Pazar yazısı - Fiesta
Pazar yazısı - Fiesta
Ocak 26.2024
Ege / Türkiye
İbrahim selvi
Türkiye,
kendi cografyasinda engellenemez, karşı durulamaz bir yükseliş inşa etmek yolunda ivme kazanmış ve yol almaya devam etmektedir.
Ayrıca Turkiye, yüzlerce yil beklediği muktedir devlet olma yolunda karşı durulamaz bir irade de kazanmıştır.
Bu duruma tanıklik etmek, büyük bir ayricalik mili bir onur, kutlu sevinçtir.
Türkiye, bölgesinde barışı, istikrarı iskan edebileçek güçe ulaşmasını sağlayan ve bu beklentiyi karşılayan mutlak hükümet politikası;
Ak Parti'nin geliştirdiği milli politikaların tecellisi dogrultusunda kazanılmış oldugu realitesi inkar edilemez.
Ve bu durum Türkiye'de uzunca bir geçiş hukumetler döneminden sonra, Ak Parti Hükümeti'yle gerçekleşmeye başlamış ve devam etmektedir.
Şu durum da göz ardı edilmemelidir ki,
Ak Parti'yle başlayan vesayetsiz bir milli iradenin kazanılmış olduğu da inkar edilemez gercektir.
Turkiye geçmişte, kendi içinde ayrıştiran siyaset, rejim yönlü kutuplaşma ve politik derin kamplasmaların yaşandığı ve Askeri darbelerin peş peşe yapıldığı ve her an bir Askeri darbe olabilir realitesinin gündemi her zaman meşgul ettiği Türkiye, gitmiş çok gerilerde kalmıştır.
Yeni Türkiye, bunun sonrasında.
Bölgesinde belirleneçek politikalarin cografyada tek ve tartışılmaz aktorü olmustur, olmaya devam etmektedir.
Bugün ve yarın da Türkiye cografyasında belirledigi hakkaniyetli barış eksenli geliştirdiği politikaları diger uluslar, istemesede Turkiye dış politikasına uymak, kabul etmek durumunda kalacaklardır ve bu durum böyle de devam ede geleçektir.
Amerika'da, Rusya'da Türkiye'nin iradesini gösterdigi coğrafyadan elini çekecek, çekmek durumunda kalacaktır.
Ve bu yönlü " ABD Irak ve Suriye'de çekilmekte"'dir gibi haberler şimdiden gelmeye başlamiştir.
Bunun karşısinda Ak Parti'nin eksiği aksağı yanlış politikaları yok mu, var.
Olmaya da devam edeçektir.
Dünyanın hiç bir yerinde sıfır hata bir hükümet, siyasi parti düşünülemez.
Her ülkenin, her hükümetin yanliş eksik politikaları vardır ve olmaya devam edeçektir.
Ya da biz eksik, yanlış olarak görüruz.
Çunkü belki de o günün şartlari bu politikaları zorunlu kilmiş olabilir.
Almanya " yüksek sesten Göçmen nüfusa ihtiyacımiz var" demekte
Fıransa kendi vatandaşlari aşırı yoksul iken, Paris banulyelerinde evsiz yaşarken, Fransa, Afrika'nın ve Ortadoğunun, Akdeniz'in her yerinde etkinliğini artırmaya çalışmakta.
Amerika keza o da öyle 6 milyon barinaksız, evsiz insan sokaklarda yaşamaktayken ve milyonlarca insan sağlık güvencesinde yoksunken, egitim sistemi çökmüş oldugu halde.
Ancak, Amerika Askeri üstleriyle dünyanın her yanına yetişmeye çalışmaktadır..
Amerika'yı siyonist İsrail politikaları teslim almış durumda, Amerika ruhunu kaybetmiş ya da Siyonist politika Amerikan ruhunu teslim almış durumda.
Bu durumu uzatmadan;
Demokrasinin gereği Türkiye'nin yanlış yönetildigini, Ak Parti hükümetinin büyük bir talihsizlik olduğunu söyleyen muhalefet partileri de var, olacaktır da.
Muhalefetin işi de bu " İktidara, sen çok iyi yapıyorsun, bana gerek yok ya da biz muhalefette kalalım siz iktidar olun" gibi muhalefetin, muhalif çevrelerin düşünmesi de kabul edilmez.
Ancak,
Türkiye'de Ak parti Hükümetine muhalifet ediliçek politikalarindan daha derin daha etkili ve daha kabul edilemez olan şey, muhalefetin her geçen gün etkisizleşmesi, siyaseten varlik gösterememesidir.
Gectiğimiz Mayıs 14.2023 Genel seçimlerin yönetilmesini dogru okudugumuzda;
Muhalefet "Kazanamadığı, kazanmak için hiçbir reel politika geliştiremedigi Cumhurbaskanlığı adaylıgı ve yardımcılığı paylaşılamaz ve belirlenemez belirsizlik olusturmustur"
bu durum Muhalefetin açıkca Turkiye icin bir realist politika gelistiremeyeceğini secmenin gözune baka baka " bizi secmeyin, bizden birsey beklemeyin" anlaminda sesli vucut dilini gelistirmiş, kullanmış olduğunu gözden kacırmamaliyiz.
Muhalefet, Türkiye için tutarlı politikalar gelistiremedigi gibi tutarlı bir siyasi duruş da segileyememektedir.
Bu kalem taraf olmaz " ben taraf olsam, bir siyasi görüşüm olsa da) düşüncemi, gözlemlerimi bir taraf yapmam olası değildir.
Çünkü, gazeteçi, köşe yazarı olarak vatandastan edindiğim, hayatın yaşamın içinde tanık olup okuyabildiklerimi yazmak, söylemek durumundayım.
Bu durum bir nevi vatandaşın dili, gözü ve duygularını ifade etmek olaçaktır.
Eğer bir gazeteçi aidat hissettiği siyasi görüşe dahi muhalif değil, eleştiremiyorsa o gazeteçi, düşün insanı memleketine daha büyük zarar veriyor, suçun ve şuçlunun, eksik ve aksaklığın hamiliğini yapıyor demektir.
Çünkü gazeteçinin, köşe yazarınin işi, yanlışa ya da yanliş olduğunu gordüğü politikalara yanlış demek, doğru yerinde ve güzel iş ve politikalarida taktir etmek, övmek, başarıyı motive etmek durumundadır.
Siyasi çevreler partizanca davranabilir, partizan da olmak durumundadır.
"kendi partisini, politikalarıni top yekün eleştirp muhalefet yapamaz, yapsa da bu durum surdürülebilir olmaz" keza bunu yapan bir çok politikacının partisinden ayrılip, siyaseti bıraktığı ya da ketüm bir parti kurarak suyu bulandırmaktan başka bir işe yarıyamadığına tanik olduk, olmaktayız.
Ozaman bu realite bize gazeteci, kose yazarı, düşün insanı elestirmenliğini haklı ve yerinde kullanılmak üzere alan açılmasını zorunlu kılıyor.
En azından bu süreçte.
Böyleyken;
Ak Parti hukumeti'nin ekonomide sınifta kaldiğı bir gerçek.
Ancak, gelişmekte ya da az gelismekte olan ülkelere ekonomik ivme kazandırmak için illa yuksek enflasyon yaptirmak durumundasınız.
Tabi kalkınmayı hızlandirmak için
Piyasaya fazla miktarda düşük faizli para arz etmek durumundasınız ve bu durum piyasalarda yaşanilaçak enflasyonun etkin politikasını olusturmakta.
Eğer piyasaya fazla para arz ederek yatirim ve istihdami artırmayı, buna bağlı üretimi genişletmeyi planlamazsanız.
Yok enflasyon olmasın piyasalar uzun vadede stabil seyretsin isterseniz, bunun tam tersini yapar " piyasanın para politikasını esitleyeçek ölçude faizleri belirler ve para politikasını dengelersiniz.
Bu durumda enflasyon olmaz ya da düşük seyreder.
Ancak, bu kez de kalkınmayı çok uzun vadeye yaymak durumundasınız, o zaman da atı alan üskudarı geçer.
Sizin kalkınmanız geçikir zamaninda yapilmayan hamle, ayni güçle asla ilerleyen süreçte tekrar yapamazsınız.
Rakibiniz artik arayi kapatılamayaçak olçüde açmiş gitmiştir, siz bir bin yıl daha beklemek karşı tarafın kendisini sıfırlayacağı turbulansa girmesini beklemek gibi, tabi bunu fırsata çevire bilirseniz.
Asıl konuya Ak Parti politikalarıni eleştirmeye ya da yanlış politikalarina muhalefet etmeye dönersek;
Ak Parti gelir dağılımı eşitligi derken gelir dağılımı için yapılan maaş/üçret politikasıyla, gelir dağılımı eşitsizliğine katkı vermiştir.
Bu konuyu açmamıza gerek yok detayıni insanımız yaşayarak tanık olmaktadır.
Kayirmacılik, siyasi Brokratların bir kısmının kendilerine ve eşlerine, 3,4 maaş bağlattıkları yönündeki haberler uzun zamandır gündemi meşgul etmekte.
Bu durum halk tabanında infiale neden olmaktadır.
Neden bir Ak partili siyasi brokrat çıkıp " ya bu yanliş biz, bizden sonra gelecekler için örnek teşkil edeçek kayırmacılik yapıyoruz demiyor, diyemiyor" ?
Bu ve benzeri kayirmacı politikalar az değil.
Ancak ben daha esas konuya değinmek istiyorum.
- Kendinizi en güçlü hissettiğiniz an, uçurumun kenarında olduğunuz zamandır.
- " Mahkeme Kadıya mülk değildir, olamaz."
- Yaşadığımız zaman bizden sonra geleçek nesillerin kendilerini bulacakları, ülkeleri için insiyatif alacakları süreçtir.
- Gençlerin, gelecek çocuklarımizın geleçegini çalmayalım, onları da gelismiş toplumlara her anlamda ezdirmeyelelim, yaptığımız savurganlığın günahını onlara ödetmeyelim.
- Güçlü devlet, güçlü toplum ancak kendi nefsinden, kendi ihtiyacından fedakarlık göstermekle inşa edilir.
- Biz, bırakın fedekarlığı, daha fazlasını alalım, daha çok biz yararlanalım, faydalanalım istiyoruz.
- O zaman bu nasıl olaçak, bu anlamda iyi yolda, doğru politikalar mı geliştiriyoruz?
- Biz istiyoruz kayirmacılik, 3,4 maaş, nasıl olacak bu iş.
- Milli idealleri bu yönlü iradeleri kendi şahsi taleplerini tepeleyemez, öteleyemez güçte olamayan milletler; Geleceğin toplumunu inşa etmekten mahrum kalmaları kaçınılmazdır.
Bu duruma olumlu örnek : Almanya, Japonya, Çin, Taylant, Rusya gibi bir çok ülke var.
Hakikaten Orta Asya'da Turki Cumhuriyetler var, vardı, cografyalarinda 3000 yilda ne ürettiler.
Ya Turkler siz dunyada nicin varsınız, ne üretiyorsunuz diye bize sorsalar, ne diyeceğiz?
Bize Kanada, Askeri muhimmat ambargosu koydu, diğer ülkelerinde benzeri ambargo koymasindan çekindiğimiz için, elimizi kavusturup etliye sutliye karişmiyoruz ama biz iyi Türkçüyuz, darbe yapmasını, siyasi yönetimi aşağıya almasını bin yıldır iyi yaparız, elimizden gelen bu mudur diyeceğiz.
Akıllı insan,
iyi ki şu son dönemecte TOGG, İHA, SİHA, TB-2 gibi Zırhlı araclar, Deniz araçlari gibi sayilmayaçak Savunma sanayi ürunleri geliştirdik.
Ama ne yazik darbe yapamadık, yalnız pusuda bekleyen azımsanmayaçak vesayetçi artığı da yok değil.
Alah onların tuzaklarını boşa çıkartsın.
- İdeallerimiz, feda etmek durumunda kalacaklarımızdan çok daha büyük ve yücedir, öyle de olmak durumundadır.
- Bu durumda kim kendi şahsi çıkarlarını ulusunun, milletinin, halkın gelecek ideallerinin önüne koyuyorsa, o alçaktır, adidir, değersizdir.
Milletimiz yuce millettir.
Turkiye şu son dönemeçte pek çok olumsuzluğu geride bırakmış cografyasında güç odağı olma yolunda büyük gayretler göstermekte ve bu yönlü çalışmaya devam etmektedir.
Devlet ve millet erkanımızdan, şehit ve Gazilerimizi rahmetle anıyor, milletmize hakıyla hizmet eden işini iyi yapan insanimızı siyasi ve devlet brokratlarımızı saygı ve teşekkürlerimi arz ediyorum.
En zayıf kararlılık, en güçlü kararsız kararlılıktan daha güçlüdür.
Dip not:
Ak Parti Mart 31.2024 Yerel seçimlerinde yine 2018 yerelde olduğu gibi ben fiziken varım güçlüyüm ama yerel yönetimleri çok da istemiyorum.
Yerelde muhalefet kendisini ifade etsin, ben 25 yıla merdiven dayayan tek parti iktidarını elimde tutuyorum.
Belediyeleride alırsam işi yönetmem olası değil, o zaman iş başka yönlere kaçabilir ve ........aklinızda kalsın.
Seçim sonrası hep birlikte bu köşe yažıma tekrar dönelim.
Belki bu konuyu pek açmak istemiyorum ancak, ilerleyen vakitte ip uçları verebilirim.
sevgiyle, sağlikla kalın.
Beni okuma, takip etme nezaketi gösterdiginiz için tesekkürlerimi arz etmeyi borç biliyorum.
ibrahim selvi
Kapadokya post
kapadokyapost@gmail.com
anatoliaibrahim.blogspot.com
İbrahim Selvi kimdir
1964 yılında Nevşehir'in Gülşehir İlçesinde doğdu 1982 yılında Gülşehir Lisesi''nde mezun olduktan sonra yüksek öğrenime devam etmedi.
Girişimciliğe yönelerek Antalya'da ticaret yaparak iş hatına başladı.
Evli ve iki çocuk babası.
Kişisel araştırmalarını yazıma dönüştürerek yazım hayatına anatoliaibrahim.blogspot.com denemeler yazarak başladı.
Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.
Turizim ve Kültürel Varlıkları Derneği, Vakıf hizmetleri, Spor Kulübü gibi Sivil Toplum Örgütleri'nin yönetiminde yer aldı.
Bir dönem Amerikan Basınını takip ederek Amerikan ekolünü anlamaya çalıştı.
Özgür blog yazarı.
Kapadokya post köşe yazarı, çeşitli medya ve sosyal platformlarda Türkiye'nin siyasi, sosyal, kültürel gelişimi ve kentleşme gibi konularda araştırmalar yapmakta ve bu yönlü haber, yorum ve makaleler yayımlamaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder