Din için Takva, Devlet için Hukuk
Din için takva, devlet için hukuk
Dini öğretinin varlığını koruması olası istismarlardan korunması için din, takva zırhıyla korunmalıdır. “Takva; inançın ilkelerine karşı şüphe uyandıran eylem ve amellerden kaçınmaktır. “
Devlet için de hukuk, aynı dindeki takva örneğinde olduğu gibi eşit yurttaşlık ilkesine paralel hukukun ayrıcalıksız uygulanabilir olmasında saklıdır.
Hukuk, devletin temel kaidesi dayanağıdır ancak uygulanabilir olduğu sürece.
Din, nasıl kendi içinde evrensel bir öğreti barındırıyor ise hukuk da kendi özünde uygulanabilir evrensellik barındırmalıdır.
Devlet için hukuk, kamu yararlılığı yanlı ayrılacıksız hiç kimse için iltimas geçilmeksizin uygulanmalı ve millette de bu yönlü kararlı inanç oluşturulmalıdır.
Bu durum devleti oluşturan kurum ve yöneticilerin de millete karışı “ yönetmek anlamında “ elini güçlendireceği gibi, toplumun millet olma harcını da güçlendirecektir.
EVRENSEL İÇERİKLİ POLİTİKALAR
Neden zorlanıyor, neye karşı kendimizi savunmak, ifade etmek ve anlatmakta güçlük çekiyoruz ?
Kimi zaman iç politika da çoğu zaman da dış politika da ürettiğimiz politikaların karşılık görmediğine hatta çoğu zaman çatışma ve tartışmalara kapı araladığına tanık oluyoruz.
Neden ?
Çünkü ürettiğimiz hukuk ve adalet algısı buna bağlı yönetsel amaçlı yaptığımız Anayasa her ne kadar iç politik yararlılıkları karşılamış olsa da dış dünya İle ve özellikle içerisinde bulunduğumuz AB kriterleriyle uyum sağlayamamakta.
AB, Kopenak Kriterleri, AİHM , Maastricht sözleşmesi gibi evrensel normlardan yoksun bırakıldığını görüyor, çoğu kabul edilmiş yasaların da uygunlukların da kısıtlı uygulandığını farkediyoruz.
AB, Kopenak Kriterleri, AİHM , Maastricht sözleşmesi gibi evrensel normlardan yoksun bırakıldığını görüyor, çoğu kabul edilmiş yasaların da uygunlukların da kısıtlı uygulandığını farkediyoruz.
- Tutukluluk ve yargılama aşamasında güçlü delillerin oluşmasına yönelik kanıt yoksunluğu.
- Hukukun partizanlaşmasına yönelik gelişmelerin yargı kararlarında yaygınlaştı gibi önüne geçilememesi.
- Özel mahkemeler ve..
- Daha bir çok hukuki ve yargılamak anlamında özürlülük
O zaman hukuku dayanak kıldığımız Anayasal yönetim kısır kalıyor, gelişip evrensel değer yaratamadığımız gibi kendi toplumsal yararlılığımıza katkı verecek yetkinlikten de yoksun kalıyoruz.
Toplumsal barışı zorluyoruz.
Uzlaşı kültürümüzün gelişmesi engelleniyor.
Siyasi kutupsallaşma kendine alan açıyor.
Vb.
Diğer yan da;
Devlet yurttaşından beslenir.
Devletin beslendiği kaynak kendi insanı halkıdır.
Devletin beslendiği kaynak kendi insanı halkıdır.
Yurttaş ne kadar gelişmiş evrensel normlar İle yoğrulmuş, çağdaş ve medeni tanımları özümsemiş ise. ..
Devlette o denli karakterli, güçlü öz güveni yüksek kendi yanında da dış dünyada da saygınlığı yüksek itibarlı olur.
23 Haziran’da yapılan İkinci İstanbul seçimleri ve seçim sonrasında ki uzlaşı, karşı tarafı kabul edirlik.
Türk demokrasisine güven ve saygınlık kazandırmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder