Despot bilince, demokratik sistem baş ağrısı yapar

Bilinç despot, yönetme  sistemi demokrasi olursa seyreyle halkın ahvalini.

Haziran 4.2024

Kapadokya/ Turkiye


Demokrasi :

Demokratik rejimlerde siyasi partilerin siyaseten fikir, görüş ,  bilgi, tecrübe kaynaklı ülkeye hizmet  etmek amaclı  politik  rekabetin kurumsal siyasi parti kimliğindeki  tanımına demokrasi denir.



Bu rekabet de demokratik rejim gereği ülkemizde siyasi partilerin önçülüğünde yapılmaktadır.

Demokratik rejimin gereği siyasi partiler olmadan demokrasi olamaz, demokratik rejimin   işleyemiyecegi gibi politik rekabeten de söz edilemez.


Anti demokratik, demokrasi kültürü gelismemiş toplumlarda her ne kadar seçim, sandık ve halk temsilcileri bir Meclis çatısı altında millet adına irade gösteriyor olsalarda eğer seçilen Milletvekillerini parti belirliyor ve seçmen de  terçihini o yönde kullanmak durumunda kalıyorsa ki,  bu seçim ve demokrasi içerik olarak,  parti demokrasisidir.



Demokratik toplum kaynaklı Milletvekili'ni ön seçim ile her bölgede halk kendisi belirleyip seçerek Meclise gönderir ki seçilen temsilci Vekil hiçbir lider sultası ve grub basgısı altinda kalmasın, özgür iradesini gösterebilsin.


Diger yanda, parti demokrasisinin olduğu,  yani yarı anti demokratik ülkelerde.

Bu duruma örenek çevremizde bir çok ulus var ki;

Özgür düşünce gelişemez fikir ve görüşler cezalandırılir ve bu yolla insan bakiyesi kısırlaştırilir.


Otoriteye karşı yurttaşın, bireyin kendini ifade edebilmek,  açık toplum olmanın gerekliliklerini sağlamak, hesap verebilirlik, denetlenmek gibi demokratik taleplerin karşılanmasını sağlamsı yönlü kültür toplumda  kendisine alan acamaz.


Korku ve endişe, kenara atılma, dışlanma vb.  siyasi mahalle baskisı yer çekimi katsayısı düşüncenin, fikrin en etkin faktörü olarak tanımlanmak durumunda kalınır. 

Onlarca gazeteçi farklı fikir görüş ve düşüncelerinden dolayı Türkiye'nin etkin medya kanallarında tasfiye edilerek yan medya kuruluslarinda ya da bireysel sosyal medya platformlarında kendilerini ifade etmek durumunda bırakılmakta.



Hükümet'in her hangi bir politikasını eleştirdiğinde muhalif;

Hükümet'in olumlu, yuksek deger atfeden politikalarıni ifade etiğinde yandaş ya da Hükümet'i temsil eden Partili olarak katagorize edilmekte.




Bu durum otoriteye kendi kurum ve kuruluşlarında keyfiyetcilik, başına buyurukluk alanı açarken;


Diğer yanda karşı tarafta,  kamu alanında uzun vadede otoritenin kendisini yenilemesi, degişime açık olmasi kendisini reform edebilmesi gibi  reflekslerini köreltmektedir..


Netiçede Otorite, devlette aynı toplumun insan kaynağından, insan bakiyesinden beslenmek durumundadır.


Kendi ulusumuzda çıkaramadığımız uzman bakiyeyi ithal ettiğimizde MB ( Merkez Bankası ) ilgili uzman da  ulusumuzun politik, sosyal, mali şartlarına ayak uyduramamakta ve kısa sürede kurumdan  ayrılmak durumunda kalmaktadır.




Netiçe itibarıyla konuyu uzatmadan.


Demokrasi, seçim ve sandıktan ibaret değildir.


Demokrasi, sandık ile seçim ile başlar ancak ucu acık sürekli gelişmeyi ve yeniden tanımlanmayı gerektiren, içi sürekli boşalan bir kavramdır.


Dünün demokrasi, demokratik toplum kavramı, tanımı bugünün beklentilerini karşılamaz, karşılayamaz.


Gerçekçilik:


Çevremizde yaşadığımız coğrafyada komşu uluslar var ve bu devletler ile farklı alanlarda iş biriliği yaptığımızda oluyor.


İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan ve Ermenistan gibi.

Bugünün koşullarında bir İran'ı ya da Irak'ı Almanya yapmak İsviçre'nin standartlarına çıkartmak için siyaset yapmak, politika geliştirmek  💯yıl önce ölmüş insanın mezarında onu diriltmeye çalışmaktan farklı değildir.


Hatta belki mezardaki ölüyü bir metodla diriltme umudu vardır ancak bu ulusları yüceltmek, geliştirmek olası değildir.


Türkiye yaşadığı bin yıllık Anadolu'da kentlerinin deranajını, mazgalını yapamamış.

kentlerimizde ayak seslerinden yıkılan binalar var, ve biz bu toplum ile bir medeniyet, uygarlık yaratmak istiyoruz.


Ve bu yönlü ivmemizin temel güç kaynağı Atatürk gibi lider beklemek!




Oysa, çevremizi değistirmek, uygarlik yaratmak, medeniyet kurmak icin çalışmak, uğraş vermek yerine;


Kendimizi, bilincimizi, bakış ve görüşlerimizi değiştirmek için birazcık gayret göstermiş olsak.



Çevremizin ve yaptığımız, yapacağımız islerinde degişecegine tanık olacağız ve bu degisimin kendiside zaten uygarlıktır,  medeniyet göstergesidir.



Kapadokya post

İbrahim selvi 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

TURİZM MERKEZLERİMİZ VE FİYAT POLİTİKAMIZ

GÜLŞEHİR KİTAP FUARININ ARDINDAN