Ak Parti Reformları

 Ak Parti Reformları


Bilmem bu kaçıncı ekonomi ve hukuk reform paketi?

Ak Parti'nin her ekonomik reform paketi sonrası piyasada Türk lirası artışı görülürken TL ‘nin alım gücü,  MB'nin piyasaya sürdüğü  nakit karşılığı  oranında TL değer kaybediyor. 


Hazinenin borçlanarak MB aracılığıyla  piyasaya sürdüğü Tl'yi  devlet maliyesi  diğer taraftan vergi ve diğer kalemlerden elde ettiği iradı  hazineye geri ödeyip piyasadaki artı Tl'yi toplamış olsa, belkide piyasada Tl bu kadar değer kaybı yaşamayacak ve bu denli  enflasyon da  yaşanmamış olacak. 

Demek ki hesap kitap uymuyor. 

Ak Partinin  hukuk  reformları başlı başına bir hikaye. 

AYM'nin aldığı  bir kararı sıradan bir hukuk mahkemesi tanımıyor. 

Enis Berberoğlu'nun  Mit Tırları davası ve bu yönlü hukuki yargılama sürecindeki yaşanılanlar Türkiye’de hukukun nekadar kaygan zeminde kararlılık arayışı gayreti içinde olduğunun açık göstergesi. 



Kimi halk tipi davalarda ise trajikomik hukuki kararlar kamuoyunu rahatsız ediyor. 

Hakimin ya da savcının  salıverdiği sanığı,  aynı yargıç ya da mahkeme,  sosyal medya baskısıyla tekrar tutuklanmasına karar veriyor. 

Hakim,  saldığı sanığı aynı suçlamadan tekrar  çağırtıp tutuklanmasına hükmediyor. 

Ak Parti Hükümeti’nin ekonomi reformları da hukuk reformlarına benziyor. 



Ekonominin geçmişi neydi ki geleceği ne olsun diye düşünebilir miyiz. 

Mali piyasaların  geçmişi  %200 enflasyon %300 devalüasyondu. 

Uzun uzadıya ayrıntıları yazmamıza gerek yok. Benim  ifade etmeye yazmaya çalışacağım piyasayı okur ya da vatandaş doğrudan günübirlik yaşıyor. 

Bundandır ki  konuyu uzatmadan sizin düşünce ve bakışınıza yer ayırarak başka gündem maddelerine geçmek istiyorum. 

Ak Parti'nin ekonomi reformları,  projesiz şehir planlamaya benziyor. Çünkü, toplumun planlı şehir kültürü bilinci gelişmiş değil. 

Eğer bu topluma siz planlı kent yaparsanız, belediye başkanıysanız bir daha asla seçilemezsiniz, hükümetseniz bir daha asla seçim kazanamazsınız. 

Ekonomi politikalarıda öyle, eğer dar iktisadi yatırımlar ve sıkı para politikası yönlü politika geliştirmiş olsanız ' geçmişte İnönü Hükümeti’nin yaptığı gibi'  asla partiniz yüzlerce yıl  iktidar olamaz. 

Demek ki, toplum liderliği,  siyasi parti politikalarının ve lider vizyonunun önünde olduğu savını öne çıkıyor. 

Bu sav ve tanımları belki belgelere dayandırmamış olsamda. 

İnsan kaynağını tanık  tutmaktayım. 

Babama sordum baba, neden CHP değil dedim. 

' Oğlum, geçmişte CHP’nin iktisadi, ekonomik ve bu yönlü siyasi kararları, uygulamaları belki doğruydu, o günün koşullarında gerekliydi ançak, biz o uygulamaları halk olarak kaldıramadık. Fakirlik,  harp şartları ve yeni kurulmuş borçlu devletin yükünü millet  taşımakta zorlandı'  dedi. 



Osmanlı döneminde kadılık yapan Mehmet Emin Kethuzade diye bir Osmanlı kadısı vardır. 

Padişah, kadıyı İstanbul baş payeliğine atamak ister. 

Ançak,  M. Emin Kethuzade’nin buna cevabı şöyle olur. 

Der ki Kethuzade “  Ben Bursa Kadılığını babamdan kalma bağı bahçeyi satarak yapabildim, onlarda son buldu. Şimdi İstanbul baş payeliğini hangi bağı bahçeyi satarak yapacam, mübaşirin talimatıyla mı hüküm verecem”  der ve görevi kabul etmez. 


Çakıcı’nın gündem yaratan mektubu :

Alaattin çakıcı, Kemal Kılıçdaroğlu ‘na bir mektup yazmış. 

Malum mektubun içeriğini biliyorsunuz. Ancak mektubun amacıyla, içeriği taban tabana zıt. Zaten mektubun zıtlığı amacını farklılaştırıyor. 

Şöyle ki; CHP’de kılıçlar çekildi. Muharrem İnce, aynı anda hem CHP’nin MKYK’na hem de Kılıçdaroğlu’na kılıcını çekti. Muharrem İnce hiç bir şey yapamamış olabileceğini varsaysak da, CHP’yi ve Kılıçdaroğlu ’nu yıpratıp yaralayacağı açık. 

Ozaman, savaş ilan etmek ve tarafları bir bayrak altında kenetleyip bir amaca yönelik güç ve kuvvet birliği oluşturmak gerekir hissiyatı araç ve amaçları dizayn eden üst aklın santrac stratejisini geliştirmektedir.  

Şah yerini sağlamlaştırırken piyonlar şahın etrafında kenetlenecek ve şahın güvenliği sağlanmış olacak. 


İşte Çakıcı’nın mektubu tamamen bu amaca yönelik. 

Ne garip değil mi? Malum mektubun içeriğine bak tehditler içerip meydan okuyor, oysa  diğer yanda mektubun amacı muhatabını gelişen bir düolladan korumak  ve hiç düolla yapmadan muhatabını galip ilan etmek. 















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı