Ukrayna - Rusya arasındaki sebepsiz savaş!

 Ukrayna - Rusya arasındaki sebepsiz savaş! 


İbrahim Selvi 

Kapadokya \Türkiye 


ABD ve müttefikleri  talihsiz  Ukraynalıları ve akılsız  Başkanlarını “ Zelenski’yi “   Aslanın önüne atıp geriye çekilerek  aslanın pençe darbelerinden  çırpınan Ukraynalıları cesaret alkışlarıyla destekliyorlar. 

Aslan yürekli cesur Volodimir  Zelenski öyle cesaret abidesi oluşturacak duruş sergiliyor ki, “ Rusya Nükleer güç kullanabilir biz buna da  hazırlıklıyız ” diyor

Masanın altında Amerika ile Rusya tekmeleşirken masanın üstünde Ukrayna’da bombalar patlıyor sivil, asker, yaşlı, genç insanlar ölüyor, binalar yıkılıyor ve çocuklar umutsuzca mülteci  olmak durumunda kalıyor.

Trajedi bu değil asıl trajedi Birleşik devletlerin bu denli kabul edilmez  politikasını masanın altında yürütüyor olması.

Amerikan vatandaşları savaşa karşı, Rus vatandaşları savaşa karşı, Ukrayna vatandaşları savaşa karşı dünya savaşa karşı ançak demokratik  uluslar, demokrasi yani seçilenler  savaşa evet diyor.

Bu nasıl demokrasi?

Ukrayna’daki yıkım kısa zamanda son bulabilir ançak, Ukrayna ile sınırlı kalmayabilir. 




Türkiye 40 yılı aşkın süreyle PKK Terör örgütüyle savaşıyor.

Düşman yok, cephe yok ve hedef de yok.

Böyle olmakla Terör, Türkiye’yi her yönden vurdu, vurmaya devam ediyor.

Türkiye milli gelirinin büyük bir bölümünü insanının refahına kullanmak yerine kırk yılı aşkın  dağları bombalamak, askeri mühimmat temin etmek ve daha bir çok askeri araç gereç için kullanıyor.



Peki nereye ve ne zamana kadar?

Dikkatimi çekti! 

Dağınık buldum, geçtiğimiz günlerde PKK Terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin neden bugüne kadar etkisiz hale getirilmediklerini, finans kaynaklarının  niçin bunca süre zarfında  deşifre edilmediği  gibi konular yazdım. 

Hiç yorum yok, soru yok, bakmak yok. 

İnsan bakıyor görmüyor, görüyor bilmiyor, biliyor anlamıyor 

Anlıyor, eyleme geçemiyor. 

Ama eleştirel ve yakınma anlamında trol olmak için kendini paralıyor. 

Kime, kime ne yararı var?


Buna rağmen böyleyken;

Mutlak varlıklar, mutlak güç ve değer yaratırlar. 

Dünya ekseninden çıkıp kıyamete doğru  yol alıyor olsa da,   önümüzdeki   süreçte Türkiye’nin gelişip kalkınmasını, bölgesinde barış ve güven inşa ediyor olmasını   hiç bir güç engelleyemeyecektir. . 


Yıkım, daha büyük yıkım yaratmak insanlığın trajedisinde keyif almak bunu daha da yükseklere taşımak anlamında kimi çevreler  politika geliştirirken. 

Soruyoruz, sizin politikalarınızın engellenemez sonuçları böyle oluyor dediğimizde. 

Hayır “Biz dünyada barışı sağlamak, güven inşa etmek ve demokratik toplumu geliştirmek yönlü eylem gerçekleştirmek istiyoruz, bu yönlü politika geliştiriyoruz”  ama hiç öyle olmuyor, o zaman  ekinleri neden yakıyorsunuz?  

“ onlar ekinleri yakıp, nesilleri bozarlar” 


Yerelde; 

Türkiye’deki Ana  muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun özellikle büyük kentlerde yaşayan dar gelirli yurttaşların elektrik kesintilerine dikkat çekmeye yönelik  siyasi, fiziki eylemini bütün kalbimle destekliyorum. 

Kılıçdaroğlu  konutunun elektrik faturasını  ödemeyerek, kendisini bir hafta süreyle karanlığa mahkum ettiği haberleri sosyal medya ve haber bültenlerinde yer almakta. 




Kılıçdaroğlu’nun kendi partisi  bu eyleme gereken ilgiyi göstermediği kanısı siyasette izlenim kazandı. 

Diğer yanda altılı masa  cephesinde de öyle. 

Hükümet, sosyal politikalar geliştirdiğine yönelik sürekli kamuoyuna açıklama yapıp bu yönlü yasalar yapılıp mali yardımlardan söz ederken..... 

Bu zamanda, bu koşullarda ve Hükümetin bu denli güçlü, kararlı ve ulusun kalkınıp gelişmesine yönelik politikalar yürütüyoruz  söylemleri seçmenin   kulaklarını çınlatıp, tırmalarken. 

O zaman, o zaman milyonlarca yurttaşımızın elektriği kesilirken sosyal devlet ortada, Hükümetin sosyal politikaları nerede?

Neden hiç bir hükümet yetkilisinin sesini duyamıyoruz, Hükümet trolleri neden kulaklarının üzerine yatıyor, ya da yatarken kulakları çınlamıyor? 

“düşünen insanın kulakları çınlar”


Geç bunları, geçtik!

Hükümeti rahatsız edici soru ve görüşlerde bulunmak  her zaman can sıkıcı olur, bazı çevreleri rahatsız eder. 

Bu doğru. 

Yanlış olan Türkiye’de Hükümet partisi Ak Parti’nin büyük ortağı Ana muhalefet partisi CHP, bir diğer küçük ortağı ise MHP. 

Neden büyük ortak CHP

Tabanı boş, seçmene güven vermeyen politikalar üretmek, karşı tarafa büyük siyasi destek vermek demektir. 

Muhalefetin bir beş yılı, sarayı yıkmakla geçti. 

İkinci beş yıl Tank palet fabrikası ile geçti. 

Üçüncü beş yıl Parlamenter sisteme geçiş politikası ve tek adam. 

Dördüncü beş yıl altılı masa ve belirsiz belirli politik polemikler ile geçti. 


Yani muhalefet ben iktidar olmak istemiyorum, muhalefette kalıp geyik yapmak daha keyifli oluyor. 

Taşın altına elini koyacaksın yıpranacaksın ama  seçmen seni yine yerden yere vuracak ne gerek var. 

Muhalefetin mesuliyeti var yetkisi ve yasal sorumluluğu yok. 

Partiliye karşı  hükümet olmak gibi bir yükümlülük edinmeyince.... 

Keyfimizi bozmayalım, nasıl olsa hükümet olmaya hevesli Ak Parti  var bırakalım yapsınlar, olsunlar böyleyken bizde  birazcık ezikliği de kabul edelim.... Razı olalım,  siyasetin şamar oğlanı olmayı. 

Seçmen bizi anlamıyor, seçmen saf, akılı kıt  karşı taraf onları kandırıyor aldatıyor. 

Onlara inanıyorlar, bize inanmıyorlar. 


Kapadokya’dan düşününce;

Kapadokya’dan dünyaya bakınca, aklınızın bir köşesinden istemesenizde Turizm yer alıyor. 

Geçtiğimiz günlerde de yazıp dile getirdim, benim işim bu. 

Kapadokya’nın başkenti Nevşehir ivedilikle Ankara’dan YHT Yüksek Hızlı t  Tren ile Kapadokya’ya bağlanmalı. 




Bu bölgede Turizm Bakanlığının ilgisine tamamen kapalı Kapadokya Havalimanı’nın olduğu ilçe Gülşehir var.  Bu unutulmuş ilçe ağzına kadar tarihi, Turizm ve kültürel varlıklar ile dolu. 

Ya.. gerçekten biz gözümüzün önündeki değerlere gözümüz kapalıyken,  bu varlıkları kendi faydacılığımıza dönüştüremezken.  ileriye yönelik nasıl kalkınma  planları, projeleri yapabilir, değer üretebiliriz. 

Kapadokya’nın kalbi durumundaki Gülşehir  bölgenin konaklama merkezi yapılabilir. 

Gülşehir Hava limanına yakın, bu bölgede  15 bin, 25 bin ölçekli ada bazında imar yapılarak bölge otel ve konaklama merkezi  olabilir. 

Böyleyken,  Turizm Bakanı ve Bakan yardımcıları çok sıklıkla bölgeyi ziyaret ettiklerini takip ediyorum ançak Bakanlık cephesinden   çok da verimli  geri dönüşler olmadığı kanaatindeyim. 

Çünkü, Bakan’ın Gülşehir’in nerede olduğnu biliyor olmasından endişeliyim. 


Dip not:

Demokratik toplumlarda seçmen demokratik köksüzlükten akıl tutulması yaşıyor olmasından kaynaklı  boşluğu darbeciler dolduruyor, darbeciler fırsat bulamaz ise seçmenin  olmayan demokratik aklıyla politikacılar alay ediyor.

Demokratik toplumlarda seçmen,  politikacıdan çok daha ileri bir ivme ve inançla  mutlak anlamda  demokratik değerlerden beslenmeli,  demokrasinin tanım ve alanını genişletmelidir. 

Aksi halde, politikacı seçmenin kalitesine göre değer yaratmak politika geliştirmek durumunda kalacaktır. 



İbrahim Selvi 

Kapadokya post 

kapadokyapost@gmail.com 

Selviabraham.blogspot.com 

Gulsehir.org.tr 

Köşemi takip etmekten keyif alıyorsanız lütfen yakınlarınıza öneriniz 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı