Politik mantık

 


Politik mantık

Ekim 11.2024

İbrahim selvi 

Kapadokya/Turkiye


Dunyanın birçok cografyasinda ve başta Birlesik devletler'de  politikacılar, şairler ve din adamları hayal pazarlarlar.


Şairler gökten şelaleler akıtip sonsuzluga uzanan vadiyi binbir  çesit çiçekler, zambaklar,  papatyalar ile donatıp beyaz atları dört nala süren aşıklar var ederler.


Keza din adamlari da öyle Ceneti ve Cehennemi kendi mulkiyetlerine alıp diledikleri çevreyi  salarlar azaba ya da mukafata.

İnanç ideologlarıdır dine çıkarları doğrusunda ideolojik kavram kazandırırlar.


Politikacılar da öyle kamu maliyesinden diledikleri çevreye istedikleri kadar lutufta bulunduklari gibi, seçmen kitlelerine sanal refah ve mutlu yaşam vaat ederler.


Oysa düz yazı yazanlar ve iş insanları yaptiklarindan ve yapacaklarindan kendi kendilerine sorumluluk atfederler.



İs insanı matamatiksel veriler, rakamlar ile düşünur ve rakamlar ile karar verirler.

Matamatiksel zekaya sahip olmak ya da o yönlerini gelistirmek durumundadirlar.

Aksi durumda varliklarinı devam ettiremezler.


Muhendisler ve Mimarlar da öyle onların düsunce yapılari ve iş  politikalari gereği matamatiksel veriler ile belirlenir, soyut kavramlar onlarin düşun ve mantik alanlarinda tutunamaz.


Düz yazı yazmakta yine muhendislik gibi akla, mantığa hitap etmek ve bilgiye, gerçeğe dayanmak durumundadirlar aksi durumda yazı, fikir ayakta duramaz el ucuyla yıkılır.

Fikire, görüşe itiraz etmiş olsanizda ilerleyen sürecte beyninizde o düşünceyi ya ekarte edeçek ya da onunla savaşmak, mucadele etmek durumunda kalaçaksınız.


Asıl yazmak istedigim bu konuydu, yukarısını giriş olarak kabul edin.


Demokratik rejim - despot bilinç

Rejim demokratik,  secmen bilinçi  desbot ve partizan olunca siyasetci, politikacı rahat eder " nasıl olsa bana sahiplenen bir seçmen tabanım var, ben bunları biraz da kutuplastirirsam rejim ve yasam tarzı yönlü  ohhh gel keyfim gel" der.

İdeoloji,  siyasetcinin oy bankası nezdinde açık kredidir, harca harca bitmez.

Politik zemin bu realiteden beslenince;


Sahada secmen arada kalır,  nehire girse yüzme bilmiyor kayığa binse parası yok.


Parasız adam kayiğa binmis nehirin tam  ortasına gelince adam,  kayıkçıya " kayıkçı benim param yok demiş " kayıkçı, adama dönüp seni karşıya geçirsem bana yazık geriye dönsem sana yazık be adam  demiş.



Makalenin devamıni okurun öngörüsüne bırakıyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

TURİZM MERKEZLERİMİZ VE FİYAT POLİTİKAMIZ

GÜLŞEHİR KİTAP FUARININ ARDINDAN