Siyasal din, politik mezhep





Bir kurumumuzu bir tanımı veya aidiyetimize ait bir değeri elimize aldığımızda, ona baktığımızda, ona yöneldiğimizde onu,  ya hepten değersizleştiriyor, ya kendimize dönüştürüyor ya da ilahlaştırıyor, mehdi'leştiriyor, Tanrı'laştırıyoruz.

İnsan, 
abartıyor,  büyütüyor ya da hiç yer vermeyip yok sayıyor.

Bizim çoğrafyanın İnsanı,  öyle bir varlığı ortasında tutup bir denge yaratıp değere dönüştüremiyor.
~~~~~~~~~~~~

Halk Bankası'nın gişesinde tarafıma verilecek evrakı almayı bekliyorum.
Çalışan bey, memur; evrakı arıyor, tarıyor bulamıyor.

Karşı ofisten Müdür geldi "durumu anlamış olmalı" " ne oldu, ne var" dedi.
O memur da O Şube' ye  yeni atanmış,  " Efendim, beyefendiye verilecek bir evrak var, ancak  bulamadım" dedi
Bu arada  müdür, memura " sen aşağıya in birde şuraya bir bak" dedi.
İlgili memur aşağıya evraka bakmaya inince,  yanındaki mesai arkadaşı olacak zat, dedi ki;

" Müdürüm bırak şu adamı, ben onun yaptığı işi de yaparım" dedi

Müdür " Burası insan harcama kurumu değil, insan kazanma, yetiştirme müessesesi" dedi, hiç unutmam.
~~~~~~~~~~

Sonra gelip geçerken baktı, yanına yaklaştı " bu nedir ki,  herhalde ben bundan üstünüm,  yaratılışımda balcık çamurdan değil ki" dedi.

Diğeri, Kitabı eline aldı, ya da tanık olduklarını yazdı. Öğrendiklerini ezberledi ve düşüncesiyle durum hakkında bir değerlendirme yaptı.
Dedi ki;

" Bu ancak Tanrısal bir gücü temsil ediyor, ölüleri diriltiyor, alacalı" cilt hastalığı" hastaları iyi ediyor sonra balcıktan bir kuş yapıp ona okuyor ve o kuş canlanıp uçuyor.
Sonra O'nun yaratılışıda bizden farklı O, babasız dünyaya geldi, bu ancak Tanrının Oğ..... Olabilir, olmalıdır" dedi.


Çünkü insanlar,  kendisine inanıyor, güveniyorlardı.
Bu söyledeklerinede hemen inandılar, aksini düşünmediler.
Hikaye uzayıp gider...

Ardından bu din, diğeri mezhep başka mezhepler derken uzunca süren din ve mezhep savaşları, katliamlar yurtlarından sürülenler derken neden sonra düşünüp, yaşayıp karşı tarafa yaşattıklarını değerlendirme fırsatı bulduklarında.

Her şeyin nekadar da bağnazlık olduğunu görüp...
Hemen O din Tüççarının elindeki kitabı alıp, oteritesini de sıfırladılar. [ 15. yy. Batı'da Rönesans hareketleri]
~~~~~~~~~~

Dünya yaşamı, insanlara kendiliğinden ne yazık ki konfor, yaşama sevinci sunmuyor.
Dünya,  güç savaşlarının hüküm sürdüğü yaşam alanı.
Gecenin karanlığını, ışıklar sacan  Güneş' in yok etmesi gibi.

Biz, bu günün Batı' sının değerlerini, ürettikleri bir paydaş yaşam standartları ve endüstriyel gelişimini taktir ediyoruz...
Peki, ya  Dünün, geçmişin Batı'sı...

Geçmişin Batı' sı,  Ortadoğu'nun tüm zamanlarından daha da  ilkel ve daha bağnaz.
Ama Batı, kendiliğinden Batı olmadı...
Avrupa,  kendi içinde yaşadığı savaşlar da milyonlarca insanın  ölümüne neden olduktan sonra, akli bir değerin varlığını keşfettiler...

~~~~~~~~


Türkiye, Türk Askeri Libya'daki geçici konsey hükümetine yardım etmek, Libya'daki insani dramı kısmen de olsa sonlandırmak amaçlı Libya'ya asker gönderiyor. 
Yarın Libya'da, Türkiye, Rusya ve diğer üçüncü ülkelerin girişimiyle barış sağlanmış olsa, Libya'ya huzur gelecek mi?
Hayır..
Irak'a huzur geldi mi?
Hayır
Suriye...
Lübnan...
Filistin...
İran...
Afganistan...
Mısır...
Devamı, elli yapar..
Neden?

Çünkü, bu çoğrafyadaki toplumlar  kendi iç dinamiklerinin yarattığı siyasal sorunlarını çözüme kavuşturmuş değiller...

Toplumu var eden halklar,  birleştirici unsurdan yoksun, bir kesim diğerini sürekli ötekileştiriyor.  Toplumun demokratik kültü gelişmemiş. 

Yukarda ifade ettiğim gibi, toplumu oluşturan halklar " siyasal din ve mezhep aracılığıyla" birbirini değersizleştiriyor, ötekileştiriyor...

Ve bu eylemlerine, mezhep aracılığıyla Tanrısal bir oterite, ve güç de kazandırmış oluyorlar. 

Her halk kendi yarattığı değeri, 
ilahlaştırıp mehdileştiriyor...

Bu taraf,  arşı tarafın da kendisi gibi olmasını,  kendisine benzetmesini  istiyor...
Aksi halde,   karşı tarafı  ya hiç yok  sayıyor ya da  ne kadar aşağılarsan,  o kadar değersizleştirip  ötekileştirirsin  düşüncesine sığınıyor. 
~~~~~~

Toplumlar, sadece eğitim ve cazai müeyyideler ile medeniyet kazandığı olası gözükme ektedir. 

Önce bir iç savaş yaşayacaklar,  birbirlerini yok etme aşamasına kadar öldürecekler, sonrasında geriye kalanlar geçmişin tüm hezayanlarını toprağa gömerek kalanlar yeni bir dünya kuracak.

Şimdi bana karşı çıkacak,  olur mu öyle şey  diyeceksiniz. 

Ama öyle olmuş, 
ABD öyle kurulmuş.
Keza Batı'da  öyle olmuş...
Japonya da  öyle olmuş...
Türkiye dersen, öyle..
Atatürk'ü,  Yunan ve diğer işgalci güçler İtalya, Fransa ve İngiltere'den daha çok,  Eşkiyalar, Çeteler ve siyasal düşünce bağnazlığı uğraştırmış....
~~~~~~

İnanclar siyasallaşıp, Mezheplere politik ivme kazandırıldığı zaman,  toplumdaki halklar biri diğerini iten mıknatıs kutularına dönüşür.

Artık o toplumu var eden halklara, asla millet olma bilinci kazandırılamaz...

anatoliaslv@gmail.com










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ressam Gökhan Gülkan ile röportaj

TURİZM MERKEZLERİMİZ VE FİYAT POLİTİKAMIZ

Keçi çobanına kurumsal (Tüzel) kimlik kazandirmak