Merhaba Kanal İstanbul

 Merhaba Kanal İstanbul...

İbrahim Selvi tarafından

Niğde/Türkiye 


Türkiye  son yıllarda yeni  ufukara,  yeni dünyalara kapı aralıyor;

Kanal İstanbul Türkiye’nin belki de geçmiş 50 yıl önce yapılması gereken iddialı  projeleri arasında  olmalıydı ançak, günün gelişen ekonomik, siyasi koşulları engellemiş olacaktır diye düşünüyorum.


Türkiye olarak engellenmiş ya da ötelenmiş okadar çok öncelikli projelerimiz var ki;


Günümüzde bu yatırımları  ÇILGIN PROJELER olarak lanse ediyoruz.


Oysa  ki, bu projelerin Kanal  İstanbul’dan daha öncelikli olanı

yurdu bir baştan bir başa   hızlı  Tren ağı  ile  örmek,  bütün kentlerimizde Tramvay/Metro ulaşım araçlarını  yaygınlaştırmak çok daha öncelikli  proje olması gerektiğine inananlardanım.


Ama, millet olarak düşünce yapımız ve medeni insan algımız,  modern yaşanabilir kentleşmemize olanak tanımıyor, o zaman ne yapalım- ne yazalım? 

Bu konuları bir kenara koyup -   


Bir toplum da medeni düşünce  gelişmeden,  o toplumda, modern medeniyet kurulamaz;   Tanımından giderek, medeni düşünce ve  bu yönlü inanç  edinmeyi amaçlayan tanımlar geliştirmeli, insanımıza bu tanımları kazandırmalıyız, olmalı...


———————-


Muhalefet  (CHP) Katar üzerinden  İktidarın  (Ak Parti) reklamını yaparken "Neden Katar, Katar’a veriyorsunuz, Öğrenim Protokolü yanlış” gibi.


Çünkü, Katar dünyanın bütün gelişmiş ülkelerine büyük yatırımlar yapıyor ve bu   o ülkelerin ekonomisinin gelişmesine önemli  katkı sağlıyor.” Bu inkar edilemez  bir gerçek!




Böyle olunca Muhalefet  sağduyulu seçmen nezdinde kan kaybediyor, büyük kitlelerin  Ana Muhalefete olan umutları  zayıflıyor. 


Diğer yanda partili ya da partizanlar için bir şey  değişmiyor, çünkü onlar sorgulamadan, objektiflikten yoksun siyaset yapmak durumundalar ki, 


“ bu durum siyasette bütün partiler için geçerli” yoksa,  bu siyasiler kovandan     " Partiden" atılırlar ve  bir anda kendilerini,   yeni partilerini kuruyor olarak bulurlar.


———————-


Yukarıdaki konuya medeni algıya dönecek olursak.


Aşağıdaki partili olma tanımı da yukarıdaki medeni algının aslında devamı niteliğinde.


Hancı mısın? Yok, Hamamcı mısın?

Atatürkçü müsün? Yok Kemalist misin  ?

Ulusalcı mısın? İslamcı mısın....Muhafazakar mı..

Akçı mısın? Dur, dur yoksa sen Z- Kuşağı mısın? 


“Yok hiç biri değil bilemedin...

Maalesef , seninle kutuplaşıp ayrışmayacağız buna imkan vermeyeceğim.” 


Ben merkezli değil, biz merkezli düşünüyorum.

Türk’üm ve  Müslüman’ım..


Ulusumuza hizmet etmiş ve hizmet eden işini iyi yapan dürüst insanlara minnettarım. 


Atatürk’ün ideallerine sıkı sıkıya bağlıyım ve taktir ediyorum, İslam’ın evrensel değerlerini her zaman  önemsiyor değer affediyorum. 


“ Tevhit dininin İslam’ı- Hıristiyan’ı- Yahudi’si yok. Tevhit inancı ve insancıl eylem var.  Toplum ya da birey olarak insanlık dışı (Terör, haksız işgal ve katliam yap, sonra ben İslam’ım ya da Yahudiyim, Hıristiyanım de; 

Ne olduğunun  kim olduğunun hiç bir  önemi  yok.”



Medeni dünyanın ürettiği evrensel değerleri kazanmaya  bu yönlü  toplum/birey olarak  katkı vermek  amaçlı çalışmak en büyük idealim....


İnsanın en büyük savaşı kendisiyle olmalı ve beraberinde işiyle...


İşini iyi yapan insanlara selam olsun....



——————-


Gündemin öncelikli polemiği Sedat Peker Vakası....


Efendim, Organize Suç Örgütü lideri kanunsuz adam bize kimin kanunsuz iş yaptığından, kimin kirli işlerin içinde olduğundan salık veriyor...


Kimilerini itibarsızlaştırıyor, kimilerine övgü yağdırıyor.


Devletimiz neyin ne olduğundan haberdardır, ne zaman ne yapacağını bilir.

Bir mafya lideri ançak   adil yargılanmak adına dinlenir. Benim yurttaşlık bilincim bunu  salık veriyor.


Sonra, siyasi partilerin kenarında çevresinde her çeşit insan olur buna engel olamazsınız, hele bir de iktidar olursanız “  Pekmez küpünün etrafındaki sinekler gibi” alakasız insanlar oraya üşüşür  kraldan çok  kralcı olurlar. 


Siyasetçi, bu insanları  partisinden kovmaz, kovamaz ancak,  onlardan kendini korumaya çalışır ya da korunmalıdır.


Yani Organize  Suç  Örgütü liderinin söylemeye çalıştıklarıyla, pozisyon belirleyecek, politika geliştireceksek yazıklar olsun bizim  hukuk algımıza/tanımımıza.


Sözü uzattık;

Okurumuz uzun yazılardan sıkılıyor “ İyi ama çok uzun, nasıl okuyacağız” demekte.


İbrahim selvi

anatoliaslv@gmail.com

Kapadokya post

selviabraham.blogpost.com.tr

Gülşehir.org.tr

Köşemi takip etmekten keyif alıyorsanız lütfen arkadaşlarınıza öneriniz .


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı