Kapadokya ilçesi Gülşehir




           Kapadokya bölgesindeki ilçelere  baktığımızda  Gülşehir'in dişindaki ilçelerin,  ilçemizle kıyaslıanmıyacak ölçüde  farkındalık yarattığını görüyoruz.   
Gülşehir,  neden içine kapanmış olduğunu sorgulamak zorunluluğu şiddetle önüne geçilmez hissiyat oluşturmakta .   

Ürgüp, Avanos,  Göreme  gibi   diğer Kapadokya ilçeleri   kent  konsepti tasarım, mimari ve görsellik olarak   cazibe merkezi haline gelmişken.  

Gülşehir,  sürekli dibe cekiyor.    İlçemizde yapılan yatırım  kazandırılan eser niteliği taşıyan yapılara  yöneldiğimizde karşımıza  ilçenin görselliğini  artıran sülüetine  ruh kazandıran kültürel mirasa katkı veren bir yapılaşma göremiyoruz, aksine, kültürel mirasın silüetini bozan, kirleten yapılaşmaya tanık oluyoruz. 
Aslında ilçemiz görsel ve mimari  yapı ve eserler babında bölgede diğer ilçeler ile kıyaslanmıyacak ölçüde zengin. Bu yapılar gerektiği ölçüde korunmadığı gibi, bu eserleri gölgeleyen niteliksiz eylemlerde de bulunulmuş.


  İlçenin,  bölge konseptine uygun belediye binası varken rahmetli Oruç beyin kullandığı kemerli çarşının yanındaki harikulade yapı. Oruç reis'ten  soraraki  gelen başkan burayı beğenmeyip Büyükşehir belediye binasından çok daha büyük(yapı olarak) mimari olarak hiç bir işe yaramayan  bina yapmış.
Ardından gelen başkan da orayı beğenmeyip  eskisinden daha büyük devasa bir bina daha yaptırmış(yapı olarak) kullanım işlerlik açısından anlamsız olduğu gibi ilçenin silüetini bozan çevre kirliliği oluşturan yapıtların öncüsü. 

Bu son yapılan çok amaçlı karmaşık yapı anıtlar kurulunun ayıbı, yanındaki tarihi Kütüphaneninde cellatı olmuş.  İlçe halkımızın da  göz zevkini bozmuştur.  Mevcut başkanın da bir ofis arayışı içinde olduğu malumumuz. 

Doğrusu kendini başkan hisseden hiç kimse orda oturamaz, İlçey'e başkan'ın en hayırlı hizmeti bu iki binayı yıkmak olur. Bu arada başkan'a ben eski Oruç reis'in kullandığı binayı başkanlık ofisi  için öneririm.

 
İlçemizin uzun yıllar boyunca  atıl kalmasının önündeki büyük engel önce,  İlçeli sonrada seçtiğimiz yönetiçiler. 
Bizim algımız neyse onu seçiyor seçtiğimiz insanda bizi yansıtıyor. Kemerli Çarşı,  Kütüphane,  Karevezir  Cami ve  Sarıtaşlı eski gerçek Belediye  Binası  İlçenin meydanına görsellik güzellik tarihi zenginlik katıyor.  

Halihazır kullanılmakta olan belde belediye AVM  konseptli devasa yapı,   Başkanlık  binası uyumsuzluk yaratsada da;  şehir yaklaşık 300 yıllık hafızasını koruyor. 1/2 hissesi ilçeye ait olan sevgili rahmetli Oruç beyin hatırası eski belediye binasının satışı gündeme getirilmiş 1/2 hissesi özel idareninmiş kiracılardan istenilen gelir elde edilmemiyormuş. Peki ilçede belediyenin  takriben 200 adet menkülü var kira alamıyoruz gerekçesiyle hepsini satacakmıyız.   Konu bu değil , eski belediyeyi satmak gülşehiri satmakla farksız. 

Bu yapı ilçenin hafızası.  İleriki yıllarda hemen bitişiğindeki Kepezin görselliğini bozan altı katlı binanın aynısı yapılırsa ne olaçak,  Belediye'nin müsade etmiyeceği düşünülebilir; bu durumu tedbir saymaymalımıyız. 

Bir konu daha var ; ilçenin 50 yıllık sağlık ocağı yerinden alınarak çevre yoluna taşınmasını kim ve hangisi mantıkla izah edebilir. Bizim sağlık ocagı konseptinde Türkiye'de bir benzerini gören oldumu?  Bu duruma sebeb olan kimse lütfen izah etsin, mahcup olalım utanalım. 

Ayrıca sağlık ocağının yeri ne olaçak?  Bunu da bilmemiz hakkımız değil mi? 

Toplum olarak eleştiriyi hazmettiğimiz  çok söylenemez. En kötü eleştiri, en güzel fikir, inanç ve düşünceden birşey eksiltmez keza perçinler güçlendirir.

İlçemize tasarım algısı şehire görsellik ve entelektüel  algı kazandırmalıyız. Büyükşehirler'de yapılan rant yanlışları şehirlerin yaşam kalitesini düşürdü,   Büyük kentler insanların zoraki ikamesine dönüşmüş durumda.  

Bu bağlamda ilçede yaşam klitesini düşürecek çevre ve  ilçenin görselliğini bozacak eylemlerden maksimum kaçınmalıyız. 

Şehirlilik,  şehirde veya kırsalda yaşamak değil,  şehirli olmak sorgulamak ve sorumluluk almaktır. Umutsuzluktan daha büyük kıyamet tanımıyorum duymadım. 

Millet olarak bu topraklarda muciti olduğumuz materyal yok biliyorum, olsada  onbin de  bir. En büyük mucidimiz İstanbul'un Fethi, bu şehiri de yaşanılmaz duruma soktuk, haksız mıyım?   

Birşeyler yapmak içinde umutsuz karamsar olmayacağız.  En büyük inanaç inandığın değerde kararlılık göstermek irade sahibi olmaktır. 
Ahmet'in söyleşisi ,   mehmed'in aksi görüşüyle yıkılır. Akademisyen  titizliği ve çalişmasıyla elde edilen bilgi ve birikim kişide kalıcı inanç ve irade oluşturur.  Umursamazlık ve sorumsuzluk insani bir refleks değildir.

Şunu da ifade etmeden gecmiyecem; ilçeye doğalgaz alınması sürecine tanık oldum, sayın başkan Vahdi bey'in halkı yanına alarak  çözüm  üretmesi netice almasını takdirle karşılıyorum.
İlerleyen  zaman da başkanın ilçemize artı değerler katacağına inanıyorum. Şuda bir gerçek ki biz Türkler şehir planlama ve tasarımında başarılı değiliz, şehir kurma ve yaşam konsepti kazandırmada Hollandalılar çok ilerde.  Başkana önerim Hollanda'nın bir şehiriyle adaş şehir ilişkisi kurup onlardan yardım almasını salık veririm. Gelecek kuşaklara ucube yapılar değil onur duyacağımız eserler kazandırmalıyız diye düşünüyorum.


İbrahim Selvi


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı