Doğu ve Batı medeniyetinin öğreti farkı

Doğu toplumunun tercihleri mi ? Batının idealleri mi ? 

Toplumlar fertlerden oluşur. Fertlerin tercihleri kolektiftir. Farklı düşünceyi toplum, hemen hazmetmez, kabul etmez. Eğer karşı koyamayacağı bir değişim,  şartlı kabulleniş olmuşsa, yenilikse, bu kabul ediş. Kabul etmiş gibi yapmak, üzerini örtmektir. Fırsatını  bulduğunda da ilk iş, o nu, farklı olanı dışarı atar, örtülü tepkiyi  dışa vurur. 

Doğu toplumu, geleneklerden, inançtan, örf ve ananelerden beslenir. Aklını, düşüncesini gelenekler, alışıla gelmiş davranışlarla çatıştırmaz. Akılın yüceliğini değil inancı, kutsar. Akılsız inançın insanı çölleştireceğini kavrayamaz. İnsan, akılla yol alır. İnanç bu yolculukta rehberdir. Akıldan beslenmeyen inanç’da sığlaşır ilkelleşir, yaşadığı çağın dışına itilir. 

Batı toplumu ile Doğu halklarını  ayıran en temel öğreti. Batının akıldan, bağımsız düşünceden  besleniyor olması. Ve düşünceyi bağımsızlaştırarak insana, etik değerlerde bağımlılık kazanmasını sağlamasıdır. 
Doğu toplumu, bağımsız düşünerek bağımlılık kazanmaz.  Değer atfedilen tanımları  olduğu  gibi kabul eder. İtiraz etme hakkı da elinden alınmıştır. Doğrusu, kabullenmemeyi de, ifade etme öğretisi kazandırılmamıştır. Doğu toplumu, üretmediği için, yağma, talan’a dayalı bir kültürü kendine dayanak edinmiştir. Bu bağlam da Batı’da da bir sömürü söz konusudur ançak, bu üretime yöneliktir. 

Osmanlı döneminde başlayan Babı-Ali yokuşu İle Galata Bankerleri arasında kurulan hazıra dayalı iktisadi kültür. Bugün, geçmişten birşey değişmeden devam etmektedir. 
Değişen. Galata Bankerlerinin yerini diğer kapital finans kuruluşlarının alması.  Bu yakada da bağlantı kuran kesimse.  Bab-ı-Ali  yerini, Cumhuriyet’in Ankara’sının almış olmasıdır. 

•••

İnsanın birisi demiş ki “ Ben Kuran’ın pek çok ayrıntısına baktım, inceledim. Edep, diye bişeyin yazılı olduğu Ayet göremedim. Bu Camiler de yazılı  - Edep Ya Hu - sözcüğünü nerden almışlar bilmiyorum “ der. 

Akliselim Türk insanı da bu soruya şöyle karşılık verir. “ Kuran’ın içi Edep, dışı Edep kendisi Edeptir. Sen göremiyorsan. “ der. 

Konfor, Türk toplumunun vaz geçilmezi olmuş. Ben de bu konfor kültürünü Türkler nerde edinmiş, nasıl kazanmış doğrusu ben de bunu anlamadım.  Gerçi, Türklerin bin türlü kabul edemedikleri Batı kültüründe ayrıcalıklı sınıflar var ve bu sınıfların kendine özgü geliştirdikleri yaşam tarzları var. 

Ancak Türk toplumunda konforu besleyen bir kültür ve inanç, mezhep yok. Aksine sıradanlığı salık veren, israftan ve müsrüflükten kaçınmaya yönelik temel  öğreti varken. 

İşte, akıl zayıf kalınca...
İnanç tek başına vahayı çağrıştırmaktadır. Bir dönem sonra inanç İle insanın eylemi tamamen karşıtlık sergiler. İnanç dşı toplumların, akıl ve bağımsız düşün İle  geliştirdikleri sosyal yaşam ve etik değerler,  yaşayan dünyanın yeni yaşam kriterlerini  oluştururken. 
Siz bu kriterleri edinmiş olsanız da. Toplumsal yaşama, hayata  geçirmekte  başarılı  olamazsınız. Çünkü, özünü anlayıp kavramaktan  yoksunsunuzdur, ezber örtülü kabulleniş ile kerhen kabul  etmiş olacaksınızdır. 

Bu bağlamda Batı kültürünü, Doğu kültüründen ayıran kabul edilmiş öğreti. Birinin, akıldan ve bağımsız düşünceden beslenerek, yaşamın her alanın da liberal öğretiler tanımlayarak sürekli kendini yeniliyor olması. 
Diğerinin, geleneklerden, ferdiyetçilikten  ve akıldışı taassuptan besleniyor olması.   
Ne zaman, Doğu toplumu  düşünsel beslendiği kaynakları, akıldan, bilgiden yana değiştirir, tercihlerini bireysellikten yana değil kamu yararlılığı, bireysel odaklı özgürlüklerden yana kullanırsa. Bilinmelidir ki; Doğu toplumu da, bu günün Japon, Kore ve diğer gelişmiş toplumların kazandığı seviyeye ulaşır, ulaşacaktır..

NOT : Kazakistan devlet başkanı istifa ederken,  ülkenin Başkentinin ismini değiştirerek kendi ismini  vermiş NUR-SULTAN- Kızını da  Senato Başkan’ı veliaht tayin ederek. Ülkenin mülkiyetine el koymuş. 
Bir Kağan, Klan bir de Kurt. Savaşacak güçün olsa, düşman çok..

DİP NOT : Yakınlar da Orta Asya ülkelerine iş seyahati yapan arkadaşım. Kazak, Kırgız ve Tacik bölgeleri ve Ukrayna’ya  gerçekleştirdiği seyahat izlenimlerini paylaştı. 

  • “ Ukrayna, Avrupalılaşma yolunda “ dedi. Diğer Türk’i Cumhuriyetler için. 
  • “ Her bakımdan ilkel, fakirlik ve rüşvetin dizboyu olduğunu, fakirin çok fakir, orta direk olarak tabir edilen ekonomik sınıfın olmadığını “ söyledi.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı