15 TEMMUZ ‘un perde arkası

15 TEMMU’un perde arkası, 15 Temmuz’dan daha  vahim bir tablo. 
15 TEMMUZ öncesi, Kurtuluş Savaşından daha vahim. 
Neden biliyor musunuz?
Kurtuluş Savaşında cephe var ve düşman gözüküyor. 
Ya FETÖ!, düşmanı sinsi. 
Din iman, Peygamber adına devleti, milleti ve bayrağı sümüklü bir İmam’ın insiyatifine biat müessesesiyle bağlamışlar. 
Tepeden tırnağa ve devletin milletin bütün hücrelerine kadar  nüfus etmiş haliyle. 
Cephe yok, düşman gözükmüyor. 
Kuzu postuna bürünmüş kurt gibi bütün bürokrasiyi ele geçirmişler. 
Ekonomik yararlılıkları milli bütçeye ulaşmış ve tam biz bu işe hakim olduk devletin kementini elimize geçirdik düşünü hakimiyet kazandığı bir dönemde.  

Ve 15 TEMMUZ; 
Düşman gözüktü  ya da deşifre oldu. 
Millette üzerine düşeni yaptı. 
Cemaat bozuntusu sümüklü imam müritlerini topyekün etkisizleştirdi. 

Şimdi, bu FETÖ  “ artıkları “ kalıntıları milletin uyuyan hücrelerinde pasif varlıklarını sürdürüyor olabilir varsayımı İle!!

İnsanımıza bu aşamadan sonra 15 TEMMUZ’dan daha büyük bir görev düşmektedir. 

Şöyle ki; 
İlmin aydınlattığı yol Cumhuriyettir. 
Ferdi ve fikri özgürlüklerin korunması,  hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılık ve tarafsız yargının güçlenmesini sağlamak gayreti içinde olmalıyız. 
Dinimizin öğretisi Kuran’dır. 
Yolumuz, demokrasi, insan haklarının genişletilmesi. 
Aşırılıklardan da sakınmak olmalıdır. 
Partizanlaşmadan, militanlaşmadan ve  fanatik, ideolojik siyasi yapılanmadan kaçınmaktır. 
Demokrasi kulvarında insanımızın, milletimizin yaşamsal taleplerini karşılayarak medeni çağdaş ve  münevver milletler seviyesine çıkmak ve onlarla  diplomatik ilişkilerimizi barış eksenli, dostluğa dayalı, karşılıklı  ulusal yararlılıklarımızı gözetme yönlü geliştirmek olmalıdır. 

Demokrasinin gereği siyasi partiler zaman zaman oy kaygısıyla popülist politikalara yönelerek aşırılık yanlısı “ ihmal ve istismar “ olabilirler. 

Ançak,   halk, seçmen siyasi tercihini  ulusal yararlılık üzerine kurgulamalıdır, seçmen her halükarda partizanlaşmamalıdır. 

Halk, seçmen  hangisi parti  uzun vade de ulusal yararlılık, kamu yararlılığımıza  yönelik  politikaları var ve bunu destekleyen insan kaynağına sahipse ki,  o yönlü siyasi  terçihini kullanmalıdır,  diye düşünüyorum. 

Bu yazı daha da ayrıntılarla vurgu yapılan temel değerlerle güçlendirilip etkinliği artırılabilir. Bu yönlü öğreti zenginliği kazandırılabilir. 

Ançak, hayır;
Bu ödev senin. 
Eğer okuma alışkanlığı edinmez,  çağdaş yurttaş olma bilinci edinip bu yönlü kararlılık ortaya koyamaz isek. 
Ben,  bana yeterim. Ben aklımla salt düşüncemle, inanç öğretimle her işin üstesinden gelirim dersen, bu yönlü düşünürsen..

Bu bölge de daha çok FETÖ'ler çıkar. 
Bu ağlayan sümüklü imamdı.. yarın; 
Bir diğeri hayal bile edemiyeceğin bir vizyonla karşına çıkar ki;
İteat etmekten, biat etmekten kendini alamazsın. 

Geçtiğimiz gün bir arkadaşım mekanik anlamda  birşey sordu. 
Anlatıp tarif etmedim. Bak anlamaya çalış, kendin çöz dedim. 

Milletim herşeyi devletten, bürokrasiden bekler hiç bir yollu  kamu yararlılığına katkı sağlamak amacı gözetmezsen, olmaz..

Trafikteki durumuna bir bak!!
Çevre düzeni, temizlik,  kent altyapıları... 
Şehir tasarım ve  mimari yapı “ rant “
Kültürel varlıkların korunması..

Sana, düşmana ..
Sana FETÖ ’ye yeni FETÖ'lere ne gerek var
Senin kendine yaptığın düşmanlık sana yeter..
Sen bu yanlışı kendi iradenle yapıyorsun..
Fark!!

Kötülüğün, düşmanın iradesiyle olması..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı