Eğitim dönemsel süreçte verimlidir
Eğitim dönemsel süreçte verimlidir
Kapadokya \ Türkiye
26 Ekim 2022
Gözlemliyorum, bakıyorum ve tanımlamaya çalışıyorum.
Elde ettiğim veriler beni şöyle bir tanım yapmama yönlendiriyor.
İnsan yaşadığı çevre ve içinde bulunduğu kültürün eseri olarak kabul ediliyor.
İnsanın eğitiminin üç yaşında başladığını öngörürsek, bu süreçte çocuğa üç yaşında öğretilmesi gereken kural ve alışkanlıkları kazandırmalısınız;
Tıpkı beslenmek gibi düşünün.
Yetişkinlik çağındaki beslenmek, ileri yaşlardaki beslenmeyle kıyas kabul etmeyecek ölçüde önemlidir.
Gerçek beslenme çocuğun anne rahminden başlayıp 25 yaş sürecine kadar olan aralıkta sağlanması gereken beslenmedir.
Daha ileriki yaşlarda sağlıklı beslenmenizin hiç yararı yok değil ançak, tek yönlü yararlılık sağlıyor sağlıklı yaşamak gibi.
Eğitim müfredatınızda ya da aile içi, sosyal çevrede elde ettiğimiz sosyal kültürel kazanımlar belirli yaş ve zaman aralığında sağlanmalıdır.
Yani dört yaşında çocuğa kazandırmanız gereken alışkanlığı on dört yaşında verirseniz verilen eğitimin bir yararı olmuyor.
Şuğuraltı o bilgiyi yönetmek ve ilkeleştirmek anlamında geliştiremiyor.
On dört yaş eğitimini otuz yaşında verdiğimizde yine aynı sonuçla karşılaşıyoruz birey bu bilgiyi muhatap kabul etmiyor şuğur altına kayıt edip fiziksel reflekse dönüştüremiyor.
Tersine yine ileri yaş kazanımını nasıl erken yaşta çocuğa veremiyorsak ki bu durumda öyle.
Kısaca çocuğun eğitimi dönemsel fiziksel ve ruhsal gelişimi göz önünde tutularak verilmelidir.
Bu çalışmaya denek örnek :
Yetişkin insan çevresinin temiz tutulması gerektiğini çevreye rast gele çöp atılamayacağının bilincinde, bunu çok iyi biliyor.
Önce çöpü yere atıyor, sonra çevresine bakıp bir adım ötede çöp kutusunu fark ediyor, 'tüh keşke çöpe atsaydım' diyor ya da o çöpü oradan alıp çöp kutusuna bırakıyor ve veya boş verip geçiyor.
Mesire yerleri ve günübirlik kullanılan parklarımız yetişkin insanların çevreyi nasıl hoyratça kirlettiğinin küçük örneği.
Yetişkin insanlar çevremizin temiz tutulması gerektiğini çok iyi biliyor ançak, bu bilgiyi çok ileri yaşta kazandıkları için bilinç altında bu davranışı birey, ilkesel reflekse dönüştüremiyor, hatta bunu ilerleyen süreçte hiç başaramıyor.
Çünkü, çevre bilinci çocuğa dört yaşında kazandırılması gereken bir davranış modeli.
Türk toplumunda yetişkin insanlar yine Trafikte yaya geçişi işaretlerinin olduğu yerlerde gereken dikkati, özeni gösteremiyor, yine aynı olumsuz geri dönüşüm bu alanda da yaşıyoruz. Aslında Trafik te bir çevresel faktördür.
Ve buna benzer onlarca şeyi örnek verebiliriz.
Dört yaş dönemindeki çocuğa çevre, Trafik ve diğer kültürel kazanımların sağlanması durumunda, bu grub yetişkin çevre sözünü ettiğimiz alanlardaki davranışları pozitif yönlü daha güçlü kuralcıl fiziksel/ruhsal reflekler geliştirdikleri gözlemleniyor.
Bu alanda sevindirici şey; Emniyet ve Jandarma Teşkilatımızın yukarda sözünü ettiğim küçük yaş gruplarına çevre ve Trafik kuralları hakkında sürekli eğitim verdiği haberleri bu kurumlarca bize iletiliyor.
Buradan Emniyet ve Jandarma kolluk güçlerimize bu çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyorum, bu kurumlarımızın çalışmalarını destekliyor, çok önem atfediyor etkinliklerini kutlıyorum.
Ançak, çevremde hala muidi geçmiş eğitim öğretim modelini sürdürmeye yönelik ilkel olduğu gibi, ilkesiz öğretim taraftarı olan ilköğrenimde öğretmenlerimizin olduğu izlenimleri bana iletiliyor, geliyor.
Bu durum çok katı kabul edilmez ve de sevimsiz olduğu gibi bir de ilaveten öğrencilerinin parmak uçlarına cetvel ile vuran öğretmenler var, varmış.
Bunları da buradan şiddetle kınıyor, milli eğitimin bu kalıptaki öğretmenlerin sözleşmesini iptal etmesini diliyorum.
"Ya öyle mi!"
"Adamların elinde 657’ye tabi kamu personeli tapu mülkiyeti var, onlar yüz kızartıcı suç işlemedikleri sürece kimse yerlerinden oynatamaz."
Bu konu ayrı olduğu gibi çokda ilkel çok da bağnazca bir yasa.
Taşın altına elini, başını koyman yetmez, yaptığın işe tüm vucutunu koyacaksın ki, ya altında kalacaksın ya da o yükü, işi taşıyacak iradeyi bütün varlığınla yöneteceksin.
Ya..
Sen el ucuyla, el yordamıyla iş yaparsan, tüm Milli Eğitim sınıfta kalır.
Bugün birazcık mali durumu iyi olan aileler çocuklarını devlet okullarına göndermiyorlar. Kentlerde devlet lisesi adına birşey kalmadı, kentlerde onlarca kolej varken devlet lisesi ya bir bilemedin sayısı ikiyi geçmiyor. Nekadar tirajı komik bir durum değil mi?
Nerede kalmıştık?
Bizim bir öğretmenimiz vardı bizi öylesine döverdi ki, yetişkin insana vurur gibi tokatı, yumruğu öylesine indirirdi ki savaşta düşmanı etkisizleştirmek için vurmak gibi.
Korkutmak, korku, bireyin bütün reflekslerini kör eder insanı mankurtlaştırır.
Bizim bir komutanımız vardı askerde, askerleri öylesine döverdi ki, eşek döver gibi; hakikaten eşek dövülür mü? Çocukluğum köyde geçti, eşeğimiz vardı ve ben eşek döven bir köylü hiç görmedim daha doğrusu hayvan döven bir insan görmedim.
Bu çocuk dövmek insan dövmek alışkanlığı nereden nasıl Türk toplumuna kazandırıldı bilmiyorum.
Türkiye’nin yakın geçmişinde bir de işkence hadiseleri var ki, oraya hiç girmeyelim çıkamayız.
İnsanı korkutarak, döverek mankurtlaştırırsanız, bu yolla çok kolay yönetebileceğiniz bir toplum yaratırsınız ançak, üretemeyen, düşünemeyen ve kendisini ifade edemeyen bir halkınız olur.
Toplumu gelştirmenin lokamatifi eğitim, alternatifi yok.
Eğitim toplumu üst kültüre taşır.
Üst kültür insanı, hayata kendi gözleriyle bakar ve kendi algısıyla değerlendirip bir yargıya varır.
Üst kültür eğitim modeli, bireye yüksek derecede matematik ya da fen bilimleri kazandırmak amaçlı değildir, hayatı ve yaşamı okumaya, ilkeleştirmeye yöneliktir.
İlkeleri olan toplum, birey bir lokomatif önderliğinde bir rayda gidiyor demektir, o toplumun yarattığı sistem raya oturmuştur.
Üst kültür toplumunda kadının beyanı esas kabul edilir.
Kadına yöneltilen suçun sabit görülmesi durumunda işlenen suçun cezası erkeğe oranla bir kat daha fazla artırılmalıdır ki suçun kadına yönelik işlenmesinden mütevellit.
Üst kültür toplumunun kadını dokunulmazdır ve her hakkı otorite tarafından güvence altına alınmıştır ifadeleri; O toplum, yaşadığı çağın en üst kültürünü temsil ediyor demektir.
Çünkü, kadın yaşadığı toplumun anasıdır, her bireyin baş öğretmeni ve her birey onun eseridir.
Ve daha bir çok şey.
İbrahim Selvi
Kapadokya post köşeyazarı
Gulsehir.org.tr
Selviabraham.blogspot.com
Haberinyeri. Net
kapadokyapost@gmail.com
anatoliaslv@gmail.com
Köşemi takip etmekten keyif alıyorsanız lütfen yakınlarınıza öneriniz köşem hakında görüş ve yorumlarınızı kapadokyapost@gmail.com gönderebilşrsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder