21.yy'da şiddet yanlısı politikalar dünyada hiç olmadığı kadar sorgulanmakta
21.yy'da şiddet yanlısı politikalar dünyada hiç olmadığı kadar sorgulanmakta
03\03\0021
Kapadokya\Türkiye
İbrahim selvi
Geçtiğimiz hafta dünya gündeminde ilginç politik gelişmeler yaşandı.
Birleşik devletler lideri Biden, Rus lider Putin hakkında “katil” iddiasında bulundu.
İşin doğrusu, Rus lider Putin, katil olmasa da;
Rus demokrasisi katil çünkü, hiç bir muhalif lideri yaşatmıyor hepsini öldürüyor.
Geçtiğimiz yüzyılda ise Birleşik devletler demokrasisi Başkanlarını öldürüyordu....
Bugün bile Birleşik devletler ‘in demokrasisi Afro kökenli Amerikalıları öldürmeye devam ediyor.
Yine Amerikan’ının kapitalist demokrasisi kapital olmayan çoğunluk yurttaşının yaşamsal taleplerini (sağlık, eğitim, konaklama) karşılamakta güçlük çekiyor.
Özgürlükler Ülkesi ABD’nin Georgia eyaletinde, yeni seçim yasasına itiraz için Valinin kapısını çalan Mv. Park Cannon polis tarafından elleri ters kelepçe yapılarak Fulton Bölge hapishanesine götürülerek resmi toplantıyı rahatsız etmek suçlamasıyla hakkında işlem yapıldı.
(resim: demokrat Mv. Park Cannon)
Amerika, ülkesinde yaşanılan iç sorunlarını geçmişten kazandığı deneyimle, polis şiddetiyle bastırmak istemekte.
Artık bu bir yanlış Amerikan yanılgı iç politikası günümüzde hiç de kabul edilir yanı yok. Amerika her gün polis şiddetine yönelik eylemler ile gündeme gelmekte.
Amerikan ekonomisi daraldıkça Birleşik devletler, iç/dış politikasını şiddet ve aşırılık yanlısı politikalara yönlendirdi.
ABD, Terör ve Terörist eylemlerin yaratıcısı destekleyicisi durumuna düşmekten kendisini koruyamıyor.
Bu duruma en büyük örnek gazeteci Cemal Kaşıkçı suikastının üzerini kapatma gayreti.
Bu durum Birleşik devletlerde de hiç iyi karşılanmaktadır.
Diğer yanda;
Rusya ile Ukrayna gerilimi öne çıktı.
Putin’in , Ukrayna’ya olan işgalci siyasetinin faturası Putin’in iktidarını sallayacağı gibi, Rusya’nın telafisi olmayan kaybına da neden olabilir.
Geçmişte SSCB’nin Afganistan işgali, SSCB’nin bozulup
dağılmasının en etkili nedenleri arasında sayılmakta.
ABD-Türkiye ilişkileri:
ABD- Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarını vermemesi.
ABD ‘nin doğrudan hiç bir hukuki gerekçesi olmaksızın Türkiye’yi cezalandırmayı hedefleyen yanlış politikası!
Bu cepheden Türkiye, savunma sanayi ve birleşik diğer ileri teknoloji alanındaki yatırımlarıyla kısa zamanda F-35 gibi gelişmiş savaş uçağını da kendisi yapabilecek kabiliyete doğru teknolojisini engellenemez bir kuvvetle geliştirmekte.
Amerika, Terör örgütleriyle ve Yunanistan gibi saldırgan dış politika yanlısı şiddet eylemleri ve aşırılık yanlılarıyla ortaklık yapmakta ısrarlı gözüküyor desem eksik olur, gerçek iş birliği yapıyor.
Bu Amerikan iç ve dış politikasının kaybeden tarafı Birleşik devletler olur.
Ha! Bu yolda Amerika, döner mi?
Onu bilemem, aydınlanan zaman gösterecek.
Ançak ABD şunu yapmak durumunda kalacağı aşikar!
ABD, özellikle dış politikasında dönüp her defasında istemeyerek de olsa Türk dış politikasının çekim küvetini kabul etmek, uymak durumunda kalacaktır.
AB-Türkiye işbirliği süreci:
AB, son günlerde Türkiye ile tekrar flört etmek için ortaklık müzakerelerini kaldığı yerden yürütmek istiyor.
Türkiye tarafı buna her zaman hazır ançak, AB’nin Türkiye’ye yönelik demokrasi ve insan haklarına yönelik çifte standartlı yaklaşımı, AB ile oluşacak Türkiye evliliğinin önünde birleşmeyi engelleyen en büyük handikap olarak durmakta.
AB, monarşik demokrasi rejimine sahip ülkeleri içine sindiriyor ançak, tam demokratik Cumhuriyet rejimine sahip ileri demokratik ülke Türkiye’yi hazmetmekte çekince gösteriyor. Bu durum, AB’nin Türkiye’ye yönelik kırılamayan ön yargılara sahip olduğunun açık göstergesi.
Türk ve Müslümanlar demokrasiyle yan yana olamaz !
Türkler demokrat olamaz, hukuk yanlısı olamaz gibi hezeyanlar.
Türkler, Cumhuriyetle birlikte hiç olmadığı kadar demokrat ve hukuk yanlısı, bölgesinde benzersiz ve ulaşılamaz bir güç ile iç/dış politikasıyla çevresine güven veren kararlı\kararlı güçlü bir ülke olma yolunda hızla yükseliyor.
Türkiye ekonomisi ve iç/ dış pazarıyla, gelişen ekonomilerin en geniş hacımlı pazar yeri.
Türkiye’nin ihracatı /ithalatı sürekli artmakta ekonomisi Çin ile birlikte gelişme gösteren ekonomiler arasında ön sıralarda yer almaktadır.
Kısaca;
AB’nin Türkiye’yi ilerleyen süreçte çok iyi anlayacağını umuyorum.
AB, Türkiye’yi vazgeçilemez bir ortak olarak görecek ve Avrupa birliği, Türkiye’yi Birliğin patron devleti olarak kabul etmek durumunda kalacaktır.
AB’nin gelişmiş gözüken ortağı Fransa, Makron hükümetiyle öyle patinaj yapıyor ki, lastik sesleri Türkiye’yi rahatsız ediyor.
Bu ses Avrupa birliğinin,
Türkiye’yi yanına çağırma çığlığı, bunu böyle anlamalıyız.
Aydınlanan ve kararan zamana selam!
İbrahim Selvi
anatoliaslv@gmail.com
İstanbul post
köşeyazarı
İbrahim selvi
Yorumlar
Yorum Gönder