ÇOK SEVEN İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR-  benim çok hoşuma gitti ne güzel birlik ne güzel komutan. 

Özellikle şehir içinde yayaların karşıdan karşıya geçmek istediklerinde traflkteki araçların yayaya karşı göstermedikleri saygı, yol vermemek günümüzün en bağnaz davranışı. Bir anne elinde çocuğu ile karşıya geçmek istiyor, o demir yığınının içindeki insanımsı aksine gaza basıyor. Arkadaşım benim ülkem medni. ben bayrağımı, ülkemi, vatanımı seviyorum. Mevzu vatansa gerisi teffaruattır diyen ezberçi adam, sen,  daha insanın ne olduğunu insanına saygıyı öğrenmemişsin sen toprak için mi şehit olacaksın?  Toprağı Vatan kılan insan için m? Bu durumları hazmederek sövmeden sorgulamamız ve insani reflekslerimizi bugün, inançsız, kafir, gavur, Hiristiyan, onların dini yok Ataist dediğmiz toplumların insani ilişkilerinin seviyesine çıkarmamız gerekmez mi?

Trafikte daha da vahim durumlar oluyor ki, araç otobüs durağına,  yeşil işıkta karşıya geçen yayaya, kaldırımdaki yürüyen yayaya, mağzaya rastgele nereye gelirse dalıyor.

İnsanın yükü ağır, insanın sorumluluğu çok; eğer buğün biz bu sorumluluktan, görevden kacar, üşenir, boş ver dersek, yarın bizden sonra gelecek nesillere sadece toprak bırakmak yetmiyor.
Bak geçmişte Osman Oğullarının yaşadıkları dönemde reform yapmamaları, yapamamaları bugünün toplumu gelişmiş ülkelerin karşısında bende varım diyemiyor. Yıl 2018 Askerimizin yerli  piyade tüfeğini yeni yapıyoruz, henüz seri üretime geçmiş değiliz.

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ  Herşeyi yaptım, yapıyorum diyor, Kemal sana on koyun verseler onları otlatıp besleyemessin diyor, diyor da; memleket de  15 senedir et fiyatlarını düşürmeye AKP muktedir olamadı. Bir çok sektörde girdi fiyatları sürekli yükseliyor. Bu duruma bağlı olarak gıda başta diğer ürün ve hizmet sektöründe fiyatlar aralıksız  artarken insanların satın alım güçleri zayıflıyor. 

Geçen gün Antalya Kepez ilçesinde Sakarya Bulvarında geçerken bir şey dikkatimi çekti. Sakarya Bulvarı üzerine Kepez ilçe binası yapılıyor, bina aşağı yukarı tamamlanmak üzere, memlekete millete hayırlı olsun. Yalnız kafamı kurcalayan, hazmetmekte zorlandığım bir şey var,  sizinle paylaşmak istedim. Şöyle ki, son günlerde memleketin bütün sathında yapılan kamu binaları çok abartılı ve de pek çok sayıda. Her kurum adına yapılan kamu binası Meçlis büyüklüğünde, Beyaz Saray gibi görkemli ve büyük. Bilemiyorum bu kadar şatafata, büyük hacıma gerek var mı, eğer devletin parası çoksa bilmem. Memleket de asgari üçret, emekli maaşları ve geçim darlığı ortada. Üç kıt`ayı gezip gördüm ançak, bizim memleket de olan israf ve gösteriş düşkünlüğünü Müslüman coğrafyada gördüm.

Avrupa da kamu binalarının çoğu tarihi yapılar, küçük ve gösterişsiz. İngiltere`de çoğu resmi devlet toplantıları Orta çağdan kalma şatolarda yapılmakta. Başbakanlar şehirler arası yolculuklarını Hızlı trenlerle yapmakta.

Duygulara seslenmek, insanların hoşuna gidiyor, eğlendiriyor. İnsanların akıllarına yönelmek, düşüncelerine hitap etmek, onların  ön yargılarını yok saymak, yıkmak, kabul etmemek gibi bir durum oluşturuyor ki o zaman muhatabınız  olanca gücüyle size saldırıyor ve sizi etkisizleştirmek istiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı