BUHARA - SEMERKANT



          Büyük medeniyetler, uluslar  büyük idealler ile kurulur. Millet ve medeniyetleri , küçük detaylar, ayrıntılar ayakta tutar. Basit gördüğümüz eylemler, refleksler  toplumun kalitesini  seviyesini ortaya koyar. ulusları ayakta tutmaya, sadece askeri güç ve devlet otoritesi yetmez.  Yaşayan toplum , sürekli kendini canlı, dinamik yeniliğe açık tutmalıdır.  Türklüğün  bayraklaştığı, medeniyet oluşturduğu ölümsüz şehirler Buhara ve Semerkant olmuştur. Rusların 1917  Bolşevizme kominist devriminden sonra 1920 yılında bu şehirler, Rusların barbar istilası sonucu işgal edilerek yıkılmıştır.
          Türkleri Anadolu'ya taşıyan, Buhara ve Semerkant gibi şehirlerde yarattığı yüksek medeniyettir. Kabuğuna sığmayan millet, Anadolu'da Bizans'ın estirdiği insan hakları ihlali içeren bağnaz politikalarına 1071 Malazgirt meydan muharebesi ile son vermiştir. Sultan Alparslan Anadolu'ya Türklerin oluşturduğu yüksek kültürü  taşımıştır. Bu kültür bu din inanç, hümanist insana saygı, sevgi ve güven içermekte. İncinsen de incitme gibi derin insani duygu içermektedir.  Dinin siyasete devlete ziyaret etmediği saflığını koruduğu hali ile Anadolu'ya, yüksek ideal ile taşınmıştır. Hoca Ahmet Yesevi, Şah Muhammed Bahhadin haz. Gibi hümanist din ve düşünce bilgeleri Semerkant, Buhara ve Anadolu'yu imar etmişler, onların talebeleri, fikirlerinde etkilenen Anadolu Erenler'i bir millet yaratmışlardır.  Buhara'dan Anadolu'ya taşınan inanç dinin özü saf, siyaset ve devlet ile işbirliği yapmayan şekildir. Buna Alevilik de denir. Abbasiler ve Emeviler döneminde, Aran yarım adasında dünyevileşen  Sünni din algısı, YavuzSultan Selim tarafından halifelik algısı ile devlete siyasete karıştırılan ve daha evvelden dünyevileşen halifelik, Anadolu'da artık Patişahın otoritesi altına girmiştir. Bu girişim de Türklerin Anadolu'da  yüçelttikleri medeniyetin çöküşünün ana unsuru görülmektedir. Bugün hala  Cumhuriyet döneminde de bu dünyevileştirilen din algısının, siyasete ve devlet politikalarına, bilime , düşünceye  siyaret ettiğini görüyoruz.

AĞUSTOS VE ZAFER BAYRAMI

          Ağustos ayları, mevsimin verdiği olanaklar ile ve Allah'ında takdiri milletimizin inanç ve idealleri sayesinde, Allah milletimize  zaferler nasip etmiştir. Bu zaferler kimi zaman  30 Ağustos 1922  Büyük taruz , medeniyetimizin önünü acmiş, yüceltmiştir. Son Ağustos büyük taruz ile de, işgal edilen medeniyetimiz tekrar varlık zaferi kazanmış, Allah bize bir şans daha vermiştir.  Milletimize, medeniyetimize varlik kazandıran Allah'a hamdolsun. Bu zaferlere öncülük eden başta Kemal Atatatürk, İsmet İnönü  ve bütün silah arkadaşlarını rahmetle yağdeder, müteşekkiriz. Bu medeniyeti bize kazandıran  kurucu atalarımıza teşekkürümüz, medeniyetimizi riske sokmamak  dah evvelki hataları millet olarak tekrarlanmak olacaktır. Muhassır millet, kalkınmış medeniyet gelişmiş insan, toplum ile yaratılır.  Milletimiz medeniyetimiz için, inandığımız değerler oluşturduğunuz kişisel karekter de en azından kurucu Atamız Atatürk'ün  karekterin de olsun.  İnsan kişisel yücelme, gelişme göstermeden toplum mesafe kaydedemez. Bilimsel düşünce, analiz eden mantık ve değişmeyen insani refleks edinmeyi temenni ediyorum.
       

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı