YSK’nın hukuk sınavı

YSK’nın hukuk sınavı..

Cumhuriyet’in temel dinamiği, demokratik hukuk devleti olması kabiliyle..

Hukuk, toplumun bütün katmanlarının güven kaynağıdır. 

Eğer, Cumhurbaşkanı olarak ülkenizi geride bırakarak, dünyanın her hangi bir yerine güvenle gidebiliyorsanız, bu hukuk güçünün ayrıcalıksız her yurttaş için uygulandığına olan inancımızdandır..

Kendini Saray’a, Şehzade’sini kafese hapseden devlet sahibi Padişah’lar biliyoruz..

Geçtiğimiz yıllar da, demokrasimizin gelişme sürecinde, demokratik hukuk arızaları, aksakları, hukukun Partizanlaşması “ 1946 seçimleri” hiç yaşanılmadı değil. 

Ancak, 
demokrasimizin gelişip yol alması beklenirken, geriye dönük rövanş niteliğinde hukukun partizanlaşması kabul edilemez. 

YSK’nın İstanbul seçimlerinin iptaline yönelik tartışmalı kararı, toplumun bütün katmanlarında “ hükümet hariç “  karşıtlık görmüş,  bu tartışmalı karar kabul edilmemiştir...

Ayrıca, bu tartışmalı hukuk kararının, her hangi bir partiye yönelik zarar ya da yararlılık sağlamayacağı gibi, asıl zarar gören millet olmuştur.  Milletin  medeniyet seviyesi aşağı çekilecek, hukuk ve demokrasi zarar göreçektir. 
Toplumun hukuka olan güveni telafisiz yara alacağı gibi, ülkeye de III. dünya görüntüsü  kazandıracağı kaçınılmaz. 

EY  ÖZGÜRLÜK 

Yinede özgürlük. 
Özgürlük, güçünü hukuktan aldığı gibi, özgürlüğün kalıcılık sağlaması, sürdürülebilir olması, yine hukuk ve tarafsız yargı  tarafından sağlanacaktır. 

Ancak, 

Sağduyu, soğukkanlılık, toplumsal uzlaşı kültürü, millet olma bilinci ve karşı tarafı hazmetme iç güdüsü, toplumu oluşturan bireylerde gelişmediği sürece.

Anayasal ve yasal normlar ne kadar gelişmiş olursa olsun. O, toplumun yaşam kalitesi III. dünya ülkesi görüntüsünden çıkamaz.  

Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız ne olursa olsun, o’nu ferdi veya toplumsal yararlılığa dönüştürme bilincini kazanmalıyız. 

Bu yararlılığın ön koşulu, sabırlı, soğukkanlı olmak, iletişim lisanımızı karşı tarafı  kazanmaya yönelik yumuşak diplomasi kurmak İle sağlanacağı gözardı edilmemeli. 
•••

Yazılarımın doyuruculuk, içeriğinden çok uzunluğundan dolayı eleştiri alıyorum. 

Geçmişte okuma yazma oranı düşüktü..
Şimdiler de okuyan sayısı düşük..

Fikri olgunluk gelişmeden, toplumsal kültür , medeniyet seviyesi kazanamaz...
Çay’dan beslenen, Nehir’de  kaybolur..
Deniz’de halin nicedir bilinmez 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı