Türkiye'nin geliştirdiği insan odaklı barış yanlı politikalar

Türkiye'nin geliştirdiği insan odaklı barış yanlı politikalar

Eylül 22.2024

İbrahim selvi 

Kapadokya post

anatoliaibrahim.blogspot.com


Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler genel kuruluna katılmak için bugün Amerika'da.


Türkiye'nin gelistirdiği   dünya'nın ihtiyacı olan insan odaklı barış yanlı politikaların mimarı ve lideri,  Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dır.


Erdoğan'ın geliştirdiği  yol haritasına yaşadığımız yüzyılda  dünyanın ihtiyacı var ve dünya bu politikalara  koşulsuz kapı aralamak, kabul etmek durumunda kalacaktır.




Dün, Türkiye'yi ve coğrafyadaki diğer ülkeleri demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, azınlıklar, Terör gibi konularda elestiren AB ve ABD gibi insan hakları savunucularının;


Dünyanın gözü önünde insanlık üzerindeki amaçladıklarını  siyonist politikaları deşifre oldu.



Ve tüm insanlık bu vahşeti,  dehşet verici, bağnaz, barbar soykırım içeren, kan, göz yaşı ve felaket barındıran  insanlık dışı siyonist politikaları endişeyle izlemektedir.


AB ülkelerinde sivil vatandaşlar ve Akademik çevre,  Amerikan Üniversitelerindeki Akademik çevre  bütün güçleriyle  Gazze soykırımına karşı çıkmaktadırlar.



AB ve ABD otoritesi Siyonist politikalara karşı çıkan kendi vatandaşlarını ters kelepçe takarak  Akademisyenleri Üniversite Hocaları'nı, öğrencileri  gözaltına aldılar.


Sonuç olarak;

Bütün dünyada Türkiye'nin gelistirdiği dış politika büyük takdir toplamaktadır.


Türkiye'nin geliştirdiği barış, refah ve insan odaklı politikaların yarattığı  çekim gücü çevremizdeki birçok ülkeyi etkilemiş ve bu devletlerin  Türkiye'ye olan güvenleri  son derece artmiştır.


Diğer yanda başta ABD ve AB ülkeleride bu politikalardan etkilemekte, kabul etmeseler, istemeselerde alternatif siyaset, politikalar geliştirmekten de yoksun durumdalar. 


Bu nedenle,  ileride bu ülkeler Türkiye'nin politikalarının çekim güçüne kapı aralamak durumunda kalacaklardır.


Türkiye dış politikada böyleyken;

Ülke içinde ağır sorunlarının olmadığını da söyleyemeyiz.


Bu doğru ancak, Türkiye güncel mali sorunlarının üstesinden de gelmeyi başaracaktır.


Bu bahiste siyaset kurumunun daha etik, 

daha disiplinli olması kaçınılmaz.


Türkiye yüzyıllardır eşiğinde beklediği şans ya da tarihi tekerrür kapısını çalmış bir fırsat doğmuştur, bunu iyi değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.


Her şeyden önce siyaset kurumlarımız  siyaseti rant siyasetinden çıkartmak rant ve savurganlık (popülist ) politikalardan  vazgeçmek durumundayız.


Türkiye Savunma  Sanayide çok şey yaptı ve yapmaya devam ediyor.


Bu fırsatı birkez kaçırdığımızda,  talih bir defa daha kapımızı belki bin  yıl daha sonra çalar mı bilinmez.


Bu durum partiyi ve particiligi aşan milli bir politika gelişimidir.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

TURİZM MERKEZLERİMİZ VE FİYAT POLİTİKAMIZ

GÜLŞEHİR KİTAP FUARININ ARDINDAN