ÇEVRE, İNSAN RUHUNUN GÖSTERGESİDİR


Çevre İnsan Ruhunun Göstergesidir


Yağmur taneleri ne kadar zarif, düşerken gökten damla damla, insanın ruhuna dokunur ince, ince.

İnsan kaygısız ilgisiz ve rekabet güçünden yoksun olunca, ruh diye bir kavramdan hulesa. Hayvan desek, hakaret olur bizm kelp-e.

Sevimli varlıklar hem de çok sevimli hayvanlar, ruhu olan insanlar için.
Ruh olmayınca, insan da; hayvanlar da sevimsiz zul olur O, mahluklara.

Çevresini kirleten, tek kullanımlık yiyecek içecek ambalaj kutularını rastgele sokak ve caddelere atıveren....

Sadece çevrelerini kirletmiş olmakla kalmayıp,  
Milletini, insanlığını, aidiyetini, mezhebini sorgulatıp  ayıplatıyor.

Bu türden ve benzeri çevresel sorumsuzluklar Toplumda  insanlar arasında sevgi, saygı ve güven duyularını  zedeliyor. 
İnsan, insanlık donuklaşıp matlaşıyor,  yaşam zevkini yitirip değerler sıradanlaşıyor.


İNGİLTERE'DEKİ  SEÇİM SONUÇLARI

12  Aralık’ ta İngiltere’ de yapılan Genel Seçimlerde  

"Toriler" Muhafazakar Parti, Boris Johnson  liderliğinde girilen seçimi kazandı.
İngiliz Parlamentosunda  tek başına hükümeti kurabilecek çoğunlukta 368 sandalye elde ettiler.
Halbuki seçimden  önceki İngiliz Parlemontosundaki  Boris Johnson  hükümeti koalisyon, azınlık hükümetiydi


Muhafazakar Parti Lideri Johnson  İngiliz seçmenini  çezbetti, ileri sürdüğü  Brexit politikası seçmeni etkilemiş olmalı ki. 

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn Seçimlerde hezimete uğradı ve İşçi Partisi liderliğini bırakacağını açıkladı.

Liberal Demokrat Parti lideri Jo Swinson Brexit’i durduracak hükümeti seçmek için seçimlerin iyi bir fırsat olduğunu söylemişti, AB yanlı politika geliştirmişti.

Aslında İngiltere,  AB'nin başından bu yana çürük yumurtası. 
AB'den çık çıkmıyor, devem et /etmiyor. 

Yani İngiltere Brexit süreçini savsaklıyor. AB'ne devam dese de hayır da dese yüklü miktarda Birliğe mali ödeme yapmak durumunda kalacak. İngiltere bu ödemeyi yapmak istemiyor.

Diğer yanda, AB'nin de uzun vade de  sürdürülebilir alduğu da tartışma konusu.

YENİ KURULAN SİYASİ PARTİLER VE TÜRK SİYASETİNİN DİNAMİKLERİ

Türkiye de bir yanda yeni kurulan Cumhurbaşkanlığı Sistemi sorgulanırken, diğer yanda demokrasimiz renklenip çeşitleniyor.

Türkiye de kurulan yeni partilere gelince; günümüz siyaseti her ne kadar ideolojik ya da dinsel, mezhepsel köklerden besleniyor gözükse de, seçmen daha çok sağlam tutarlı politikalardan yana tercihini kullanıyor. 

Türk Seçmeni  her zaman büyük resime bakıyor.
Bakın, 2002'de Refah Partisinin devamı, Ak Parti, Türkiye'de istenilmeyen siyasi görüştü. 

Sonra ne oldu? 
Üç, dört dönem boyunca %50'ye yakın seçmen terçihiyle sürekli tek başına hükümet  olmayı başardı. 

Yeni kurulan partiler, kurulduğu gibi kalır mı? yoksa, zamanla kitle partisine dönüşür mü? bunu zaman ve liderlerlerin  vizyonu, Türkiye’nin politik siyasi şartları belirleyip gösterecek.


TRAFİK, ŞEHİR, TASARIM VE YAŞAM

Şehirler birbirinin aynısı. İnsanlar AVM'lere hapsediliyor. 

Bütün sosyal yaşamı Avm ile sınırlı tutmak becerisi büyük kıyafet gerektirse gerek. 

Sinama izlemek içinde dahi Avm'ye gitmek durumdasınız.

İnsanımızın yaşam kültürü gelişmiş değil ki,  yaşanılır kent beklentisi olsun.

Tiyatro binaları, Orkestra Salonları ve  Büyük konser alanları yok.

Çoğu kentimiz de politik mitink alanlarımız, kent meydanlarımız da  yok.

Kentler,  her geçen gün varoşlaşarak yoksullaşıyor. 

Halkın  gelir  düzeyi  sürekli seviye kaybediyor. 
Tl'nin satınalma güçü, uzun zamandır  hiç bu   kadar  düşmemişti. 


Kentler ayırt edilmeksizin " küçük kentler de dahil"  yürüyüş yapmak olanaksız,  kentlerde Bisiklet alışkanlığı hiç gelişmiş değil.

Bunun yanında Büyükşehirlerde Trafik düzenini sağlıyacak Konsersyum "sivil ekip, Zabıta" gelişmiş değil.

Günümüzde   kent  yaşamı  bu denli olumsuzluklara kapı aralarken, kentlerdeki kamu binaları oldukca devasa yapılar olduğu gibi  konfor donanımı ile de dikkat çekiyor. 

Her şeye rağmen devlet her alanda israfa ve kamusal duyarsızlığa  " caddenin, sokağın ortasında elektrik direği" devam ediyor. 

Kamu adına yapılan binalardaki konfor ve lüks konsebt, hiç bir Avrupa ülkesinde görülmüş değil.

Oysa, Ak Parti'nin iki söyleminin birisi tasarruf ve kamuda  israfı önlemek amaçlıydı.

Bu amaçla, kamuya ait lojmanları,  tatil yerleşkelerini, Meçlis konutlarının  satarak elden çıkarmışlardı.

İşte bu  sosyal, iktisadi ve çevresel faktörler içinde  insani beklentiler, Türkiye’nin   siyasi politikalarını  revize edecektir. 

Kentli toplumun  belirliyeceği, Seçmen terçihleri paralelinde yeni politikalar geliştiren siyasetci\parti öne çıkacaktır.

Ve gelecek on yıllardaki kenlerimiz daha yaşanılır şehirler olacaktır. 

Bu bahisle;
Kentli insan,  yaşamak istediği kentin dinamiklerini iyi belirlemeli ve bu  yönlü kararlılık göstermelidir. 

Yani, her şey seçmenin bilinciyle paralel gelişme gösterecektir. 


İktisat teorisinde olduğu gibi,   siyesette de  talep  arzı yönlendirecek,  yönetecektir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy

Araştırmacı Yazar İbrahim Selvi ile Röportaj Röportaj : Asude Can

HDP-YSP ya da Kandil'in siyasi uzantısı