Türk’ün İktisat bilinçi ile sınavı



Bizim  Gazeteye iktisat mezunu iki genç geldi, gençlerle karşılaşınca şımarıyor, heyecanım artıyor. Onlara dedim ki; bakın gençler, mesleğinizin kıymetini bilin, bir taşı kaldırıp başka yere koymak isterseniz arada bir iktisatçı olmalı, olacak. Sağ cebinizdeki parayı sol çebinize koymak istediğinizde yine arada bir iktisatçı olmalı, dedim. Sonra kendinizi ifade etmek, reklamınızı yapmayı, takdim ve enerji yaratmayı yapamaz, moral ve motivasyonunuzu yüksek tutmazsanız; dünyanın en iyi  Okulunu da bitirseniz farkındalık gözlemlenmez.

İktisat bilinçi, kendi dalında gelişme göstermesi beklenirken aynı zamanda endüstriyel üretim olmayınca iktisat bilinçi, finans, buna bağlı sosyal ekenomik birikim sağlanamıyor. Ayrıca bu tezi destekleyen şuda var ki; dünya çapında iktisat kuramcı Türk bilim adamımız henüz yok. Neden? Çünkü endüstriyel üretimimiz henüz ivme kazanmış değil.

Kısaca güncel ekonomik gelişmelere değinecek olurisek; Türkiye,  geçmişi 400 yıla varan ekonomik darboğazdan geçmekte ve günümüze kadar serumla yaşatılan ekobünye’ye sahip durumda. Önümüze tarihi bir fırsat geçti, bir karar vermek durumundayız. Şimdi seromla yaşatılan ekobünye’yi seromdan çekip kendi yaşam mücadelesini vermesi üzerine karar vermek ve bu yönlü kararlar alıp milletçe kararlı mücadele ederek ekobünye’yi kendi direncini kazanması yönünde şans vermek ve/veya bir 400 yıl belkide daha fazla serumla ekobünye’yi yaşatmaya devam etmek, gideceği yere kadar.
Gelişmiş ekonomiler bu süreçten geçmişler, ardından da müreffeh ekonomiye ve sosyal topluma ulaşmışlar. Karar Türk milletinin değil, Türk siyasetçilerinin, Politikacılarının. Millet her şartta fedakarlığa hazır.

HÜRRİYET - ERTUĞRUL ÖZKÖK

Geçen gün, fırsatını, açığını bulduğunda kimsenin gözyaşına bakmadan, ipini çeken yere gömen insan sayın Özkök; Hürriyet ‘in geçmiş genel yayın yönetmeni, köşe fikir adamı, köşesinde ne yazmış biliyormusumuz? ABD ile Türkiye malum meselelerden didişirken. Bizim entelektüel köşe yazarımız, ABD’nin elmasının Türkiye bütçesinin iki katı olduğunu, ABD ekonomisinin nekadar güçlü olduğu vs. Burda Sn. Özkök beyefendiye sataşmıyorum, öyle niyetim de yok güçüm çapımda yetmez, hattim de değil. Hazmedemedim, yakıştıramadım, kabullenemedim, esef duydum. Böyle bir aralıkta ABD şirketlerini yüçeltmek ne demek, Türkiye beyaz bayrak mı açsın demek. Tebrik ediyorum. Diğer yakadan, Hasan Cemal,  Ülke yanıyor yangın var diye twit atmış benzeri yorumlar yapmış. Ben de,  “seviyorsan durma bir kova su dök” diye yorum yaptım.

Hatalarımız var, olacaktır. Bugün de yarın da; hatasızım mükemmelim diyen öne çıksın. Her şartta sorgulamak yerine, var güçümüzle inanmak ve inşa etmek için mücadeleye katkıda bulunmak da ortada kalkmış olmayan kavram değil. Doğrusu, ben nefes aldığım yaşam emaresi gösterdiğim sürece asla umutsuzluktan, vazgeçmişlikten yana değilim. Eğer varsam hayattaysam, başaramayacağım iş, uzak ulaşamayacağım hedef yok.

DEĞİŞEN SİYASİ PARADİKMA

Yaşadığımız dünyanın bilgi teknoloji ve buna bağlı üretim metotları beklenmeyen çabuklukla değiştiği gibi siyasi, politik pozisyonu da yeniden yapılanmakta ve beklenilmeyen değişimler göstermekte.  Durum böyleyken , ülkelerin iç politik pozisyonları dış politikalarının da  bir parçası halini arzetme durumu hasıl oldu. Yani, siyasetçiler  ülkelerinin iç politikalarına dış siyasetlerini de aksettirerek politik pozisyon sergilemekteler. Bu politik algı hızla kendine alan açarak yükselişe geçmekte. Hatta, Liderler Twitter üzerinden dış politikalarını şekillendirerek, diplomasi kurallarını alt üst etmekteler. Bu gelişen, yükselen popilist algının istememenizde bir parçası muhatabı olmak durumunda kalmaktasınız. Ozaman, soğukkanlı,  hızlı, kararlı ve bir okadar da yapıcı çıkarlarınızı üst seviyede koruyabilecek güçlü refleksler edinmek durumundasınız. Eğer, size yönelen küvveti siz yumuşatarak etkisizleştirip o etkiyi Leh’inize dönüştürmeyi başaramaz ve karşı bir küvvetle saldırıda bulunma içgüdüsüyle hareket ederseniz, o küvvetin etkisini kabul etmiş bir/sıfır mağlub olmuşsunuz demektir. Yani, kazanılacak şey size yönelen küvvette sizin karşı yönlü yapacağınız hücumda değil.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı