Bir millet ağlıyor

 Bir millet ağlıyor

28 Şubat 2023

Bursa/Türkiye 

İbrahim selvi




6 Şubat 2023 Tarihinde Türkiye'nin 1/3 coğrafi bölgesinde Kahramanmaraş/ Pazarcık merkezli 7.7 ve 7.6  şiddetinde iki büyük deprem oldu.

Türkiye'nin  10 vilayetini kapsayan ( K.Maraş,Antep,,Malatya,Adana,Osmaniye,İskenderun,Antakya,Kayseri, Urfa,Adıyaman) bu deprem de  binlerce bina yıkıldı, bir çoğu kum yığını gibi çöküp yerle bir oldu.


50 bine yakın bölge  insanı  bu yıkılan binaların altında can verdi.

Binlerce  insanımız  yaralandı ve yüzlerce insan Türkiye'nin ve  bütün dünyanın Afet Kurtarma ekiplerince  yıkılan binaların enkazı altında canlı çıkartılarak hayata döndürüldü.

Türkiye'de  yaşanılan  asrın Afeti karşısında tüm Turkiye ile birlikte  bütün insanlık ağladı,  mateme boğuldu.

İnsanlık ailesi  sağduyusunu ulaşabildiği her şekilde ifade etti,   dünya  ulusları tarihinde hic olmadığı kadar en üst seviyede dayanışma ruhunu  gösterdi.






Yaşadığımız bu  Afetin Turkiye'de  yarattığı manevi, mali kayıb  tahminlerimizin çok daha  ötesinde ve de büyük.

Bu talihsiz duruma bağlı ilerleyen süreçte Türkiye'yi zor günler bekliyor desek, karamsar mı düşünmüş oluruz bilemiyorum.


Şu var ki, Turkiyenin bu süreçte ihtiyacı olan  şey mali/manevi  kayıplarını karşılamaktan daha oncelikli durum,  ulus olarak dayanışma  ruhunun güçlü  tutulması ve iç barışının saglanmazıdır  ancak, bu durum Turkiye için bu süreçte  endişe verici gözüküyor.


Neden derseniz, 20 yılı aşkın iktidarda olan muhafazakar Ak Parti  Hükümeti bir cok alanda yipranmışlığı kabul edilmiş durumda.


Diger yanda muhalefet cephesinde Cumhuriyetci  Parti  Ana muhalefet partisi CHP ve Millet ittifakı, Hukumeti ağirlaşan yaşam koşulları ve Türkiye'nin ters yüz olan ekonomisiden dolayı ağır eleştiriye tabi tutarak,  siyaseten bastırıyor.


Bu duruma ilaveten Millet ittifakı  06 Şubat'da yaşanılan büyük depremin açığa çıkarttığı kentlerdeki çarpık yapılaşma, imar affı ve deprem bölgesindeki  yeni yapılarda da eksikliği görülen yapı denetimsizliğinin bariz bir şekilde açığa çıkmış olmasından kaynaklı.



Dikkatleri daha çok 20 ýıldır iktidarda olan muhazafakar parti Ak Pariye cevirmekte.


Muhalefet, Hükümetin   bu sürecte kentlerin yapılaşmasında gerekli denetimi yapamadığına yönelik haklı olarak suçlamakta.


Hükümet,   deprem bölgesindeki vatandaşlara " Bize bir yıl zaman verin, bölgenin bütün yaralarını büyük ölçüde saracağız" demekte.


Diğer tarafta Türkiye'nin gündeminde genel  secim de  var.

Siyasi partiler tam sahaya inip meydan mitingleri  yapmaya başladıkları bir anda, hic beklenmedik 06 Şubat depremi  bütün siyasi partilerin seçim  stratejilerini  alt üst etti.


Türkiye'nin siyaseten belirsizlik süreci işte o  saatten sonra  başlamış oldu.


"Siyasi   belirsizlik süreci" diye tanımladıgım bu süreç Türkiye'de tahminen  15 Mayıs 2023  gibi yapılması planlanan genel secimler, büyük  ihtimalle en az 1 ila  3 yıl ertelenebir gibi gözüküyor.



Turkiye " dereyi gecerken at değistirmek" deyimiyle karşı karşıya.

Hükümet bu durumu, muhalefete  kabul ettirebilir mi bilemiyorum ancak,  Türkiye'nin şartları da ortada, depremin aşcı sarsıntıları belkide uzun süre devam edecek.

Türkiye'nin deprem haritasındaki diğer  kentlerin depreme dayanıklılık testi sonucları, insanları konutlarında kalmaya izin vermiyor.

Muhalefetin ve Secmenin nezdinde bu durum nasıl karşılik bulur bunu zaman gosterecek, biz de yorumlayıp yazmaya devam edeceğiz.


Evet Turkiye, Cumhuriyet'in  kuruluşundan  bu yana ilk defa böyle büyük bir Afet ile yüz yüze gelmekte ve bu durumun büyük sancıları ilerleyen süreçte  halkın yaşamını   her alanında derin etkiler bırakacağı kaçınılmaz.


Dogrusunu söylemek gerekirse siz okurlarım surecin bütün ayrıntılarını benden cok daha iyi  takip etmis olduğunuza inanıyorum.


Yalnız  şunu iyi bilmek durumundayız ki;


Bu sürecin isleyişi, yikilan pek cok şeyin yeniden onarılması kolay olmayacaktır.


Bu büyük deprem Turkiyenin siyasi, politik yaşamında   ve devlet  hiyarerşisinde pek cok  degisimin sağlanmasına kapı aralıyacağı açık.




Halk nezdinde beklenilen  bu değisimi  iktidar partisi  ilerleyen süreçte   başlata bilir mi?

Kentlerin yapılaşmasında göz ardı edilen denetimsizligin faturası kimler ya da hangisi kurumlara kesilir, bilmiyorum.

Kamoyunda  gözlemlediğim  kadarıyla halkın bu yönlü   beklentisinin  yüksek  olması.


Daha dogrusu Hükümet  halk tabanında oluşan bu değişim talebini okuya bilmekte midir?  


İlerleyen süreçte Hükümet'in neyi ne kadar nasıl yapacağını bilemiyorum.

Nasıl politikalar geliştireceğine yönelik bir ön görüm yok.


Ancak,  bu süreçte  başta kendime ve tüm ulusumun insanına metanet, sabır, soğukkanlılık temenni ediyorum.


İç barışımızı bozacak eylem ve söylemlerden kacınmayı her ne olursa olsun, devletimizin ve  seçilmiş hükümetin yanında olmayı temenni ediyorum.


Devletimizin  varlığı, milletimizin bütünlüğü, birliği olduktan sonra sorunlarımızı çözeriz. Bugün çözemez isek yarın ve daha sonraki gün biz başaramaz isek,  bizden sonraki gelen genç kuşaklar başarır, buna inancım var.


Ancak, iç barışımız bozulur buna bağlı diger olumsuz  öngöremeyecegimiz şeyler yaşamak durumunda kalırsak,  ulusumuzu beklenmedik yerlere taşınabilir.


Türkiye'nin  geçmiş dönemlerde iç barışının bozulduğu  iklimde yaşanılan siyasi  kargaşa ve anarşinin Türkiye'yi  taşıdığı yer,  ulusumuz için  telafi edilemez kayıplara neden olmuştur.

Yapılan Askeri darbeler Turk demokrasisinin gelişip köklesmesini engellemiş ve akabinde toplumda başka olumsuz yapılaşmalara "Cemaat" neden olmuştur.


Özetle hiç bir devlet ve hükümet toplumun, halkın sağduyusundan daha güçlü değildir.


Başta devlet olmak üzere beraberinde hükümetler de  gücünü halkın sagduyusundan alır, oradan beslenir.


Toplumlar sağduyusunu  yitirdiğinde halk millet olma bilincinide yitirir.


Türkiye'nin cevresi, sagduyusunu  yitirmiş  uluslar ile çevrili ve bir ulus için en büyük telafi edilemeyen talihsizlik toplumun sağduyusunu yitirmiş  olmasıdır.


Milletime, halkıma sagduyu telkin ediyorum.


Sağduyulu olmanın günümüzde ön koşulu karşı tarafı dinlemek, anlamaya çalışmak,  karşıt görüşlü çevreleri devlet, millet düşmanı olarak nitelememektir.

İbrahim selvi



anatoliaibrahim.blogspot.com

kapadokyapost@gmail.com

Kapadokya post köşe yazarı

Kösemi takip etmekten keyif alıyorsanız lütfen yakınlarınıza önermenizi dilerim. Köşem hakkında yazı ve yorumlarınızı kapadokyapost@gmail.com aderesine yazabilirsiniz. Teşekkür ederim saygı ve sevgiler.












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı