Millet olma bilinci ve etnik kimliklerin kaynaşması

 

Millet olma bilinci ve etnik kimliklerin kaynaşması


Eylül 2/2023

Kapadokya/Türkiye


ibrahim selvi tarafından


Konuyla ilgili CHAT GBT yapay zeka veri tabanının önerdiği makaleyi sizlerle paylaşıyorum. 


Devamında ben de kendi gorüşümü yazacam, aradaki farkı degerlendirmek eglenceli olur diye bakıyorum.

Sonuçta ben de degerlendirmiş olacam.

---------------


Yapay zekanın yorumu 


Tabii, millet olma bilinci ve etnik kimliklerin kaynaşmasıyla ilgili bir makale yazabilirim. İşte konuyla ilgili örnek bir makale:


---


**Millet Olma Bilinci ve Etnik Kimliklerin Kaynaşması**


Günümüz dünyasında etnik kimlikler, insanların aidiyet duyduğu gruplardan birini veya birkaçını ifade eder. Ancak, bu kimliklerin kaynaştığı bir nokta da vardır: millet olma bilinci. Millet olma bilinci, farklı etnik grupların ortak bir ulusal kimlik altında birleştiği ve paylaştığı bir fenomendir. Bu olgu, etnik kimliklerin kaynaşmasıyla yakından ilişkilidir ve birçok toplumda güçlü bir şekilde görülebilir.


Etnik kimliklerin kaynaşması ve millet olma bilinci, tarih boyunca birçok toplumda farklı yollarla gelişmiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, özellikle çeşitli imparatorlukların çöküşüyle yeni ulus-devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, etnik gruplar arasında birleştirici bir ulusal kimlik arayışı hız kazandı. Bu süreçte, ortak tarih, dil, kültür ve değerler gibi faktörler millet olma bilincini güçlendiren etmenler olarak öne çıktı.


Bir millet olma bilinci oluşturulurken, çeşitli faktörler etkili olabilir. Bunların başında eğitim gelir. Eğitim sistemi, toplumun bireylerine ortak bir tarih anlayışı sunabilir ve milli değerleri aktarabilir. Aynı zamanda medya da etnik grupların kaynaşmasında büyük bir rol oynar. Ortak medya organları, farklı grupları bir araya getirerek iletişimi artırabilir ve ortak noktaları vurgulayabilir.


Ancak unutulmaması gereken bir nokta, etnik kimliklerin kaynaşmasının zorlu bir süreç olabileceğidir. Tarih boyunca, bazı toplumlarda etnik gerginlikler ve ayrılıklar yaşanmıştır. Bu nedenle, millet olma bilincini oluşturma çabaları dikkatli bir şekilde yönetilmelidir. Etnik grupların özgünlüğü ve çeşitliliği gözetilmeli, hoşgörü ve diyalog temel prensipler olmalıdır.


                  Türkiye Cumhuriyeti devleti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk 1923

Sonuç olarak, millet olma bilinci etnik kimliklerin kaynaşmasıyla yakından ilişkili bir olgudur. Ortak tarih, dil, kültür ve değerler gibi unsurlar, farklı etnik grupları bir araya getiren etkenlerdir. Ancak bu sürecin dikkatli bir şekilde yönetilmesi ve toplumsal hoşgörünün gözetilmesi gerekmektedir. Etnik kimliklerin kaynaşması, bir toplumun ortak bir geleceğe doğru ilerlemesine yardımcı olabilir.

-----------------------


Konuyla ilgili benim yazım,  yorumum


İnsanın toplumdaki yeri önce aileden başlar.

Aile aidiyeti bireyin  etnik kimliğini belirlemiş kazandırmıştır. 


Toplum bütün etnik kimlikleriyle birlikte bir ortak idea  etrafında  millet  olmayı koordine ederek devlet bilinci kazanır  ve millet olma  işlevi böylelikle kazanılmış olur. 


Her toplumun millet olma ideası  temelde  bileşenleri  aynı gibi gözüksede,  kültür, din, coğrafa gibi faktörler milletlerin harcını, millet olma  bilincini değiştirmektedir.


Günümüz dünyasında özellikle gelişmiş toplumlarda millet olarak ifade edilen realite etnik bir gurubun ideasını varlığını çoğulculuğunu ifade etmemektedir.


Yukarda da ifade ettiğim gibi o ulusun, milletin ideası olarak kabul edilen öğreti, hedef, istikamet ve toplumu sürükleyen ortak idea milleti birleştiren realitedir.

 

Bu realiteye örnek vereçek olursak; 

Vatan bütünlüğü, Bayrak ülküsü, dil birliği, Özgürluk, Hukuk devleti olma, dini inançlar,  demokrasi,  medeni toplum olma ideası ve benzeri bir çok kavram tolumun, milletin  çevresinde kenetlendiği  geliştirmek sahip olmak istediği  ortak degerlerdir.


        Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu liderleri 1923 Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü 

Yani ulusların kuruluşlarinda aldıkları, Anayasalarinda ifade edilen Alman, Amerikalı, Türk gibi  görünüşte bir tek etnik halkı çağrıştıran  ifadeler O etnik grubu ya da O etnik halkı aidiyet olarak ifade etmez. 


O milletin ideası etrafında kenetlenen bütün etnik unsurları, diğer aidiyetlerin bütününü kapsar.


         23 Nisan 1923 Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi

Alman milleti denildigi zaman etnik anlamda Alam aidiyetini ifade etmez.

"Alman milleti zekidir, çalıskandır" ifadesi sadece aidiyet olarak Alman etnik grup için ifade edilen tanım değildir.


Vatandaşlık bağı ile Alman devletine bağlı bütün etnik unsurları, aidiyetleri ifade eder, aksisi de düşünülemez.


Bu durum Turkiye için de geçerlidir.

Diğer yanda Amerikalılar da öyle.

Amerika'da yaşayan bütün Amerikan vatandaşları hangisi ırk ya da aidiyet mensubu olursa olsun " Ben Amerikalıyım " ya da " Amerikan yurttaşıyım" der.


Türkiye'de " Turk milleti, Türkler diye ifeade edilen kavram Türkiye'de vatandaşlık bağı ile bağlı bütün vatandaşlar için ifade edilir.


" Türk milleti çalışkandır " tanımı yine bütün ulusu var eden aidiyetler için tanımlanılip ifade edilmiştir.


Böyleyken;

Dünyada  millet olmanın farklı tanımıları değişik çeşitli karşılık bulduğu cografyalarda vardır.


Hatta ortak idea çevresinde birlik olmayı başaramayan halklar iç savaşlara, Terör eylemlerine kapı aralamakta uluslarını kalkındırıp, ulusal refahlarını artırmaya yönelik kullanaçakları enerji ve mali kaynaklarını;

İç savaşa, Teröre ya da oluşan Terör örgütlerini etkisizleştirmeye yönelik kullanmaktadırlar. 


Bu duruma örnek yine Türkiye, Irak, Libya, Süriye vb Ortadoğu ülkeleri ya da az gelişmiş  yaşadığı cağın insanı, toplumu  olamayan uluslardır.


------------


Şu da var ki Ortoduğu, Anadolu coğrafyası geçmişten gelen cografi özelliklerinden de kaynaklı;


Kanaatim o ki Anadolu medeniyetlerin kök salıp geliştiği coğrafya değil, kültürlerin, insanlığın  geçiş noktasıdır.

Akıl, bilgi bu coğrafyada tutunup  barınamamakta  göç etmek durumunda kalmaktadır.


Bu coğrafyada akıl, bilgi tutunup medeniyet kuramamış, uzun vadede bu coğrafyada gelişmiş medeniyet kurulabilme olasaliğı  çok zor gözükmektedir.


Neden derseniz ki,

Cünkü, bir yapınin nasıl ki harcı cimonto ve demir ise.


Günumüzde  toplumun, millet olmanın harcı olarak kabul edilen,

Bayrak, vatan, din, dil, aidiyet gibi kabul edilen ulus, millet  bilinci;


Bir ulusta kendiliginden  oluşan,  gelişen ezbere dayalı realitedir.


Asıl toplumu geliştireçek yüceltecek unsurlar değildir.


Ulusu, milleti geliştireçek asli unsur,

Çalışmak, yine çalışmak, akıl, bilgi, emek, kamusal bilinç, sivil koordinasyon, organizasyon, yönetsel yetki paylaşımı, kamu yararlılığı gibi büyük uğraşlar ve büyük fedekarlıklarla  kazanılaçak  öğretilerin kazanımıdır.


-----------------


Gelişmiş uluslar millet olmanın ötesine geçerek çevresindeki diğer milletler, uluslar ile daha büyük birliktelikler oluşturmakta, ittifak yapmaktadırlar.


Bu duruma örnek, AB Avrupa Birliği,  NATO,  BM gibi farlı ittifak ve iş birliği ittifakları kurulmakta milletler kendi aralarında ortak idealar geliştirmektedir.


Bir ulus  aidiyet üstünlüklerine dayalı ya da aidiyet yaptırımlarıyla gelişemez, 


keza bir millet ancak aidiyet zenginliği çeşitliliği ile güç kazanır  gelişir.

Ulus,  bu yolla  uzun vadede   daha akıllı, kalıcı politikalar geliştirebilir.


"Ne mutlu Türküm diyene" demek, Türk aidiyetine yapılan bir övgü değil;

Türk milletini yaratan ortak aidiyetin oluşturduğu  ideaya yapılan vurgudur.


ibrahim selvi 

Kapadokya post


kapadokyapost@gmail.com


ibrahim selvi kimdir

             


İbrahim Selvi 

1964  yılında  Nevşehir'in Gülşehir İlçesinde doğdu,  1982 yılında  Gülşehir Lisesi''nde mezun olduktan sonra   yüksek öğrenimine  devam etmedi.

Girişimciligi terçih ederek Antalya'da ticaret yaptı.

Evli iki çocuk babası.

Kişisel  araştırmalarını yazıma dönüştürerek yazım hayatına denemeler  yazarak başladı. 

Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.

Turizim ve Kültürel Varlıkları Derneği, Spor  Kulübü gibi  Sivil toplum örgütlerinin  yönetiminde yer aldı.

Bir dönem Amerikan Basınını takip ederek  Amerikan  ekolünü anlamaya çalıştı. 

Özgür blog yazarı. 

Kapadokya post köşe yazarı,   çeşitli medya  ve sosyal platformlarda Türkiye'nin siyasi, sosyal, kültürel gelişimi ve kentleşme gibi konularda araştırmalar yapmakta  ve bu yönlü  haber, yorum ve makaleler yayımlamaktadır. 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı