SİYONİSTLERİN - GAZZE KATLİAMI, SOYKİRIMI

SİYONİSTLERİN - GAZZE KATLİAMI, SOYKİRIMI

Kapadokya/Türkiye

Ağustos 15.2024

İbrahim selvi

Suçu sabit görülmemiş bir  sanığa hiçbir mahkeme, yargıç  asla çeza veremez.


Siyonistlerin GAZZE katliamı,  soykırım suçu Amerikan Kongresi'nde dakikalarca alkışlanarak işledikleri katliam, soykırım suçları sabit görülmüştur.


Suç sabit görüldükten sonra,  sanıga verilebileçek cezanın hiç bir önemi yoktur, bu cezasız kalsın anlaminada gelmez.


Ancak,  işlenen suça karşı verilebilecek hiçbir ceza işlenen suçun karşıliğı olamaz.


Hukukun gereği yapılmış kısmen mağdurun talep ettiği  adalet beklentisi karşılanmış olur.


Faile kesilen en büyük ceza suçu sabit görüldükten, suçu  işlemesinden dolayı ilerleyen sürecte yaşamı boyunca, yuzyıllarca ugrayacağı hak mahrumiyetidir.


Bu ister birey olsun, ister devlet ya da millet fark etmez ancak, yaptirimları farklı olabilir.


Bundan daha ağır bir cezada düsünülemez.


Devletimizi, milletimizi ve insan olarak hepimizi Allah büyük, kuçük suçlardan emin ve muhafaza eylesin, amin.


Daha önemlisi;

Birey olarak, millet ya da devlet olarak o kadar guclû, tedbirli  bilinçli   olmaliyiz ki;


Hiç bir unsur bizi suça teşfik etme cesaretinde bulunamasın.

Hiçbir mazeret  isimizi iyi yapmaktan bizi  alıkoymasın.



Bir işe niyetlendigimizde ya da işimizi yaparken " bu işi öyle yapmalıyim ki hiçbir insan, millet ya da devlet, kurum  benden, bizden daha iyisini yapamasin " arzusu ve niyetinde olarak bütün varligımiz ile işe, eyleme kalkışmaliyız.


Türkiye'de son dönemde öyle garip bir durumla karşılaşıyoruz ki,


Devlet gelirinden, kamu maliyesinden kim ne kadar borclanirsa o kurum, Belediye o kadar  iyi çalişıyor.


Kim ne kadar kamu maliyesinden irad edinirse o ölçüde çabuk zengin oluyor.

(devlet sermayesi)


Gunumuzde kamu gelirleri, kamu maliyesi  bekçisiz, guvenliksiz alan görünümünde.


Bu durum sürdürülebilir olamaz,  Türkiye'yi iyi yere teşımaz, altında bir millet kalır.


Yanliş yapan çeketini alıp gider, kalan enkaz milletin omuzlarında kalır.


Bireyin iradesi, milletin iradesinden daha güçlü ve karşı durulmazdır.

Neden derseniz, milletin refleksi olmaz ancak bireyin  iradesinde hayır deme gibi büyük bir guçü var.


Bireyler teker teker yanliş ve olumsuz şeylere karşı hayır derse, millet o zaman hayır demiş olur.


Toplumda, bireyde  düşünsel evrim gercekleştirilmeden  eylemlerimizi kanun ve yönetmelikler ile değiştirmemiz asla söz konusu olamaz sadece eylem kisitlanir.



Kanun, yasa ile bir deliği kapatirsiniz At hirsizı başka bir delikten girip sizin emeginizi yarıninızı çalar.


At hirsızliğını ögrenmeden, emeginizi koruyamazsınız.


At hirsizliğı At çalmak için değil alın terinizle kazandığınız Atınıza sahip olmanız çaldirmamaniz için.


At hirsizı karsıniza politikacı olarak, din adamı, Bankacı, Cemeatcı, Tarikatcı,  Yatirimcı, Finanscı, İş adamı,  Emlakcı, ögretmen, Emniyetci, hatta yargıç ve Avukat olarak çıkar.


Onlar her kılığa kamufule olurlar.

Bunlari bizden bir nebze kanun ve yasalar koruyor olsada asıl korunak,  kendi bilgi ve birikimimizde olmalidır.


Bir söz vardır " kırmızı ışlık yakadan, pacadan sarkar" diye.

Kırmızı işligi basiretimizle görme sorumlulugu bireye ait, devlet kanun senin adına bir yere kadar görür, korur.


At hırsızlarına karşı mali kayıbınız hiçbir sey değil asıl daha buyuk kayıp canınızdan da öte ruhunuz, maneviyatınız, yaşam sevinciniz.

Yaşama sevinçini kaybeden birey, toplum ruhunu yitirmiş demektir.


Siyonizim, insanların ruhunu çalıyor, toplumların  yaşama sevincini elinden alıyor


Siyonizime karşı millet olarak bilinçli olamak durumundayız.


Bugün  Siyonist At hirsizları ABD, AB ve dünyanın pek çok coğrafyasını teslim almış durumda.


Siyonizm de başka bir At hırsızlığıdır :


Amerikan Kongresi #GAZZE katliamını,  soykırımını  ayakta alkışlıyor.


Oysa, Amerika'da  💯 milyona yakın insan fakir, aç ve saglık güvencesinden yoksun.


Böyleyken Amerikan siyonizmi, Amerikan yurttaşlarının refahını dünyanın her çografyasında silahlanmaya, Amerikan gücünü göstermeye yonlendirmektedirler.


Amerikan Üniversiteleri ayakta ama ifade hürriyeti, demokrasi hapsedildi.

Ögretim görevlilerini, ögrencileri  Amerikan polisi  ters kelepçe takarak gozaltına alıyor.


Yazı uzayıp gider.

Dünyayı Siyonizme karşı büyük mücadele bekliyor : 


Bu savaş ne l. dünya ne de ll.  dünya savaşına benzememektedir.




Dünya nüfusu fazla, daha farklı bir dünya, daha değişik bir yaşam inşa etmek istiyorlar.


Amaç, toprak, para, petrol, enerji değil.

Amaç yeni bir dünya inşa etmek, yeni bir dünya düzeni kurmak.


Başarabilecekler mi bilemem.

Bildiğim tekşey, dunyayı büyük bir savaşın değil,  dünyadan daha büyük bir mücadelenin, siyasi, ekonomik ve daha çok diplomatik bir savaşın, mücadelenin beklediği.


Son söz : 

Ankara'da kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz.

Geçmişle kıyaslayınca diş politikada  çok daha etkiniz.


Ancak, sivil ya da bürokratik diasporamız  yok.

Lobi yok, koordinasyon yok, sivil koordinasyon yok.


Birlikte düşünme, birlikte karar alma, birlikte yönetme yok.


Uzatmadan ulus olarak enerjimizin %95 ini geri dönuşümu nerdeyse sıfır olan eylem ve işlere yoneltiyoruz.


Duygusal zekamiz yarışılamayacak kadar  yüksek ancak,  düşünsel aklımiz, akillı mantiklı eylemlerimiz neredeyse yok denecek kadar kısıtlı.


Akıl dahi bir mantık kaidesi üzerinde hareket eder.

Brokratik mantık, Akademik mantik, Sivil  mantik, siyasi mantik, İnanç mantığı vb. koordinasyonu sağlanmamaktadır.


Bir işin, eylemin bir mantiğı olur ve proje o mantık üzerinden yürütülür.


Bizde bu duşünce, mantik  gelişmiş değil.

Günübirlik sorunlar karşısında uzun vadeli sürdürülebilir planlama/projelendirme degil, daha çok kısa vadeli çözüm odaklı planlar ve dar alanda paslaşma yapılmaktadır, bu durum  bizi geleceğe taşıyamamaktadır.


Daha geniş, daha büyük, daha kapsamlı, daha planlı ve daha geniş koordinasyon içinde hareket etmemiz, daha uzun vadeli sürdürülebilir planlamaya kapaı aralayaçaktır.


Diger yanda;

Hala ne devlette ne de çogu özel sektorde kurumsallık kültürümüz hiç  gelişmiş değil, bu anlamda insan kaynağımiz kısıtlı, insan kaynağımızı partizanlik, tarafgirlik adına kısırlaştırıyor, itibarsızlaştırıyoruz.


Döndük dolaştık 2024 yilinda  yine 90 lı yılların   Turkiye kamu istihdam politikasına  kaldığımiz yerden  hizla devam etmeye başladık


2024 yılında işsizliği gidermek için  kamuda bir  yumurtayı yine 10 personele taşıtmaya başladık.


Belediyeler, hiç olmamaları  gerektiği alana doğru emgellenemez ivmeyle uçarak gidiyor.


İstanbul Belediyesi yakında bir zamanda Hava yolu şirketiyle ucuz taşımacılik yapmaya yönelmezse şaşırmayın.


Belediye aslı işini bir yana koyup aklına estiği ( duygusal ) her işte bende  varım politikası geliştiriyor.


Diğer yanda İstanbul'da ayak seslerinde binalar yıkiliyor.


Bugün taşın altına elini koymazsan yarın çocuklarımiz taşın altında kalır, kalmaktadirda.

( Şubat 6.2023 Büyük deprem )


Akıl, bigi ve ferasetle düşünen insanlar paralel fikir ve öngörülerde bulunurlar.


Partizan, militan ruhlu, duygusal, hayalperest   insanların düşunce ve öngörüleri arasinda uzaysal mesafeler söz konusudur ve onlar kendi aralarinda dahi   asla  paralel düşünce, öngorü söz konusu olamaz.  







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

TURİZM MERKEZLERİMİZ VE FİYAT POLİTİKAMIZ

GÜLŞEHİR KİTAP FUARININ ARDINDAN