Demokrasi ve Devlet



Demokrasi ve Devlet


İbrahim selvi tarafından yazılmıştır

20\04\0021

Kapadokya\Türkiye 

Demokrasinin şu anlamda,  halkın taleplerini, milletin iradesini meclise taşıması yönünde tartışılmaz bir rejim tanımı ve yönetilme anlamında halk için büyük bir kazanım olduğu gerçeği inkar edilemez. 

Ançak, yönetilebilir devlet açısından bakınca  öyle değil.

Rejimim  geleceği  sürdürülebilir demokrasi ve yönetilebilir brokrasi yönlü  bakınca da öyle değil. 

Demokrasinin gereği demokratik seçimlerin sonucunda  milli iradeyi parti  başkanıyla birlikte devleti yönetmeye bu bağlamda milletin taleplerini karşılama  görevini yasal olarak üslendiğinde;


Devleti demokrasi sörfüne koyup, şiddetli rüzgarı arkanıza alarak iyi bir sörf yaptırıyorsunuz. 

Adeta, devlet, devlet olmaktan çıkıp parti devletine dönüşüyor. 

Demokratik seçimlerle iş başına gelen seçilen hükümet liderinin bir partisi bir de  devleti oluyor, devleti nasıl isterse öyle yönetiyor. 

Belediye başkanlıkları da öyle. 

Başkan seçildi mi bir belediyesi oluyor, önünde hiç bir engel yok neyi nasıl isterse öyle yapıyor, meclisteki encümenler parmak görevlisi gibi  indir, kaldır mütemadiyen başkanın olur verdiği her şeye evet kabilinden. 



Yani demokrasi yalın olduğu gibi kullanılması oksijen gibi yakıcı oluyor.

Demokrasinin kazanımı milli iradeyi popülist politikalardan arındırmak istikrarlı bir yönetme tanımı kazandırmak için.

Milli iradeyi doğrudan egemen kılarken diğer yanda devlet politikaları ve sürdürülebilir ekonomi ve demokratik temayüllerin korunması için. 

Yani parlamentonun kararları   bir üst senatoyla denetlenip dengelenmeli diye düşünüyorum.

Meclisin ya da seçilen  başkanın  her istediğini yapma lüksü olmamalı, hükümetlerin tekrar seçimleri kazanmak ya da tekrar kazanamamak  kaygısıyla geliştirdikleri popülist politikaları engellemek adına. 

Hükümetin yönettiği devleti parti devletine dönüştürmemek adına halk egemenliğini yine halkın diğer bir egemen gücü  senatoyla denetlemek dengelemek gerekmektedir. 

 Devletin ve milletin geleceğine yönelik sürdürülebilir politikaların   kazanımını sağlamak ve istikrarlı  demokratik yönetime ulaşmak onu dış\iç vesayet ve darbe vari girişimlerden korumak için senato popülist hükümet politikalarının fireni olacaktır. 

Demokrasi aracıyla  halk, demokratik ortamda  yaşamsal  taleplerini  meclise taşımaktadır. Ançak, iş milli irade ve egemenlik kavramlarına geldiğinde  devreye hukuk ve yasaların iradesi daha öncelik arz etmektedir.  

Diğer yanda meclisteki  iradenin  milletin doğrudan iradesi olarak kabul etmekte her zaman  olası değil.

Bazen meclis seçmenin %30 ile ya da daha düşük oranlar ile temsil ediliyor olabilmekte.

Yani;

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesi;

Cıplak bir tanım koşulsuz bir irade  olarak kullanılmamalıdır. 

Devletin varlığı ve Anayasa'nın hükümleri,  hukukun üstünlüğü göz ardı edilemeyeceği gibi. 

Yine aynı iradenin başka bir milli iradeyle, denetim ve denge unsuru olan  “senato” ile dengelenip denetlenmesi gerekmektedir.

Aksi  durumda hangisi lider ve hangisi hükümet, parti politikası olursa olsun;

Devleti parti devleti olmaktan, milli iradeyi de popülist politikaların etkisinden koruyamazsınız. 


İbrahim selvi

anatoliaslv@gmail.com 

SELVİABRAHAM.BLOGSPOT.COM 

İstanbul post köşeyazarı 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı