İstanbul seçim sonuçları ve mazbata süreci

İstanbul,  adı güzel kendi güzel İstanbul 

Devletin güç kaynağı hukuksa  o, devlet demokratik hukuk devlettir. Yürütme, adaleti hukuk paralelinde sağlayabiliyorsa  demokrasi kendi ayakları üzerinde durabiliyor demektir.

Yukarıdaki tanımın öngörüsüyle İstanbul seçim sonuçlarını değerlendirdiğimizde, 
Seçim süreçi ve sonrasına farkındalık yaratacak yorum kazandırabiliriz. 

İstanbul seçimlerini fiziki olarak CHP kazanmış olsa da, netice itibarıyla başka bir açıdan Ak Parti de en az CHP kadar kazanan taraf olmuştur. 

Diğer yanda İstanbul seçimlerinin daha çok kazançlı çıkanı Türk demokrasisi olmuştur. 

Şimdiye dek tanık olmadığımız,  eşine nadir rastlayacağımız bir İstanbul seçim sonuçları ve başlatılan itirazlar süreci yaşadık. 

İlgili seçime yapılan haklı/haksız itirazlar ve  her iki tarafın kıran kırana  başlattığı kazanma mücadelesi,  gerçekten müthişti. 
CHP’nin sandıkları sıkı sıkıya  sahiplenmesi  diğer yanda  Ak Parti’nin süreçe sağduyuyu hakim kılma çabası öne çıktı. 

İmamoğlu’nun sık aralıklarla medyanın karşısına geçip, barışı, sevgiyi hakim kılan demeçleri, demokrasi ve seçim kültürümüz adına büyük deneyim oluşturdu. 




Sonra, seçimi sayısal fark İle kazanan İmamoğlu’nun mazbata sürecinde yürüttüğü Türkiye’yi kucaklayan beyanları, ancak alkışlanır, taktir ve tebrik edilir cinsten.

Yüksek Seçim  Kurulu’nun tansiyonu yüksek seviyelerde olan seçim  sonuç süreçini, makul ölçülerde yöneterek kazanan tarafın lehine neticelendirmesi mükemmeldi. 

•••

Seçim sonuçlarına yapılan itirazları şöyle okuyabiliriz. 
Seçimde kullanılan oy sayısının 8 mil. 865 bin olduğu kentte. 
İki parti arasındaki oy farkı 26 bin iken geçersiz kabul edilen oy sayısı yaklaşık 315 bin olduğu açıklandı, haklı olarak  kaybeden taraf son çare olarak, kendi  lehine geçersiz oyların içinde bir şeyler çıkartma gayreti içine girdiğini yadsıyamayız. Geçersiz oyların  yenisen sayılması ve benzeri itirazı gerekçeyi YSK kabul etti.
Böylece İstanbul seçimi yeni bir sonuç belirleme yoluna girdi. 

Seçim tarihimizde daha önce böylesi bir itiraz olmamış olduysa da YSK tarafından kabul edilmemiş olabilir. 

Eğer aradaki fark 100 bin bandı ve üzeri olsaydı, YSK’na yapılan itirazın mantığı da olmazdı. Ama fark az olunca geçersiz oyların içinde geçerli sayılacak oy aranma yolu denendi. 

Aynı fark CHP kanadında olsa belki CHP de itiraz edecekti, YSK yapılan itirazı kabul eder veya etmezdi,  o başka. 

Aslında asıl anlatmak istediğim,  Ak Parti’nin yada CHP’nin haklılığı, haksızlığı değil. Birini haklı diğerini haksız çıkarmak da değil. Ya da CHP’nin, İmamoğlu ‘nun kazanmasının her şey  olduğu olabileceği de değil. Neticede elde edilen kazanım beş yıllık bir  kentin yönetme yetkisi. 

Burda asıl büyük kazanan asıl akıllı yararlılık YSK'nın  hukuki süreçi doğru, adil yönetebilmesi. 
Asıl büyük olan Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha evvelki  dgenel seçimde yaptığı “ mühürsüz oylar geçerli sayılacak “ cinsteki hukuk dışı beyanına yönelik fiziki bir yolun işlerlik kazanmamış olmasıdır, önemli olan bu.  Önemli olan İstanbul’un şu ya da bu Parti’nin kazanması değil, demokratik süreçin kalitesi, kalıcılığı, hukukun güvenirliği, sürdürülebilir olması. 

•••

Siyasi partilerin kurulum aşaması ve yönetimi de dernekler yönetmenliği ile örtüşmektedir. 

Nasıl ki bir dernek,  STK “ Sivil toplum örgütü”  kurulum amaç ve ilkeleri bir çalışma alanı ve duyarlılık atfettiği fiziki alan ve bu alana yönelik örgütlenecek insan, üye tabanına sahip olmak ihtiyacı duyuyor olduğu gibi. 
Siyasi partiler de öyle, toplumda politik insan kaynaklı fiziki bir taban edinmek amacı gütmektedir.

Bu bağlamda mevcut siyasi partilerin de fiziki bir tabanı var ve biz bu durumu politika da şöyle tanımlıyoruz. 

Dinsel siyasi muhafazakar tabanlı parti, etnik kökenli milliyetçi ülkücü parti, ideolojik tabanlı Cumhuriyetin temel dinamiklerini esas alan parti gibi. 

İstanbul seçimleri gibi zor eşiği  aşmak adına parti, eğer fiziki güçünü değil de hukuku dayanak edinerek seçim süreçini yönetip demokratik sınavını  vermiş bu yönde başarılı olmuşsa o parti, yani büyük sınavı aşamayı başarmıştır. Bu parti, Türk siyasi hayatında kalıcı olma yolunda büyük adımı atmış demektir. Bu bağlamda Ak Parti’yi kutluyorum.

Ve bu bağlamda Ak Parti büyük sınavı başarıyla geçmiş, Türk siyasi, politik yaşamında umarım kalıcı olmayı başarmıştır diyorum. 

Yani daha evvelki Türkiye’de iktidar olmuş Türk siyasi hayatına yön vermiş bir çok Parti’nin bugün tabelası bile yok. 

Diliyorum ki, Ak Parti de öyle olmasın. Muhalefette kalsada kalıcı olsun. Edindiği siyasi, politik yönetim deneyimini gelecek kuşaklara aktarsın. İşte bu bağlamda kazanan Türk demokrasisi, Türk milleti olmuştur. 

•••

CHP’nin Türkiye genelinde özellikle büyük kentler de kazandığı  Belediye Başkanlıklarıyla edindiği başarısından dolayı kutluyor tebrik ediyorum. 

Bütün siyasi Partilerin kazanan adaylarına başarılar diliyorum, barışın hakim olmasını, sağ duyuyu ve Parti’nin hiçbir zaman kardeşliğimizin, arkadaşlığımızın, dostluğumuzun asla üzerinde olamayacağı inancını ifade etmek paylaşmak istiyorum. 
Türkiye bizim olduğu kadar bizden sonra gelecek binlerce yıl kuşak sürecek nesillerimizin. 

Bugün bizim  bir çok konuda  kalıcı temeller atarak inşa edeceğimiz kurumlar üzerinden, yarın bizden sonra  gelecek nesillerimiz müreffeh yaşayacaktır. 

Dar düşünmek,  küçük alan açmak kısıtlı yaşam öngörmektir. 

İstanbul’da sevgi kazandı, kaybeden siyaset dışı söylem ve sloganlar oldu. 
“ zillet- illet “

İbrahim Selvi 
İstanbul post köşeyazarı 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı